TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın Ahmet Hakan’a verdiği röportajı okumak için:
Sosyal medyada Erkan’ın röportajı için ekonomistlerin yorumları şöyle:
Ekonomi yazarı Uğur Gürses: “Bir merkez bankacının kullanmayacağı ifadeler var”
“Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan Hürriyet’e konuşmuş. Bana tuhaf gelen açıklamaları var. Bir merkez bankacının yapmayacağı şeyler bunlar.
1. Merkez Bankası başkanları hedge fonlara danışmanlık yapmazlar; kimin hangi enstrümana girip girmeyeceğine yön vermezler.
2. Ekonomik birimlerin portföy tercihlerine “Böyle bir faizle dövize geçmesi matematiksel olarak saçma” demezler, dövizde duranların rasyonelini anlamaya çalışır, ‘acaba neyi eksik-yanlış yapıyoruz?’ diye sorgularlar.
3. Uzun uzun kişisel yaşam ayrıntılarına girmezler. Bu durumda, geçmişte iyi para kazandığı halde bugün neden garibanizm yapıyor diye sorgulanır. Hatta Merkez Bankası Başkanı olarak ne kadar maaş aldığını sorgulatırlar.
4. Ülkeyi yönetenlere ‘dükkan senin’ tarzında “Bize üç alan söyleyin, biz şahlandıralım. Sizin stratejik gördüğünüz nasıl savunma sanayiinde önümüzü açtınız, stratejik gördüğünüz alanları söyleyin, destekleyelim” demezler. Bir kağıt para matbaasını yönettiklerini değil, ülkenin yurttaşının cebinde taşıdığı ve güven duymasını isteyeceği ulusal parayı korumak gerektiğini her zaman hatırlarlar.
5. Deneyimsiz ise işle ilgili de gereksiz ayrıntılara girmezler; swapla giren paranın da rezervleri artıracağını ve etkisinin olacağını bilirler.
6. Etraflarında iletişimi iyi bilen bir ekip bulundururlar. Kime ne zaman konuşacağını, ne anlatacağını bilen deneyimli bir ekip…
Son not: Sahi merkez bankacı mı olmak istiyor yoksa politikacı mı?
Ekonomist Serkan Özcan: “Gülümsetirken düşündüren bir röportaj olmuş”
“’Gülümsetirken düşündüren’ bir röportaj olmuş :))
İletişim Genel Müdürlüğündeki arkadaşların, Hafize Hanıma siyasetçi gibi konuşmaması gerektiğini hızla anlatması lazım!
Röportaj’ın en bomba cümlesi:
“Amerikalılara hesap açsak Asyalılar bize neden bunu yapmadınız diyecekler” 🤦”
Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota: “Kötü deneyimler hala taze…”
“TCMB başkanı “Böyle bir faizle dövize geçilmesinin matematiksel olarak saçma” olduğunu düşünse de,
Bir Merkez Bankası Başkanının siyasetin en tepesine
“Bize üç alan söyleyin biz şahlandıralım” dediği yerde yatırımcılarda matematik yerine temkin ön plana çıkar.
Kötü deneyimler hala hafızalarda çok taze.
Masasındaki yatırım tekliflerini “adil bir sistem olması gerekiyor” diyerek reddeden anlayışın, bankanın dövizlerini “üç ayakta” ihalesiz ve şeffaflık olmadan sattığını açıklaması da ilginç olmuş.”
Ekonomist İbrahim Turhan: “Sayın Erkan’ın iletişim politikası adına olumlu gördüğüm bir röportaj”
“Dünyada ‘gerçek’ ile ‘doğru’ arasındaki farkın büyüdüğü bir dönemden geçiyoruz. Ekonomide olup bitenleri bu bakış açısıyla kavramaya çalışmak gerekiyor. Yoksa sağlıklı analiz ve isabetli tahmin yapmak mümkün olmaz. Yanlış karar alır, yanıltıcı tavsiyelerde bulunuruz. Neden mi?..
Bütün dünyada küreselleşme ‘parçalı’ hale geliyorsa, Popülizmin tetiklediği korumacılık ve yerelleşme yaşanıyorsa. Düzenleyici ve politika yapıcı kurumlar giderek piyasaya daha fazla yön verme, hatta müdahale eğilimindeyse bu dinamikler yokmuş gibi beklentiye girmek anlamsız.
Kendi akademik savım ve felsefi tercihim olan özgürlükçülük saklı kalmak koşuluyla, dünyada olup bitenleri, somut verileri, nesnel gerçekliği önyargısız analiz ettiğimde ekonomi politikaları açısından “Mahpusların İkilemi” durumunda olduğumuz yargısına varıyorum.
Örneğin; normal koşullarda yurt dışı TL piyasasının işlerlik kazanması, yurt içi yerleşiklerin döviz swaplarını, kendi TL pozisyonlarını hedge etmek isteyen yurt dışı yerleşikler ile yapması daha doğrudur. Piyasanın etkinliği, fiyatların bilgi değeri, sermaye akımları güçlenir.
İçinde bulunduğumuz koşullarda ve veri kısıtlar altında ise Merkez Bankası kontrollü gitmek ve oynaklıkları sınırlamak güdüsüyle yurt dışı yatırımcıların swap işlemi ya da para piyasası kanalıyla girmesi yerine ‘şimdilik’ TL riskini almaya razı olanların gelmesini yeğleyebilir.
İhracat dövizlerinin doğrudan piyasaya satılması ve döviz talebinin piyasadan karşılanması yerine Merkez Bankası arada bir su barajı regülatörü gibi davranmayı, dövizi önce alıp sonra satmayı finansal istikrar açısından gerekli görebilir.
Piyasayayı yönlendirme gücünü pekiştirmek isteyen @Merkez_Bankasi TL likiditeyi geleneksel yöntemlerle teminat karşılığı repo yoluyla vermek yerine, bankaların geçmişte yurt dışı yerleşiklerle yaptığı döviz swaplarını kendinde toplamayı ve TLyi bu kanaldan vermeyi tercih edebilir.
Dünyada ve Türkiye’de olup biteni anlamak ve olası geleceği kestirmek için bakış açısını genişletmekte yarar var. Merkez Bankası Başkanımız Sn. Erkan’ın iletişim politikası adına olumlu gördüğüm röportajının da bu perspektiften değerlendirilmesini öneririm.”
Demokrat Parti Ekonomik İşler Başkanı Bülent Şahinalp: “Kiralarda düşüş var diyen Ticaret Bakanı’ndan ev bulmasını rica etsin”
“TCMB Başkanı: “İstanbul Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz.” demiş. “Kiralarda bugün %20-25 civarında bir düşüş kaydedilmiştir.” diyen Ticaret Bakanından rica etsin. O İstanbul’da ev bulur.”