Barış Terkoğlu’nun bugün Cumhuriyet’te yer alan “İmamoğlu’nu ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
Davaya bakan 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nin hâkimi Hüseyin Zengin, Haziran 2022’de, yaz kararnamesiyle, Samsun’a gönderilmişti. Yerine aynı adliyeden bir başka hâkim getirilmişti. Zengin, İstanbul’da, sadece bir yıldır görev yapıyordu. Bu yer değişikliği olağandışı görünüyordu.
Zira İstanbul, yargı atamalarında birinci bölge. Görev süresi de 8 yıl. “Hâkimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği”nin 7. maddesine göre, bazı şartlarda bu yer değişikliği olabiliyor. O durumlar şöyle sıralanmış:
– Bulundukları yerde kendi kusurları olmaksızın herhangi bir nedenle hâkimlik ve Cumhuriyet savcılığının gerektirdiği onur ve tarafsızlık içerisinde görev yapamayacağı veya bulunduğu yerde kalması mesleğin nüfuz ve itibarını sarsacağı anlaşılanlar,
– Görev yerlerindeki işlerin çokluğuna ve çeşidine göre gereken sürat ve başarıyı gösteremedikleri soruşturma ve belgelerle anlaşılanlar,
– Haklarında Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince yer değiştirme cezası verilenler.
Hâkim neler anlatıyor
Eşi hamile olan Hüseyin Zengin de durumdan rahatsız olmuş olacak ki HSK’ye itiraz etti. Zira hiçbir gerekçe bu atamayı karşılamıyordu. Hadi birinci sebep gösterilse, bunun için bile somut delillerin olması gerekiyordu.
Zengin’in, güvendiği kimi hâkim ve savcılara neler anlattığını öğrendim. Şunları söylüyordu:
“Ben de hükümete destek veriyorum. Hatta eşim, hükümetin desteklediği 2 No’lu Baro’da çalışıyor. Ancak ben hâkimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu’na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.”
Zengin’in adını verdiği ismi, hukuki nedenlerle yazmıyorum…
Yargıya işletilen cinayet
Peki planlanan ne?
Hâkim Zengin’in kabul etmediği senaryoyu da anlatayım:
– İmamoğlu’na hapis cezası verilmesi, cezanın çabuklukla kesinleştirilmesi,
– Ardından TCK’nin 53. maddesine dayanarak İmamoğlu’nun seçme ve seçilme hakkından yoksun bırakılması, infaz tamamlanıncaya kadar milletvekili, belediye başkanı ve parti yöneticisi olamaması,
– Nihayetinde hem İBB’nin muhalefetten alınması hem de İmamoğlu’nun siyasetten tasfiye edilmesi.
Yeni göreve getirilen hâkim, Hüseyin Zengin’in kabul etmediği şartları kabul ederek mi göreve geldi, bilmiyorum. Ancak hâkimlerin siyasi cinayet işlediği bu senaryoda, muhalefetin rıza göstermekten daha fazla yapabilecekleri var. En basiti, HSK’de Millet İttifakı’nın üç üyesi var. Bu yazı bile, konu üzerine müfettiş görevlendirilmesi için gerekçe yapılabilir. İddiaları inceleyen müfettişler, sürecin tüm aktörleri ile görüşebilir. Belki de Hâkim Zengin, her şeyi yalanlayan bir açıklama yapar! Yine de yaşananlar kamuoyu ile paylaşılarak, hazırlanan kumpas bozulmaya çalışılabilir.