Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritasını 28 Şubat’ta Ankara’da açıklamaya hazırlanan muhalefetteki 6 parti henüz bir seçim ittifakı kararı vermedi. Yine de; CHP, İyi Parti, Saadet ve Demokrat Parti’den oluşan Millet İttifakı’nın güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasına Gelecek ve DEVA partilerinin de katılması siyasette rüzgârın yönünü muhalefet cephesine öyle bir çevirdi ki; bugün Ankara’da iktidarından muhalefetine herkes 6 partinin bir ittifakla seçime gireceğini hesaplıyor.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu 21 Şubat akşamı Halk TV’de katıldığı “Liderler Özel” söyleşisinde 6 partinin birlikteliğini 6’lı masa olarak tanımlayanların bir adım ötesine geçti. Birlikteliği açıkça “altılı ittifak” olarak tanımladı:
“Türkiye’deki son gelişmeleri dikkate aldığımız zaman ittifakın sadece sistemi değiştirmekle yetinemeyeceği görülüyor. Sadece sistemi değiştirmeye yönelik ittifak olmaz. Mutlaka geçiş döneminde atılacak adımlar olacak, ekonomik ve dış sahada. Altı parti de böyle bir ittifakın gerekliliğine ihtiyaç olduğunu görüyor. Bu birlikteliğe altılı ittifak diyebiliriz.”
6 parti arasında öyle baş döndürücü bir siyasi temas trafiği var ki; “görüşülmeyen gün, konuşulmayan konu yok” demek hiç de abartı olmaz.
Hem iktidar hem de muhalefet cephesi için bu temaslarda konuşulan konular arasında muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağından öte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının yer alıp almadığı büyük merak konusu.
İktidar cephesinin, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını ‘yüksek olasılık’ olarak gördüğünden CHP lideri Kılıçdaroğlu’na baskıyı artırdığını söyleyenlerin sayısı siyaset kulislerinde her geçen gün artıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zamlı elektrik faturasını ödemeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu’na “elektriğin kesilir” çıkışında bulunması, MHP lideri Bahçeli’nin de Kılıçdaroğlu’na elektriksiz, karanlık günleri için kandiller göndermesi de bu baskının ürünü.
Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi’nin, Optimar Araştırma Şirketi’nin 12-15 Şubat arasını kapsayan son anketini paylaşıp, cumhurbaşkanlığı adaylığında Kılıçdaroğlu’nun ilk kez belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın önünde olduğunu duyurması da, iktidar cephesindeki Kılıçdaroğlu beklentisinin en üst noktaya ulaştığını gösteriyor.
“Kılıçdaroğlu 6’lı masayı güçlendirdi”
Karamollaoğlu’nun deyimiyle “altılı ittifak” cephesinde ise Kılıçdaroğlu’nun adaylığının konuşulduğunu, bu adaylığa parti merkezlerinde sempatiyle yaklaşıldığını ama henüz masaya konulup da karar alınmadığını biliyoruz. Çünkü önce altılı ittifakın resmen kurulması gerekiyor. 6 parti de adayın kim olacağından çok adayın niteliğinin ve ittifakın ilkelerinin tartışılmasında hemfikir. Seçim takvimi netleşinceye kadar da aday açıklamamakta kararlılar.
Kılıçdaroğlu’nun Reuters’un sorularını yanıtlarken 6’lı masada yer alan kendisi dışındaki 5 parti genel başkanının adaylık teklif etmesi halinde bunu kabul edeceğini açıklaması da bir stratejinin ürünü. Bu stratejiyi araştırmacı İbrahim Uslu şöyle anlatıyor:
“Kılıçdaroğlu 6’lı masayı güçlendirdi. Cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmedi; adayın kim olacağı konusundaki yetkiyi de kararı da 6’lı masaya bıraktı. İktidar cephesinin düşündüğü gibi Kılıçdaroğlu’nun adaylık için yanıp tutuştuğu yok. Kılıçdaroğlu, ancak 6’lı masa karar verirse cumhurbaşkanı adayı olacak.”
İmamoğlu notları
Kılıçdaroğlu Reuters’ın sorularını yanıtlarken; kimi çevrelerce muhalefetin “potansiyel cumhurbaşkanı adayı” olarak gösterilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında da konuştu: Onlar görevlerine devam edecek.
Kılıçdaroğlu’nun, Millet İttifakı’nın adayı kim olacak tartışmalarının başındaki “büyükşehir belediye başkanları görevlerine devam edecek” sözlerini sık sık tekrarlamasının nedeni var. Çünkü “Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığında ısrar ettiği, kendisine yakın İstanbul teşkilatı, milletvekilleri, parti meclisi üyeleri aracılığıyla da bir çeşit lobi faaliyetinde bulunduğu, böylelikle de partisini zorladığı” notu Kılıçdaroğlu’na ulaştırıldı.
Siyasi tartışmalardan hiç uzak durmayan, Diyarbakır’a da Berlin’e de gidip siyasi açıklamalar yapmaktan kaçınmayan İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığını isterken arkasına vatandaş desteğini de alarak 6’lı masadaki liderler üzerinde baskı kurmaya çalıştığına ilişkin bilgiler de o notlar arasında.
İbrahim Uslu’nun “Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı tartışmasının parti içinde de, ittifak içinde de yaşanmasını altılı ittifak resmen kurulmadan istemiyor. Tartışmaların da önünü kesmek için gerekli mesajları verdi” değerlendirmesini yapması bu noktada dikkat çekiyor.
Kılıçdaroğlu’nun istediği bir şey daha var: “Belediye başkanları görevlerine devam edecek” mesajını tekrarlamak zorunda kalmamak.
Bakalım, İmamoğlu mesajı aldı mı?