Amsterdam’ın, “göçmen mahallesi” Bos en Lommer’da doğup büyüyen 23 yaşındaki Türkiye kökenli yazar Lale Gül, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, aldığı ölüm tehditleri nedeniyle Hollanda’da en çok konuşulan isimlerden biri oldu.
Amsterdam Üniversitesi’nde Hollandaca eğitimi gören Gül, başından geçenleri ve yaşadığı değişim sürecini, “Yaşayacağım” (Ik ga leven) adlı romanında anlattı.
Gül, kendisini eleştirenler tarafından “ailesinin hayatını mahvetmekle” suçlanıyordu.
Amsterdam Belediye Başkanı Femke Halsema, göçmen mahallesi Bos en Lommer’da ailesi birlikte yaşadığı evden uzaklaştırılan kadın yazara, acil durum önlemleri kapsamında kısa sürede bir ev verileceğini bildirdi.
Özellikle Müslüman seçmenlerce desteklenen siyasi partilerden gelen “İslam düşmanlığı” suçlamaları nedeniyle anne ve babası ile de ilişkileri kopma noktasına gelen Lale Gül, öfke ve sözlü tacize rağmen ailesinin evinde kalmaya devam ediyordu.
Ancak Hollanda’daki milletvekili genel seçimleri öncesi, 16 Mart akşamı Başbakan Mark Rutte ile televizyon oturumunda tartışan aşırı sağcı lider Geert Wilders’in Lale Gül’ün durumuna dikkati çekmesi, ailesinin tepkisini daha da arttırdı. Aile, Gül’den evi terk etmesini istedi.
Lale Gül kitabında yaşadığı kültürel ortamı trajikomik bir dille yansıtıyordu. Gül’ün kitabı, kısa sürede Hollanda’nın en çok satan kitaplar listesine girdi, haftalarca ilk 10’da kaldı.
Ancak bu başarılı ilk roman, beklenilenin aksine Lale Gül’ü mutsuz etti. Başta, Hollanda’da İslami yönetimi savunan Birlik Partisi (Partij van de Eeenheid) lideri Arnold van Doorn olmak üzere çok sayıda kişi, 23 yaşındaki kadın yazarı hedef aldı.
Aşırı sağcı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders’in “sağ kolu” olarak politikaya başlayan ve daha sonra İslam’ı seçen eski polis van Doorn, Lale Gül’ü, “Kitabında Allah’ın konuşmasına izin vererek ailesinin hayatını mahvetmekle” suçladı. Bu nedenle, kadın yazarın Hollanda’daki İslam karşıtları tarafından övüldüğünü öne sürdü.
Tartışmanın büyümesi üzerine Lale Gül’e sokakta ve sosyal medya üzerinden sayısız tehdit ve hakaretler gelmeye başladı. Yaşadığı mahalledeki Müslüman göçmenler ve ailesi için “yüz karası” olmakla suçlanan Gül, tehditler yüzünden tek başına sokağa çıkamaz oldu.
Amsterdam Belediye Başkanı: Lale, cesur ve tam desteği hak ediyor
Amsterdam polisi, tehditlerin çoğunun isimsiz hesaplardan geldiğini belirterek, kadın yazarın mümkün olduğunca evden çıkmamasını istedi.
Femke Halsema, ailesinin dini baskısından kurtulmak ve özgür olmak arzusu üzerine yaşadıklarını kaleme alan Gül’ün, tehditler nedeniyle büyük risk altında olduğunu olduğunu vurgulayarak, “Lale, cesur ve tam desteği hak ediyor. Amsterdam onunla gurur duyabilir” diyor.
Gül, Hollandalı okur ve sosyal medya kullanıcılarından da yoğun destek görüyor. Ancak bütün bunlar, onun korku içinde yaşamasını önleyemiyor. Kitabın basılmasından sonra yaşananlar nedeniyle annesi hastalanmış. Ailesi ile ilişkileri iyice bozulmuş. Ailedeki tek desteğinin, kitabın içeriğine katılmasa da, erkek kardeşi olduğunu söylüyor.
Babası, kendi sosyal çevresinde dışlanmış. İlk zamanlar Lale’ye kızsa da, şimdi kızının güvenliğini düşünüyor. Ama oldukça dindar bir kadın olan annesi hâlâ ona kızgın.
Önceki güne kadar ailesiyle aynı evde yaşayan Lale Gül, Hollanda medyasına, yemeğini evdekilerden ayrı yediğini, misafir geldiğinde ise 10 yaşındaki kız kardeşi ile paylaştığı odasından çıkmadığını anlatıyor.
‘Ben hiçbir zaman dinle ilgili konuşmadım’
Çok fazla öfke ve sözlü tacizle karşı karşıya olduğunu söyleyen Gül, bir süre önce evde tartışmanın büyümesi üzerine çantasını toplamış. Ama gidememiş. Bunun nedenini şöyle anlatıyor:
“Çünkü ayrılırsam artık ailem olmayacak. Beni reddederler. Evden ancak bir Türk’le evlenirsem çıkabilirim. Ama bu kişi, benim gibi özgür düşünen biri olmalı.”
Konunun dini boyuta taşınmasına tepki gösteren kadın yazar, “Ben hiçbir zaman dinle ilgili konuşmadım. Ben kültürel bir konuyu ele aldım” diyor. Bu nedenle yayıncısına “artık İslam ile ilgili şeyler yazmayacağını” söylemiş.
AD gazetesi köşe yazarlarından Özcan Akyol, “Lale Gül kariyerine gerçekten son verirse, barbarlar kazanır” diye yazdı.
Ölüm tehditleri nedeniyle erkek kardeşi olmadan sokağa çıkamayan 23 yaşındaki kadın yazar ise “Onun için söylemesi kolay. O bir kadın değil ve Bos en Lommer’da yaşamıyor” diyor.
Kaynak: BBC Türkçe