Savcının 'yol verilen cinayet' diye tanımladığı Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinde polisin ‘kasıtlı’ ihmalinin yanında ‘Jandarma bağlantısı’na dair yeni bilgiler gelmeye devam ediyor.
Al Jazeera Turk muhabiri Selahattin Günday'ın haberine göre, Dink’in öldürüleceği bilgisinin 2006 yaz aylarında Yasin Hayal’in akrabası olan Çoşkun İğci tarafından Trabzon Jandarma istihbarat görevlilerine iletildiği, birbirini teyit eden savcılık ve mahkeme ifadeleriyle sabit.
Ancak bu bilginin verildiği dönemde Trabzon’da görevli jandarma istihbarat personelinden dördünün cinayetten dört ay önce 8-11 Ağustos 2006'da İstanbul’a geldikleri de tespit edildi.
Trabzon Jandarması İstanbul’da Dink’in etrafında
Trabzon jandarma görevlilerinin HTS (Cep telefonu) kayıtları cinayet tarihinden geriye dönerek incelemeye alındı. Bu inceleme sonucunda istihbarat görevlileri V.S., O,K., G.G., E.Y.’nin kullandıkları cep telefonlarının 8 Ağustos ile 11 Ağustos tarihleri arasında ‘İstasyon Cad. Odak İş Hanı No:l Bakırköy (İstasyon Caddesi Bakırköy)" adresinden sinyal verdiği belirlendi.
Bu tespitin ardından Hrant Dink’in cep telefonu kayıtları da geriye dönük incelemeye alındı. Bu incelemede bu dört istihbarat görevlisinin telefonlarının sinyal verdiği zamanlarda Dink’in telefonunun da aynı adresten, yani ‘İstasyon Cad. Odak İş Hanı No:l Bakırköy'den (İstasyon Caddesi Bakırköy)' sinyal verdiği görüldü.
Öte yandan askerlerle, Dink’in telefonunun sinyal verdiği adresin "Dink ailesinin ikamet adresine yakın olduğunun tespit edildiği" HTS kayıtları ile ilgili inceleme tutanaklarında yer aldı.
Söz konusu bu dört jandarma istihbarat görevlisinden üçü olan V.S., O,K. G.G. hakkında Dink cinayeti kapsamında 'Dink öldürülecek ihbarını aldıkları halde' gerekli işlemleri yapmadıkları için ‘görevi ihmal’ suçlamasıyla 2008 yılında dava açılmıştı. Ancak bu askerlerin Dink'i İstanbul'da takip ettikleri bilgisi o dava dosyasına girmemişti.
Cinayet günü jandarmalar olay yerinde
2013 yılından itibaren yeniden ele alınan Dink cinayeti kapsamında telefon kayıtlarından elde edilen veriler cinayet bölgesinde o gün beş jandarma personelinin bulunduğunu ortaya çıkartmıştı. Olay yerindeki bu jandarma istihbaratçıları ile cinayet öncesinde olağanüstü biçimde yoğunlaşan bir telefon trafiği tespit edilen bir kişi daha belirlendi.
Bu kişi de İstanbul Jandarma da görevli yüzbaşı M. D. idi. Hrant Dink’in Bakırköy’deki evine giden Trabzon jandarma istihbaratına bağlı personeli İstanbul’da karşılayan kişinin de Jandarma Yüzbaşı M.D. olduğu tespit edilmişti.
Jandarma bölümü iddianamede yer almadı
Tablo böyleyken Jandarmayla ilgili bilgi ve belgeler savcı Gökalp Kökçü'nün iddianamesinde yer almadı, Faruk Sarı, Ahmet İlhan Güler, Engin Dinç, Ali Fuat Yılmazer, Sabri Uzun, Ramazan Akyürek gibi polis müdürleri hakkında açılan davada jandarmaya yer verilmedi.
‘Jandarma bağlantısı' ile ilgili bölümler, polis müdürlerinin yargılandığı bu dosyadan 15 Ekim 2015 tarihinde ayrıldı. Dosyanın ayrılması soruşturma dışı tutulduğu anlamına gelmiyor, ancak şüpheli jandarma subayları ve öteki personelle ilgili veriler iddianameye de girmedi.
İddianamede ‘araç suç' değerlendirmesi
Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Faruk Sarı, Sabri Uzun, Engin Dinç gibi polis müdürlerinin sanık olduğu ‘kamu görevlileri ile ilgili hazırlanan Dink iddianamesinde, şüphelilerden Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ve Coşkun Çakar'ın emniyet teşkilatı içinde Fethullah Gülen Cemaati olarak adlandırılan bir grubun yapılanmasını amaç edinen "Silahlı Terör Örgütü'nün" yöneticilerinden olduğu belirtildi. İddianamede, "Bu anlamda amaç suçun gerçekleştirilmesi için Hrant Dink cinayetinin araç suç niteliğinde olduğu, bu örgüt tarafından Hrant Dink'in mutlak suretle öldürüleceği, bunun için hazırlıklar yapan suç örgütü yönetici ve üyeleri ile cinayeti işleyecek tetikçi 'Ogün' ismine kadar her şey önceden bilinmesine rağmen, amaç suçun gerçekleşmesi için araç suç niteliğinde olan Hrant Dink cinayetinin gerçekleşmesinin beklendiği tespit edilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
Kaynak: Al Jazeera