Bilgisayar programcısı İbiş‘in çalıştığı Cantor Fitzgerald firmasının ofisi, 11 Eylül saldırılarının hedefindeki Dünya Ticaret Merkezi kulelerinden Kuzey Kule’nin 103.katındaydı. Kuzey Kule’yi hedef alan uçak; İbiş’in bulunduğu katın yalnızca birkaç kat altına, kulenin 94.-98. katlarına çarpmıştı.
Saldırıdan sonra ikiz kulelerde çalışan pek çok insan gibi yaşayıp yaşamadığının bilinmediği günlerde, 2 yaşındaki oğulları Mert ile birlikte haber bekleyen eşi Leyla Umar o günü anlatmıştı.
“O sabah New Jersey’deki evimizden saat 07.00’de çıktı. 08.20’de işyerine ulaşmıştı. 08.45’te Dünya Ticaret Merkezi’ne uçak çarptı. Tam beş dakika sonra beni aradı ve ‘Uçak 110. kata çarptı. Bizim katta bir hasar yok. Küçük bir uçak çarptı. Ben iyiyim, merak etme, biz şimdi aşağıya iniyoruz’ deyip kapattı. Ondan sonra kendisiyle bir daha görüşemedim. Çalıştığı şirketin personelinin yüzde 90’ı kayıp.”
“Bir telefon gelmiş, yabancı biriymiş, Çinli bir kişi. Ben yoktum, mesaj bırakmış. Eşimle görüştüğünü ve kendilerine iyi olduğunu söylemesini istemiş. Ondan sonra hiç ses çıkmadı. Biz gökdelenlerin altındaki trenlerin olduğu yerde sıkıştığını düşünüyoruz. Son olarak beş kişinin çıkarıldığını duyduk. Eşimle aynı odada çalışan arkadaşı da yaralı olarak kurtarılmış.”
ABD’ye geldiğinde İngilizce bilmiyordu
Yozgat’ın Sarıyaprak köyünde doğan İbiş’in babası uzun yıllar önce ABD’ye göç etmişti. Liseyi bitirdikten sonra tek kelime İngilizce bilmeyen İbiş de yıllardır hayal ettiği ABD’nin yolunu tuttu. ABD’de 1 yıldan kısa bir sürede İngilizce’yi öğrendi. Bir yandan çalışıp bir yandan öğrenim görerek bilgisayar programcısı oldu.
ABD’de yaşama hayalinden sonra o görkemli ikiz kulelerde çalışma hayali de Cantor Fitzgerald firmasına yaptığı iş başvurusunun kabul edilmesiyle gerçek olmuştu.
Hayallerini süsleyen ikiz kulelerde hayatını kaybeden İbiş’in vücudunun bir bölümü 2 yıl arama çalışmalarının ardından toparlanarak, defnedilmişti.