Ana SayfaDış HaberOlimpiyatların açılış törenindeki semboller ne anlama geliyor?

Olimpiyatların açılış törenindeki semboller ne anlama geliyor?

Paris’te düzenlenen Olimpiyatların açılış töreninde düzenlenen kareografi gerek Hristiyan gerekse de Müslüman dindar ve muhafazakar çevrelerden tepki aldı. Hindu ve Budist çevrelerden de açılış törenindeki gösteriye bir çok olumsuz yorum geldi. Tüm bu olumsuz havanın sebebi gösteride kullanılan sembollerin verdiği mesajda yatıyor

Paris Olimpiyatları’nın açılış törenindeki koreografi gerek Hristiyan ve Müslüman muhafazakar çevrelerden tepki aldı.

Peki, koreograf Thomas Jolly’nin tasarladığı gösterilerdeki semboller ne anlam ifade ediyor?

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları resmi X hesabı gösteriyi şu şekilde kamuoyu ile paylaştı:

Yunan Tanrısı Dionysos’un yorumu, insanlar arasındaki şiddetin anlamsızlığının farkına varmamızı sağlıyor.”

Helios: Güneş Tacı

Helios, Antik Yunan inanç sisteminde güneş tanrısı. Kaynağını Yeni-Platonculuk’ta bulan güneş tektanrıcılığı onun tapınımıyla ilgilidir. Bu tektanrıcılıkta Zeus’la birleştirilmiş ve Zeus Helios Serapis adını almıştır.

Yunan mitolojisinde her şeyi gören dünyanın gözü niteliğindedir. Helios’un Antik Mısır’daki karşılığı Güneş tanrısı Ra’nın gözü Horus’tur. İbrahimi Dinlerde ise Hz. Musa’nın mücadele ettiği Firavun’un simgesi olarak görülür.

Şişman fetişizmine Afrodit ironisi

Şişman fetişizmi; kilolu veya obez insanlara karşı duyulan cinsel çekimi ifade eder. Drag Queer ile Afrodit’in şişman fetişizminin sentezlendiğini görüyoruz. Elbette burada Drag Queer teorinin yapıbozumu da söz konusu. Transseksüel sakallı kadınlar, pedofili çağrıştıran cinselliği öne çıkartılan çocuklar, biseksüel aşk mesajları ile cinsel kimlikler kadar beden ve güzellik algısını da yapıbozuma uğratan bu ironi, aynı zamanda sağlık ile ilişkili dünyanın en büyük spor etkinliğinde baş köşeye obeziteyi yerleştirmesi açısından da manidar.

Helios Afroditi “tüm zevkleriyle” Erkek, Kral İsa’nın erdemine, “günaha karşı kendini feda” törenine karşı ters bir yansıma.

Büyük mermer küre, 1866’da ünlü Akropolis’in eteğinde duran Dionysos Tiyatrosu’nda bulundu. Tuhaf kürenin MS ikinci ve üçüncü yüzyıllar arasında bir zamanda yaratıldığına inanılıyor. Garip küre hakkında pek fazla şey bilinmiyor. Düelloların ve çeşitli spor etkinliklerinin yapıldığı bir yer olan Dionysos Tiyatrosu’nun yakınında gömülü bulunduğu için, topun kazanmayı uman kişiler tarafından sihirli ritüellerde kullanılmış olabileceği söyleniyor. Küreyi süsleyen oymalar gizemli ve mistik. Çoğu kişi, insan figürünün Güneş tanrısı Helios’un bir tasviri olduğu konusunda hemfikir. Büyük bir tahtın üzerinde oturuyor, bir elinde kırbaç, diğerinde üç yanan meşale tutuyor. Ayaklarının dibinde büyük bir canavar dinleniyor, bunun bir aslan ya da köpek olduğu ve bir takımyıldızı temsil ettiği düşünülüyor. Diğer hayvan ve göksel semboller kürenin geri kalanını kaplıyor.

Helios’a tapınma, Yunanların en eski kavramlarına göre, o sadece güneş tanrısı değil, aynı zamanda yaşamın ve tüm hayat verici gücün personifikasyonu idi; çünkü ışık, sağlıklı karasal yaşamın vazgeçilmez bir koşulu olduğu iyi bilinmektedir. Güneşe tapınma, aslında yalnızca erken Yunanlar arasında değil, aynı zamanda diğer ilkel uluslar arasında da oldukça yaygındı. Bizim için güneş, başımızın üstünde yükseklerde, ona güçlü ve görünmez bir Güç tarafından atanan görevleri her gün yerine getiren ışık küresi.

Dionysos ve Zevku Sefâ Şölenleri

Dionysos’a sarhoş bir şenlik içinde ibadet eden, onuruna şölenimsi ayinler düzenleyen bir maiyet eşlik eder. Bunların arasında, Bakkhalar olarak da bilinen, maenad adı verilen ve onun seyahat eden maiyetinin (thiasus) temelini oluşturan nemf’ler vardır. Çobanlarla ilişkilendirilen tüylü bereket tanrısı Pan da, yarı insan yarı canavar olan satirler ve Silenus ile birlikte genellikle yer alır. Dionysos’un maiyeti, büyük kediler (leoparlar, kaplanlar, vaşaklar) ve yılanlar gibi hayvanları da içeriyordu. Grup nereye giderse gitsin hediye şarap getirirdi.

Dionysos’a tapınma, klasik dünyada tek tip değildi. Bazıları halka açık ve organize iken, diğer ritüeller gizemli ve gizlilik içinde gerçekleştirilirdi. Birçok Yunan, Dionysos’a olan saygısını festivaller aracılığıyla gösterdi; Bacchus olarak anıldığı Roma’da ise geceleri ormanlarda ve dağlarda kutlanan ritüellerden oluşan bu festivallerin adı Bacchanalia oldu. Maenadlar coşku dolu bir vecd durumuna girecek, sonra -Dionysos’un bir rahip şeklinde kişileştirilmesinden esinlenerek- bir ava çıkmadan önce çılgınca dans edeceklerdi.

Ortada Dionysos, solunda Helios taçlı aşk tanrıçası Afrodit

Olimpiyat açılış töreninde düzenlenen gösteri Hz. İsa’nın son yemeği tablosuna ters yansıma mesajı veriyor.

İsa Mesih yemeğinde dünya zevklerinden vazgeçişi ve kendini kurban edişini simgelerken son yemeğin ters yansıması olarak Dionysos’un şöleni konuyor. Şölen’de İsa’nın tam aksine sınırsız zevk, sarhoşluk ve serbest cinsellik ile kendinden geçme idealize ediliyor.

İsa’nın sofra mesajı sadece Hristiyanlıkla sınırlı değil. İslam da Kur’an’da bir sureye adını verecek kadar önem atfediyor: Mâide. Yahudilikteki 10 Emir ve Ahit hükümleri de Hz. Nuh’un tüm insanlıkla yaptığı ahit kuralları da aynı erdemlere işaret ediyor.

Ayrıca Hinduizm ve Budizm de Hz. İsa’nın sofra metaforunda ifade ettiği erdemlerle paralel öğretiler içeriyor.

Çile dolu dikenli taçlı İsa Mesih- Güneş taçlı Helios Tanrıçası, Son Yemek-Şölen zıtlığı üzerine kurgulanan gösteri bir çok sembol incelenmeyi bekliyor.

- Advertisment -