Dün gece (13 Ağustos) yayımlanan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 16 üniversiteye rektör atamaları yapıldı.
Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Tümay, Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Özlenen Özkan, Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Meryem Tuncel, Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mehmet Karakoç, Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Musa Yıldız, İnönü Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Ahmet Kızılay, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. İsmail Koyuncu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Yavuz Ünal, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Alim Yıldız, Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Tamer Yılmaz atandı.
En dikkat çeken atama Ankara Üniversitesi rektörlüğüne
Bunların içinde en fazla, eski AK Parti Adana Milletvekili Prof. Dr. Necdet Ünüvar’ın atanması dikkat çekti.
2002 yılında Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı, ardından üç dönem milletvekilliği yapmış tıp profesörü Ünüvar’ın son görevi Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu üyeliğiydi. 18 yıldır üniversitede görev yapmamış AK Partili Ünüvar’ın, içinde Siyasal Bilgiler Fakültesi, Hukuk Fakültesi gibi fakültelerin de olduğu Ankara Üniversitesi’ne rektör olarak atanması, üniversitelerde partizan kadrolaşmaya bir örnek olarak eleştiriliyor.
Fakat yerine atandığı Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Erkan İbiş de görev süresinde gösterdiği performansla en az onun kadar üzerinde durulmayı hak ediyor.
Tıp profesörü olan Trabzonlu Erkan İbiş’in rektörlükteki kariyeri, AK Parti’nin ilk yıllarında “Ordu Göreve” pankartının açıldığı Cumhuriyete Saygı Yürüyüşü’nü organize eden Prof. Nusret Aras tarafından rektör yardımcılığına atanmasıyla başlamıştı.
Beş yıl boyunca bu görevde bulunmuş, 2012 yılında da rektör olarak seçilmişti. Kendisi seçimle göreve gelmiş olmasına rağmen, 2016 yılında olağanüstü hal şartlarında yayımlanan ve üniversitelerde rektörleri Cumhurbaşkanı’nın atamasını mümkün kılan kararnameyi desteklemişti.
Ne var ki destek verdiği düzenleme yıllar sonra onun rektörlüğünün de sonunu getirdi.
İşte Prof. Erkan İbiş’in görev sırasındaki tartışmalı uygulamaları:
İmzacı akademisyenleri KHK’yla ihraç ettirdi, üniversite boşaldı
Rektör İbiş’in Türkiye çapındaki ünü, Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzalayan akademisyenleri işlerinden attırmasıyla oluştu. Önce imzalarını geri çekmeleri için araya aracılar soktu. Ardından imzasını geri çekmeyen akademisyenlerin tamamını KHK’lara yazdırmak için Yüksek Öğretim Kurulu’na (YÖK) bildirdi.
Bu karar öğrencilerin eğitim hayatını da olumsuz yönde etkiledi. Üniversitenin lisans programlarının niteliği düştü, çok sayıda yüksek lisans ve doktora dersi kapatıldı, lisansüstü öğrenciler danışmansız kaldı. Benzer bir tasfiye ODTÜ, Boğaziçi, Hacettepe, Galatasaray gibi diğer büyük devlet üniversitelerinde yaşanmadı.
İbiş, eleştirileri üniversitesinin Tandoğan kampüsündeki bir mezuniyet töreni sırasında yaptığı konuşmada yanıtladı. İhraç edilen akademisyenlerin “milli olmadığını”, bu bildirinin “ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini” söyledi.
Polisi kampüse soktu, akademisyen cübbeleri postallar altında ezildi
Prof. İbiş, görevinin başındayken sık sık Cebeci kampüsüne girmeleri için polislere izin verdi. Siyasal Bilgiler Fakültesi, İletişim Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’nin bulunduğu kampüsün katlarında defalarca polisler konuşlandı, öğrencilerin okulun binasında bulunmaları engellendi.
En çarpıcı görüntü ise KHK’ların protesto edildiği gün Cebeci kampüsünün girişinde akademisyenlerin cübbelerinin ezilmesiydi.
Kürt ve Ermeni sorunuyla derslerde mücadele
Erkan İbiş döneminde, 12 Eylül 1980 darbesiyle zorunlu hale getirilen Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersi, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden (SBF) alınarak İnkılap Tarihi Enstitüsü’ne devredildi. Bunun nedeni, bu derslerde Ermeni ve Kürt sorunlarının anlatılmasıydı. Dersi veren öğretim elemanlarına, “Ermeni Soykırımı demeyen dersi geçemiyormuş” gibi suçlamalarda bulunuldu.
İnsan Hakları Merkezi’ni rektörlüğe taşıyıp pasifize etti
İbiş döneminde, SBF bünyesinde kurulan ve insan hakları üzerine çalışmalar sürdüren İnsan Hakları Merkezi SBF’den alınıp rektörlüğe taşındı ve etkisizleştirildi.
Oğlu özel ünivesiteden Ankara’ya yatay geçiş yaptı
Rektör İbiş’in kariyerinde sadece bunlar yoktu. Başkent Tıp Fakültesi 3. sınıfta okuyan oğlu, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçiş yaptı. Bu geçiş, yıllarca 4 kişilik açılan kontenjanın oğlunun yatay geçiş yapacağı dönemde 8’e çıkartılmasıyla mümkün oldu. İbiş’in oğlu, 6. sıradan girerek AÜ öğrenciliğine geçti.
Soruşturmaların rektörü
İbiş, akademisyenlere ve öğrencilere çok sayıda soruşturma açmasıyla da tanındı. Dekanlar soruşturuldu, akademisyenlerin Twitter paylaşımları ve mail grubu iletileri soruşturma konusu haline getirildi. Üniversitede gerçekleşen paneller de rektörlükten nasibini aldı.
Dicle’nin rektörü de değişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararnamesiyle birlikte değişen rektörlerden birisi de geçtiğimiz hafta üniversitenin lisansüstü programlarındaki Kürtçe tez yasağını savunmasıyla gündeme gelen Prof. Talip Gül oldu. Gül, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra görevden alınan Prof. Ayşegül Jale Saraç’ın yerine getirilmişti. Yeni kararnameyle birlikte Gül’ün yerine Prof. Mehmet Karakoç atandı.