İyi de, önünde duran mı var?
Var ki, Kılıçdaroğlu patladı: Ya bana katılın ya da yolumdan çekilin.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yargının tarafsız olmadığının yeni göstergesi sayılan Gezi davası kararlarına karşı duyduğu öfkeyle çıktığı meclis grup toplantısı kürsüsünde sadece 12 dakika konuştu.
Konuşmasında AKP iktidarının yarattığı “adaletsizliğe” meydan okuma tarzı kadar, “yol arkadaşlarım” dediği partililere verdiği mesaj da herkesi şaşırttı. Bugün bu şaşkınlığı, Kılıçdaroğlu’nun sözlerini analiz etmek için parti kulislerine dalanlar da açıkça görüyor.
Kılıçdaroğlu, Gezi davasından çıkan mahkûmiyet kararlarının yarattığı karamsar ortamın kimseyi umutsuzluğa sürüklememesini istediğini vurgularken, Türkiye’nin umutlarını kendisinin yeşertmeye kararlı olduğunu anlatmak için elinden ne geliyorsa yaptı o konuşmasında:
“Bugün farklı konuşacağım” deyip, yazılı konuşma metnini katlayıp kenara attı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Ey Saray, sesimi duyuyor musun” diye seslenirken, Türkiye’yi kuşatan yoksulluğun kendisine nasıl öfke nöbetleri yaşattığını anlattı. Erdoğan’a ve politikalarına sessiz kalmayacağını, şair Ahmed Arif’ten yaptığı “Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır” alıntısıyla dile getirdi.
Onun bu sözleri sadece CHP kulislerinde değil diğer partilerde de “Kılıçdaroğlu bir çeşit cumhurbaşkanı adaylığı konuşması yaptı” diye yorumlandı.
İyi ama cumhurbaşkanlığı adaylığı altılı masada kararlaştırılmayacak mıydı? Hani daha masada adaylık konusu görüşülmemişti?
CHP kurmaylarının bu soruya yanıtı mantıklı: Gezi davası kararı öyle öfkeye sürükledi ki Kılıçdaroğlu’nu, AKP’ye karşı toplumda yükselen itirazı daha da büyütmek istedi. Bu itirazın önderliğini yapmak istemesi de doğal.
“Kazanamaz” diyenlere mesaj
Ama Kılıçdaroğlu konuşmasında “Bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum” diye öyle bir bölüm açtı ki, “kazanamaz” öngörüsüyle kendisine parti içinde karşı çıkanlara meydan okudu:
“Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz. Bu milleti, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz… Yoksulluğa mahkûm edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya da yolumdan çekilin.”
CHP’li Özgür Özel bu sabah Fox TV’de, Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerle AKP’nin seçim sürecinde hukuku tamamen ortadan kaldırma girişimine karşı çıktığını söylerken partililere de “Gelin birlikte karşı çıkalım, önümde durmayın” mesajı verdiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığına aday olmayı isterken onun “önünde duranların” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş olduğu uzun süredir biliniyor.
Anketlerde cumhurbaşkanlığını kazanma ihtimali Kılıçdaroğlu’nun önünde gösterilen İmamoğlu ile Yavaş’ın ismi üzerinden yaşanan onca tartışmadan sonra Yavaş, Kılıçdaroğlu ile İyi Parti lideri Akşener’i ziyaret edip “adaylıkta gözünün olmadığı, adaylık için özel çaba harcamayacağı” garantisi sundu ama İmamoğlu’ndan böyle bir garanti henüz gelmedi. Bu yüzden CHP’de Kılıçdaroğlu’nun “Ya bana katılın ya da yolumdan çekilin” mesajının adresinin doğrudan İmamoğlu olduğunu söyleyenlerin sayısı artıyor.
“Ben aday değilim” demedi
İmamoğlu aslında en son “Her CHP’linin cumhurbaşkanı adayı kendi partisinin genel başkanıdır. Benim de adayım Kemal Kılıçdaroğlu’dur” dedi. Dedi ama “Ben aday değilim” demedi. İmamoğlu “aday değilim” demediği sürece de, Kılıçdaroğlu’nun önünde duran isim olacak. Çünkü altılı masa cumhurbaşkanlığı için “kazanma ihtimali yüksek” bir aday arıyor. Bu arayış altılı masaya dahil olan Kılıçdaroğlu için de geçerli. CHP Genel Merkezi’ne gelen bilgiler de İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçme gibi bir niyetinin olmadığı yönünde. Sadece CHP içinde de değil, altılı masadaki her partide “Aday olsa kim kazanır” hesaplarının sonu da bu yüzden bir türlü gelmiyor. “Bu iş ne kadar uzayacak” sıkıntısı yaşayanların, aday belirleme süreci uzadıkça toplumun altılı masaya dair umutlarının zarar göreceği endişesi de artıyor.
Kılıçdaroğlu “Ya bana katılın ya da yolumdan çekilin” demesin de ne desin? İmamoğlu yolundan çekilmezse günün birinde “Onun kazanma ihtimali daha yüksek” deyip, İmamoğlu’nu cumhurbaşkanlığına aday göstermek zorunda kalabileceği ihtimali de muhalefetin gündeminden düşmüş değil.
Desin, demesin. Hem CHP’deki hem de altılı masanın diğer partilerindeki cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışması, “kazanacak aday” arayışı daha bir süre, seçim takvimi açıklanana kadar bitmeyecek görünüyor. Bu tartışmanın en çok Kılıçdaroğlu’nu zorlayacağı açık. Bunu da meclisteki konuşmasından sonra “yol arkadaşları”ndan “vatanına bağlı herkesi” kastettiğini söylemesinden; cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ettiği şeklindeki yorumlara “Hayır, hayır” diye kaçamak yanıtlar vermesinden anlıyoruz.