Dün Vatikan dünya üzerinde beş binden fazla gayrimenkulü olduğunu açıkladı. Bu, Vatikan’ın bugüne kadar yaptığı en detaylı finansal açıklama.
24 Temmuz’da yayımlanan iki belgede 2020 yılı için Kutsal Makam’ın finansal bildirimi ve Papalığa ait mirasın yönetimi (Apsa) belgeleri de kamuoyuyla paylaşıldı.
Bir nevi muhasebe ofisi gibi çalışan Apsa, gayrimenkul ve yatırımları yönetirken aynı zamanda satın alma ofisi ve insan kaynakları departmanı olarak görev yapıyor.
Yayımlanan 30 sayfalık Apsa bütçesi, Vatikan’ın dünya ülkelerindeki büyükelçilikler hariç tutulursa İtalya’da 4051, diğer ülkelerde de 1120 mülkü olduğunu gösteriyor. Verilere göre İtalya’daki mülklerin %14’ü piyasa fiyatından kiraya verilirken geri kalanlar indirimli fiyatlarla kilise çalışanlarına kiralanmış görünüyor. Bunların da %40’ını okul, manastır ve hastane gibi kurumsal yapılar oluşturuyor. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Fakat Vatikan’ın Londra’da, Cenevre’de, Lozan’da ve Paris’in lüks bölgelerinde yatırım yapan bir mülk sahibi olması dikkat çekiyor.
Mesela Londra’daki mülk Güney Kensington bölgesinde 2014 yılında Vatikan Devlet Sekreterliği’nde yatırım olarak satın alınıp büyük ekonomik zarara sebep olmuş gibi görünüyor.
Peki Papalık niçin 2021 yılında bütün teamülleri alt üst ederek böyle bir açıklama yaptı?
Çünkü önümüzdeki salı günü, Vatikan’ın önde gelen kardinallerinden Angelo Becciu’nun da aralarında bulunduğu on kişi hakkında bir dava başlıyor. Bu on kişi zimmete para geçirme, kara para aklama, dolandırıcılık, gasp ve görevi kötüye kullanma gibi mali suçlardan yargılanacak.
Kardinal Angelo Becciu, zimmete para geçirmek gibi mali suçlarla yargılanan Vatikan’daki en yüksek rütbeye sahip kilise yetkilisi olacak. Becciu’nun, yanında çalışan bir kadının banka hesapları üzerinden zimmetine para geçirdiği ve İtalyan simsarlar aracılığıyla kara para akladığı ortaya çıkmıştı. İkisi İsviçre’de, biri ABD’de ve biri de Slovenya’daki şirketler vasıtasıyla kara para aklayan Becciu, geçen yıl Papa tarafından görevden alınmıştı. Üzerinde şüphe bulutlarının gezdiği bir isim olan Becciu, daha önce iki yıl süren bir soruşturmada masumiyetini korumayı başarmıştı. Bu kez ipliği pazara çıkmış gibi görünüyor.
Gerçekten de Cumartesi günü yayımlanan belgelere göre Vatikan devlet bütçesi 2019 yılında 79,2 milyon avro, 2020 yılında ise 64,8 milyon avro açık vermiş görünüyor. Vatikan’ın bütçesi, dünya çapında 1,3 milyar üyeye sahip Kilise’nin yönetimini, uluslararası diplomatik temsilciliklerini ve medya yönetimi ve Roma Katolik Kilisesi’nin merkezi yönetimini kapsarken, şehirdeki müzeler ve Vatikan Bankası da dahil olmak üzere Vatikan şehrinin ayrı bir bütçesi bulunuyor. 2020 yılındaki açığı kapatmak için Papa, Kilise adına Peter’s Pence’den (İnananların kiliseye yaptığı bağışlar) yaklaşık 50 milyon avro tahsis etmişti. Pandemiyle birlikte, Vatikan’ın büyük çoğunluğunu Aziz Petrus Bazilikası gibi mekânların ücretli ziyaretçilerinden elde ettiği gelirleri iyiden iyiye erimiş gibi görünüyor.
Ocak ayında sona eren bir diğer davada, Vatikan Bankası’nın eski başkanı Angelo Caloia kara para aklama suçundan hüküm giymişti. Gayrimeşru yollardan toplamda 19 milyon avroluk bir servet elde eden Caloia, 1999-2009 yılları arasında Vatikan Bankası’nın başında görev yapmıştı. 81 yaşındaki Caloia, mali bir suçtan hüküm giyen en üst düzey Vatikan yetkilisi konumundaydı. Salı günü görülecek duruşmada Becciu, Caloia’nın bu unvanını da elinden alacak gibi görünüyor.