Ana SayfaHaberlerGündemHABLEMİTOĞLU DAVASI | Enver Altaylı: "Şenkal Atasagun, Hablemitoğlu’nu MİT’le ilgili makalesi için...

HABLEMİTOĞLU DAVASI | Enver Altaylı: “Şenkal Atasagun, Hablemitoğlu’nu MİT’le ilgili makalesi için uyarmıştı”

Hablemitoğlu davasında sanıklardan eski MİT mensubu Enver Altaylı savunmasına başladı: "Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hanım’ın ifadesi var. MİT’le ilgili bir makalesinden sonra Şenkal Atasagun merhumu arayıp yazdıklarını uygun bulmadıklarını söylemiş, yani uyarmış. Sonra onun görev döneminde cinayete kurban gidiyor ve kimse ona bir şey sormuyor. Bir yazarı arayıp uyarmak MİT Müsteşarı’nın görevleri arasında değildir. Bu açık, net bir tehdit olarak algılanır."

Salı günü (14 Şubat) başlayan Necip Hablemitoğlu davasının bugünkü (17 Şubat) celsesi sanıklardan Enver Altaylı’nın savunmasıyla başladı.

Gazeteci Müyesser Yıldız’ın kendi internet sitesindeki haberine göre; savunmasının başında, ilk celsede suçunu öğrenmek istemesini, “davayı uzatma amaçlı psikolojik harp” olarak nitelendiren Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın’a tepki gösteren Altaylı, “Avukat Bey cezaevini çok matah mı sanıyor? 5 yıldır hapisteyim. 79 yaşındayım, kaç gün yaşayacağım belli değil. Davayı uzatmadan ne menfaatim olabilir?” dedi.

Ülkenin geçtiği süreçte mahkemeden adalet beklemediğini ve bu davaya siyasi malzeme olarak monte edildiğini belirten Altaylı savunmasına şöyle devam etti:

“Önümüze atılmış bu metne iddianame demek doğru değildir. Bu, Savcı Zafer Ergün’ün hayal gücünü, hukuka saygı duyanların ise akıl sağlığını test eden bir metin niteliğindedir.

“Zihni Çakır, Halil Şıvgın ve Nizamettin Avşar’ın hakkımdaki beyanları yalandır. Bu kişilerin burada tanık olarak dinleneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum. Bu cinayetle ilgili adım ilk çıktığında yurtdışından gelip dönemin savcısına ifade verdim. Hangi cani, ismi geçtikten sonra gelir de ifade verir? Savcı beni öperek uğurladı. Bu cinayetten bilgim, en ufak katkım varsa Allah’ın laneti tüm ailemin üzerine olsun. Bu çok çirkin, alçakça, terbiyesiz bir iftiradır.”

Salonu duman kapladı

Duruşmaya tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevi’nden SEGBİS’le bağlanan Altaylı savunmasını yaparken mahkeme salonunu yanık kokusu kapladı. Mahkeme başkanının ne olduğunu sorması üzerine bina boşluğunda kâğıt yandığı bilgisi verildi.

Bir süre sonra salonu duman kaplayınca duruşmaya 15 dakika ara verildi.

“Tutuklu olduğum diğer davada verilen cezanın bozulması ihtimali belirince…”

Verilen aranın ardından savunmasına devam eden Altaylı, bu davaya monte edildiğini tekrarlarken, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Vatan Partisi yöneticisi Nusret Senem isimlerini işaret edip, tutuklu olduğu diğer davada verilen cezanın bozulması ihtimali belirince adının bu davaya karıştırıldığını ve tutuklandığını öne sürdü.

Sonrasında Rusya ve Çin istihbaratlarının çalışma yöntemleriyle ilgili bilgiler veren Altaylı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunların fiiliyatta Türkiye’de nasıl uygulandığını biliyorum. Bilmesi gerekenler de benim bildiğimi biliyor. Bunun için MİT’te bana bir yemek verildi. Müsteşar ve yardımcıları katılacaktı. İşi çıktığı için Müsteşar gelemedi; ama yardımcılarına 3 saat bu istihbarat faaliyetlerini anlattım, Doğu Perinçek örneğini verdim. Cemaatlerle nasıl mücadele edilir, bunu konuştum. Beni kapıya kadar, boynuma sarılarak uğurladılar. Bir şey daha söyledim; ‘Arkadaşlar, 15 Temmuz’da neredeydiniz?’ diye sordum. Tabii bunlar tutanaklara geçmiştir.”

“Şenkal Atasagun’un ifadesi alınsın”

Altaylı, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un da kendisine husumet beslediğini öne sürüp şu iddialarda bulundu:

“Şenkal Atasagun Rus ajanı veya casusu demiyorum. Ama zihninin Perinçek’le uyumlu olduğunu belirtiyorum. Bu kişi şimdi MHP’de Bahçeli’ye danışmanlık yapıyor. Geçmişte MHP’nin kapısından girmişliği yoktur.

“İlginçtir ki, o partide söz sahibi olduktan sonra MHP’den Rusya aleyhine hiçbir açıklama yapılmıyor. Şuraya geleceğim; merhum Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hanım’ın ifadesi var. MİT’le ilgili bir makalesinden sonra Şenkal Atasagun merhumu arayıp yazdıklarını uygun bulmadıklarını söylemiş, yani uyarmış.

“Sonra onun görev döneminde cinayete kurban gidiyor ve kimse ona bir şey sormuyor. Bir yazarı arayıp uyarmak MİT Müsteşarı’nın görevleri arasında değildir. Bu açık, net bir tehdit olarak algılanır.

“Ben rahmetli ile hiç konuşmadığım, tanımadığım halde hakkımda iddianame düzenleniyor. Şu andaki pozisyonu ona fiili dokunulmazlık sağlamıştır. Ancak bu yargılamda bir sonuca ulaşılmak isteniyorsa şüpheli sıfatıyla Şenkal Atasagun’un ifadesi alınmalı, hakkında soruşturma açılmalıdır.”

“Benim ifadem alınıyorsa onun ifadesi hayda hayda alınmalı. Tabii soruşturma için Cumhurbaşkanı’nın izin vermesi gerekir. Verilmezse bu dava daha garip bir hale dönüşecek. Benim bundan başka yapacağım katkı yoktur. Ayrıca Şenkal Atasagun ile ortak noktaları ideoloji olan Doğu Perinçek ve Soner Yalçın’ın da ifadeleri alınsın.”

Altaylı, savunmasını şu sözlerle tamamladı:

“HTS kayıtlarına güvenmiyorun. Levent Göktaş’la bir milyon kez görüşmüş olabilirim; ama ne Göktaş’la ne Aydın Köstem’le ne diğerleriyle Necip Hablemitoğlu’nun adının geçtıği hiçbir görüşme yapmadım.”

Celseye Altaylı’nın çapraz sorgusu öncesi ara verildi.

“Böyle biri telefonda cinayet planlayacak…”

Altaylı, çapraz sorgusunda gelebilecek olası bazı sorulara katkı amacıyla yaptığı açıklamada “FETÖ Türkiye imamı” olarak bilinen firari sanık Mustafa Özcan’la 43 telefon irtibatına ilişkin şunları söyledi:

“Mustafa Özcan şahsi dostumdur. Bunu Mücahit Arslan’a da sorabilirsiniz. Bakanların tamamı, Başbakan, Cumhurbaşkanı da onunla hem telefonla hem yüz yüze görüştü. Çankaya Köşkü kayıtlarına bakın, oradaki kayıtlar kaybolmaz. Beni Mustafa Özcan’la tanıştıran Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’dır.

“Hayatımın hiçbir döneminde Fetullah Gülen’le görüşmedim. Mustafa Özcan’la cinayet öncesi ve sonrasında defalarca görüşmüşüm.

“İktidar yalakası Abdülkadir Selvi bile benim dünyanın en iyi istihbaratçısı olduğumu söylüyor. Böyle biri telefonda cinayet planlayacak, Mustafa Özcan ikna edememiş ki, defalarca konuşmuşlar.”

HTS kayıtlarıyla ilgili açıklamaları sadece Hablemitoğlu Ailesi’nin aklında en ufak bir şüphe kalmaması için yaptığını vurgulayan Altaylı, “Yoksa başkalarının ne düşündüğü umurumda değil” diye konuştu.

Altaylı, gelebilecek olası sorular hakkında yaptığı uzun açıklamalardan sonra, “Çok yoruldum, çapraz sorgumu Pazartesi’ye bırakabılir miyiz?” talebinde bulundu. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, Ankara dışından gelen avukatların da uçağı olduğunu belirterek duruşmayı hafta başına erteledi.

Öte yandan Göktaş’ın avukatı Ali Soykan, gerek sanık Nuri Gökhan Bozkır’ın ifadeleri gerekse Altaylı’nın suç duyurusundan hareketle, tanıklıktan ziyade hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunduğunu öne sürdüğü Zihni Çakır için adli kontrol uygulanmasını istedi.

Mahkeme Başkanı, bu konuda ara kararla birlikte değerlendirme yapacaklarını bildirdi.

- Advertisment -