Ana SayfaHaberlerKendilerine “Ege’nin Arkadaşları” diyen milliyetçi YTÜ öğrencileri: “Ege Akersoy kendini, devletini ve...

Kendilerine “Ege’nin Arkadaşları” diyen milliyetçi YTÜ öğrencileri: “Ege Akersoy kendini, devletini ve milletini müdafaa etmiştir”

Kendilerine “Ege’nin arkadaşları” diyen bir grup milliyetçi YTÜ öğrencisi, Gazze yürüyüşünden dönerken İsmail Aydemir’e yumruk atan YTÜ öğrencisi Ege Akersoy’a destek açıklaması yaptı: “Filistin'in arkasına sığınarak hilafet çağrısı yapan İsmail Aydemir’e, üzerine yürümesi sonucunda yumruk atan Ege Akersoy kardeşimiz tutuklanmıştır. Hilafet devleti çağrısında bulunmak, mevcut Anayasal düzene karşı başkaldırmaktır. Bu ifade özgürlüğü ile yumuşatılamaz. Bu zihniyetin tahrik ve saldırısına karşı: kendini, devletini ve milletini müdafaa etmiştir. Ege Akersoy'a yapılan hukuksuz muameleye karşı onun yanındayız.”

1 Ocak’taki Gazze yürüyüşünden dönen ve elinde kelime-i tevhid yazılı bayrak bulunan İsmail Aydemir’e yumruk attığı için YTÜ (Yıldız Teknik Üniversitesi) öğrencisi Ege Akersoy’un tutuklanmasına tepki göstermek için YTÜ Davutpaşa kampüsünün önünde basın açıklaması yapıldı.

Kendilerini “Ege’nin Arkadaşları” diye tanımlayan üniversite öğrencilerinin yaptığı basın açıklaması şöyle:

“Filistin’de yaşanan soykırım ile insanlık suçlarını hepimiz yakinen takip ediyoruz ve farkındayız. Ancak, bu insanlık dramına tepki gösterilirken Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini kısmen ya da tamamen tahrip etme girişimi iyi niyetli değildir. Türkiye Cumhuriyeti anayasamızda gösterildiği üzere, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, laik ve hukuk devletidir.

Hilafet çağrısının Filistin’deki insanlık dramı ile ilgisi olmamakla beraber, anayasal düzenimizi bozma girişimidir. Anayasal düzene saldırı çağrısı da hukuk düzenimizde darbe çağrısı olarak nitelendirilir. Filistin için toplanılan yerde, ölen Filistinli kadın ve çocukların kanları istismar edilerek, anayasal düzenimize karşı istismarın bir parçası edilmeye çalışılmıştır.

Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki 3 Mart 1924 yılında çıkarılan kanun ile halifelik makamı kaldırılmıştır. Yasanın gerekçesi, birinci maddede ‘halifeliğin hükûmet, Cumhuriyet, yani TBMM’nin anlam ve kavramı içinde zaten saklı olduğu’ ifadesi ile açıklanmıştır.

O gün Filistin’in arkasına sığınarak hilafet çağrısı yapan İsmail Aydemir’e, üzerine yürümesi sonucunda yumruk atan Ege Akersoy kardeşimiz tutuklanmıştır. Ardından Ege’ye tokat atan şahıs ve anayasal düzene karşı çağrıda bulunan ve hilafet bayrağı açan şahıslara dokunulmamıştır. Hilafet devleti çağrısında bulunmak, mevcut Anayasal düzene karşı başkaldırmaktır. Bu ifade özgürlüğü ile yumuşatılamaz. Bu zihniyetin tahrik ve saldırısına karşı: kendini, devletini ve milletini müdafaa etmiştir. Ege Akersoy’a yapılan hukuksuz muameleye karşı onun yanındayız.

İşinde gücünde olan Türk vatandaşı bir kuryeyi ezerek öldüren Somaliliyi serbest bırakan yozlaşmışlık, bahse konu zihniyete karşı kendisinin, milletinin ve devletinin müdafiliğini üstlenen genci, ters kelepçe ile tutuklamıştır. Oysa Ege Akersoy, üstüne yürüyen İsmail Aydemir’e karşı kendini korudu, ardından kameraların gördüğü noktada darp edilirken ve darp edenin kimliği belli iken; diğer şüpheli tutuklu değildir. Bu durum adaletteki çifte standardı göstermektedir.

Halihazırda hilafet propagandası yapan İsmail Aydemir’in yakın zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve düzenine tamamen zıt paylaşımlarda bulunduğu apaçık ortadadır. Herkes ölüm gibi sessiz haldedir.

Tutuklama şartları kanunlarda düzenlenmiştir. Kasten yaralama suçunda kendisini savunamayacak kişiye karşı veya silahla işlenmesi halinde veya canavarca hisle olduğunda tutuklamaya yer verilir. Ege Akersoy, bu eylemi böyle mi gerçekleştirmiştir? Aynı maddede tutuklama nedeni olarak anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar öngörülmüştür, Ege Akersoy da buna karşı durmamış mıydı? Açık bir hukuksuzluk yaşanmaktadır.

Hukuki süreçte ve sonrasında Ege Akersoy’ un yanında olduğumuzu ve bu bölücü ve irticai zihniyetlere karşı Türklüğü, Cumhuriyetimizi ve kurucu değerlerimizi sonuna kadar her alanda savunacağımızı bildirmek isteriz. Biz meşalesini Mete Han’la Fatih ile Mustafa Kemal Atatürk ile yakan ve karanlıkları aydınlığa taşımaya yeminli Türk gençleriyiz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutkunda dediği gibi: ‘Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim

Biçimini ve devrimleri benimsemiştir.’

- Advertisment -