Kısa Dalga yazarı Cengiz Erdinç, bugünkü (16 Haziran) yazısında Necip Hablemitoğlu suikastı davasının iddianamesinde bahsedilen, davanın sanıklarının 2004’te Tuzla’da evinde öldürülen emekli binbaşı İhsan Güven suikastıyla da bağlantılı olabilecekleri şüphesine değindi.
İddianamede; Hablemitoğlu suikastında tetikçi olmakla suçlanan Tarkan Mumcuoğlu’nun soruşturma sırasındaki savcılık ifadesinde, davanın sanıklarından Fikret Emek ile birlikte Tuzla’daki evinde ziyaret ettiklerini söylediği tekerlekli sandalye kullanan kişinin İhsan Güven olabileceği değerlendirmesi üzerine iki suikastın aynı yapı tarafından işlenmiş olabileceği şüphesi yer almıştı.
3 Mayıs 2004’te eşi Sibel Güven ile birlikte evinde öldürülen emekli binbaşı İhsan Güven kamuoyunda “Atatürk tarikatı” diye bahsedilen “Dost Tarikatı” lideri olarak biliniyordu. Güven’in suikast öncesinde Hablemitoğlu ile irtibatta olduğu biliniyordu.
Ancak Emek, 15 Şubat’ta mahkemede ziyaret ettikleri kişinin Güven değil Yavuz Yaşar Yamak olduğunu iddia etti. Erdinç, 2006’da uğradığı bir silahlı saldırı sonucu öldürülen Yamak’ın basına sızan ünlü MİT raporunda adı geçen bir silah kaçakçısı olduğunu yazdı.
Erdinç’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Seçimin ertesi günü 15 Mayıs’ta başlayan seri duruşmalardan sonra Hablemitoğlu soruşturmasında tutuklu sanık kalmadı. İddianamede de yer verilen İhsan Güven cinayeti aydınlanmayı bekliyor.
Eski bir asker olan İhsan Güven, Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesinden iki yıl sonra 3 Mayıs 2004 günü Tuzla’da evinde eşi Sibel Güven ile birlikte öldürüldü. Cinayet üç gün sonra fark edildi. Polis soruşturması olayı İBDA-C üyeleri üzerine yıktı. 2008 yılında gelen isimsiz bir mail ile “olayı Ergenekon yaptı” diyen Savcı Zekeriya Öz’ün değerlendirmesi de dosyaya sokuldu. Beş sanık hakkında dava açılmış, sanıklar işkence ve kötü muamele altında ifadeye zorlandıklarını söylemelerine rağmen ağırlaştırılmış müebbet cezası almış karar Yargıtay tarafından onanmıştı. Sanıkların Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz üzerine 12 yıl sonra suçsuz oldukları anlaşıldı. İhsan Güven cinayeti faili meçhul kaldı.
“Dost Tarikatı” olarak bilinen oluşumun kurucusu İhsan Güven eski bir deniz subayıydı. Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengün Hablemitoğlu savcıya verdiği ifadede eşi ile İhsan Güven’in eposta üzerinden haberleştiğini anlatmış, Necip Hablemitoğlu’nun 2002 yılı yazında İhsan Güven’in Yalova’da bulunan yazlığını ziyaret ettiğini aktarmıştı. Savcı Zafer Ergün iddianamede Hablemitoğlu ve Güven arasındaki ilişkiye dikkat çekti, Hablemitoğlu’nun yazdığı kitapları Güven’in gözden geçirdiğini hatırlattı. Açıkça dile getirilmese de Hablemitoğlu cinayetinin gerekçeleri arasında sayılan Fethullahçılara ilişkin kitabının bir kopyasının Güven’de olduğu düşünülüyordu.
Tuzla Unutkanlığı
Savcı Zafer Ergün ifade aldığı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu’na Tuzla ilçesine gidip gitmediğini sormuş, Mumcuoğlu önce hatırlamadığını söylemiş ancak sonra kendiliğinden araya girip Fikret Emek’e ait bir araçla Anadolu yakasında Tuzla olabileceğini düşündüğü bir ilçeye gittiklerini anlatmış “Burada bir evin içinde tekerlekli sandalyede gezen yaşlı bir adam ile görüştük” demişti. Mumcuoğlu bir çay içip kalktıklarını, bu kişiyi Fikret Emek’in tanıdığını, konuşmalardan ateşli silahla belinden vurulduğu için tekerlekli sandalye ile gezdiğini söyledi.
Fikret Emek 15 Şubat’taki görülen duruşmada bu konuya değindi ve 1970’lerin karanlığından gelen başka bir isimden söz etti, ziyaret ettikleri kişinin İhsan Güven değil Yavuz Yaşar Yamak olduğunu söyledi. Gebze’deki eve Tarkan Mumcuoğlu ile birlikte Mustafa Temiz, Naci Akgül ve “inşaat şirketinde beraber çalıştık” dediği Muzaffer Şenocak’la birlikte gitmişlerdi. “Gemici, armatör” dediği Yavuz Yaşar Yamak 65-70 yaşlarındaydı, Karadeniz şivesiyle konuşuyordu ve gemilerdeki atık yağların toplanması için konuşmuşlardı.
İstihbaratçının “Armatörü”
Emek “gemici, armatör” dese de Yamak 1970’lerin önemli silah kaçakçılarından biriydi. Adı 1988 yılında MİT raporunda “Topal Yaşar” lakaplı silah ve uyuşturucu kaçakçısı olarak geçiyor, Orgeneral Necdet Üruğ’un tavsiyesiyle MİT tarafından eleman olarak kullanıldığı ancak bir faydası olmadığı belirtiliyordu. İstanbul’da tutuklanmış, ancak çok şey bildiği ve üst düzeyde birçok kişinin başını yakacağını söylediği için serbest bırakılmıştı. Yaşar Yamak’ın Tuzla’da yapılan gemisi ileri gelen politikacılar, generaller ve mafya babalarının bulunduğu bir törenle askeri bando eşliğinde denize indirilmiş, bir süre sonra da kaçak malla yakalanmıştı. Yamak 1989 yılında Kadıköy’de silahlı saldırıya uğramış, ensesine saplanan bir kurşunla ağır yaralanmıştı. Yamak 2006 yılında Maltepe’de uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü.
Emek’in ifadesi Özel Kuvvetler mensuplarının “sadece eğitim yapıyorduk” yolundaki tornadan çıkmış ifadelerini de yalanlıyor yeni soruları ortaya çıkarıyor. Özel Kuvvetler’den emekli bir binbaşı ile aktif görevde olan Tarkan Mumcuoğlu’nu böyle bir ziyarette buluşturan neydi? İstihbaratçı olan Emek, adı MİT raporuna giren Yaşar Yamak’ın kim olduğunu bilmiyor muydu?
Yaşar Yamak 18 yıl önce öldüğü için söylenenleri doğrulaması ya da yalanlaması mümkün değil.
Bu noktada Emek’in ifadesine itiraz eden Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın Yamak’ın söylendiği gibi tekerlekli sandalyede yaşamadığını ileri sürdü. Tanık olarak babasının işlerini devraldığı söylenen, 2011 yılında hapisten çıkan ve Türkiye’yi terk ettiği söylenen Başar Yamak’ın dinlenmesini istedi.