CHP lideri Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart Çarşamba günü başlattıkları Saraçhane mitinglerinin sonuncusunu dün (25 Mart) düzenledi.
Saraçhane protestolarında, yürümek istedikleri Taksim güzergahının üzerindeki polis barikatlarının bulunduğu ve her akşam polisin eylemcilere müdahalelerine sahne olan Bozdoğan Kemeri öne çıktı.
Bozdoğan barikatı ne zaman kuruldu?
Bozdoğan Kemeri’ndeki ilk polis barikatı, gözaltıların ve aynı zamanda da Saraçhane buluşmalarının da ikinci günü olan 20 Mart gününde, bir kısım İstanbul Üniversitesi öğrencisinin Saraçhane’deki miting öncesi “Yürü yürü, Taksim’e yürü” sloganları atarak Taksim istikameti olan Bozdoğan Kemeri’ne doğru yürüyüşe geçmesiyle başladı.
Çevik kuvvet ekipleri, iki gün öncesinde İmamoğlu’nun diplomasını iptal eden kendi üniversitelerine de kızgın olan ve hem kendi rektörlerini hem de iktidarı protesto eden eylemci İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin Taksim’e yürüyüşünü engellemek için ilk kez o gün Bozdoğan Kemeri’nin önünde barikat oluşturdu.
Hatta öğrenciler ile CHP arasındaki ilk anlaşmazlık da o gün yaşandı. CHP’liler, öğrencilerin “Taksim’e yürü” sloganlarını bastırmak için mitingde kullanılacak ses sisteminden yüksek sesli müzik yayını yapınca, öğrenciler de CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’e tepki göstererek “Özgür buraya” sloganları attı.
Bozdoğan Kemeri’ndeki gerginlikler nasıl başladı?
Öğrenciler Bozdoğan Kemeri’nin önünde kurulan çevik kuvvet barikatını aşmak için polisle mücadeleye girişti. Polis ilk etapta hiçbir şekilde biber gazı vb. bir şey kullanmadı. Hatta ilk gün neredeyse yaşanan ufak arbedeler dışında hiçbir sorun olmadı. Öğrenciler sloganlarını attı polisler de barikatların ardından onları izledi. Akşam saatlerinden sonra ufak çaplı biber gazlı müdahalelere başlandı. Eylemciler arasında da koordinatsızlık vardı, önde arkadaşları polisle müzakere ederken arkadaki eylemciler barikatlara doğru saldırıya geçti ve kendi arkadaşları arada kaldı.
İlk gün yaşanan enteresan bir olay ise şöyle; çok sayıda itfaiye aracı, yangın ihbarı nedeniyle Bozdoğan Kemeri’nin önüne geldi. Biz gazeteciler polisle eylemciler arasında kaldığımız için her iki tarafın kendi aralarındaki konuşmalarını net bir şekilde duyabiliyorduk. Polisler yaklaşık 10-15 dakika boyunca itfaiye araçlarının geçişine müsaade etmedi. O sırada eylemciler itfaiye araçları için açılacak koridordan faydalanıp barikatları aşmayı planlıyordu. Yangın teyit edilince polisler barikatları kaldırıp itfaiye ekiplerinin geçişi için koridor açtı. Eylemciler de araçlar geçer geçmez barikatı aşmak için hamlede bulundu. Elbette başarısız oldular ve polis de müdahalesinde şiddeti biraz arttırıp eski pozisyonuna döndü.
Olayların ikinci gününde kim nerede duracak belli oldu, polis kendi barikatını Bozdoğan Kemeri’nden Şehzadebaşı Camisi’ne dek kurdu. Eylemciler de ona göre pozisyon aldı. Polisler zaman zaman hem bizimle hem de eylemcilerle konuşuyordu. Bize zarar görmememiz için uzakta durmamız gerektiğini; eylemcilere ise herhangi bir madde atmadıkları sürece müdahale edilmeyeceğini söylüyordu.
Gözlemlerime göre ilk günlerde polisler oldukça sabırlıydı. Emir mi böyleydi yoksa kendi inisiyatifleri mi bilemem ama zaman zaman yaşanan kışkırtmalara rağmen ilk günlerde polis sakinliğini korudu. Yani barikatın arkasında kalıp sadece üzerlerine gelen eylemcileri kalkanlarla uzaklaştırdı.
İlerleyen günlerde özellikle de CHP’li yetkililerin alandan ayrılması sonrası polislerin şiddetli müdahaleleri artmaya başladı. Gençler müdahalelerin başlamasıyla beraber CHP yetkililerini yanlarında, en önde istiyorlardı fakat CHP kurmayları ilk etapta buna kayıtsız kaldı. Fakat gerilimin tırmanmasıyla beraber öğrenciler hem il başkanı Özgür Çelik’e hem genel başkan Özgür Özel’e yönelik “Özgür gelsene biber gazı yesene” şeklinde sloganlar atmaya başladı. Daha önce belirttiğim gibi, CHP’liler alanda olduğunda polis şiddetli müdahaleden kaçınıyor fakat özellikle geç saatlerde kalabalığı dağıtmak için sert müdahalelerden de kaçınmıyordu. Bu arbedeler sırasında hem eylemcilerden hem de polislerden çok sayıda yaralanan ve fenalaşan oldu.
Bir kısmı milliyetçi bir kısmı solcu
Saraçhane’de son mitingin olduğu önceki akşam da özellikle Bozdoğan Kemeri’ndeki eylemcileri gözlemlemek amacıyla onların bulunduğu tarafa gittim. İBB binasının önünde tam bir miting havası hâkimdi, CHP’liler artarda otobüse çıkıp konuşmalar yapıyor ardından da şarkılar çalınıyordu.
Diğer tarafta yani Bozdoğan Kemeri’nde ise durum tamamen bambaşkaydı. Ne şarkıların sesi ne de konuşmacıların sesi duyuluyordu. Resmen eylem içinde eylem vardı.
Bozdoğan Kemeri önündeki çoğunluk üniversite ve liseli gençlerden oluşuyor. Bozdoğan eylemcilerinin bir kısmı milliyetçi bir kısmı ise sol-sosyalist eğilimli.
“Bozkurt ve barış işaretleri beraber havaya kalkıyor”
Konuştuğum bir Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi olan bir Bozdoğan eylemcisi, ellerinden geldiğince provokasyona izin vermediklerini ve sakin bir şekilde anayasal haklarını kullanmak istediklerini belirterek şunları söyledi:
“Türk bayrakları, devrim yumruğu, bozkurt ve barış işareti beraber havaya kalkıyor. Öğrencilerin sokaklarda attığı slogana halk yoğun ilgi gösteriyor ve yürüyüşe katılıyorlar.”
Gerçekten de farklı görüşlerde olsalar bile genelde gençler yan yana omuz omuza bir şekilde aynı sloganlara eşlik ediyordu. “Süreç”e bir tepki olarak dillendirilen “Apo p..tir p… kalacak” sloganı ile son dönem İmamoğlu ile simgeleşse de uzun yıllardır sol gruplar tarafından kullanılan “Kurtuluş yok tek başına, Ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganları en çok atılan sloganlardı.
Bozdoğan eylemcisi: “Biz eylemlere devam edeceğiz, varlığımız Türk varlığına armağan olsun”
Konuştuğum Bozdoğan Kemeri eylemcisi gençlerden biri “Özgür Özel, bugün eylemlerin son günü dedi. Siz devam edecek misiniz?” soruma şöyle cevap verdi:
“Polis bizim abimiz, canımız. Polise zarar verme amacımız yok ama onlar bize her türlü zorbalığı, kötülüğü yapıyorlar. Hakkımızı alana kadar hakkımızı savunacağız. Taksim’e yürümek istiyoruz. Taksim’e gidene kadar burada Bozdoğan’da eylemlerimize devam edeceğiz. Varlığımız Türk varlığına armağan olsun.”
Bozdoğan Kemeri önündeki kitle tamamen Saraçhane’deki kitlenin genelinden kopuk, farklı bir düşüncede eylemlerini sürdürdü.
Şöyle bir şey de dikkatimi çekti, Saraçhane’deki miting alanından bunalan insanlar Bozdoğan’a gelip biraz enerjilerini attıktan sonra geri miting alanına dönüp dinleniyordu. Eylemciler, evlerine dağıldıklarında ise hem yolda yürürken hem metro istasyonunda hem de vagonların içinde sloganlar atmaya devam ediyordu.
Bazı eylemciler bu durumu bir tür deşarj olma durumu olarak kullanırken bazıları ise her zaman en önde polisle mücadele ederek, bazen biber gazına bazen tekmelere bazen de dayağa maruz kaldı.