Ana SayfaHaberler“Oktay Yıldırım’a linç girişimi” dendi, “Kubilay” ilan edildi. Dutluca muhtarı: “Hayır yemeği...

“Oktay Yıldırım’a linç girişimi” dendi, “Kubilay” ilan edildi. Dutluca muhtarı: “Hayır yemeği için yol kapanmıştı; ‘Buna yüz verme’ diyen köylüye vurdu, ağzını burnunu kanattı”

Ergenekon davasında da yargılanan eski asker Oktay Yıldırım, 4 yıldır ikamet ettiği Burhaniye Dutluca köylüleri tarafından Süleymancıların kışkırtmasıyla linç girişimine uğradığını iddia etti. Olayın zamanlaması çözüm sürecine bağlandı, sosyal medyada “Kubilay” ilan edildi, emekli asker dostları köye koştu. Dutluca muhtarı Hüseyin Yılmaz, Serbestiyet’e konuştu: “Köyde cenaze nedeniyle bir hayır yemeği verildiğinden köy meydanı masalarla kapanmıştı. 3 dakikalık diğer yoldan gitmesini istedik. Sinirli şekilde“Bu yolu kapatamazsanız” dedi. Ben sakince konuşmaya çalışırken köylülerden biri ‘Muhtar buna bu kadar yüz verme’ dedi. Yıldırım, o arkadaşın yüzüne yumruk attı, ağzı burnu kan içinde kaldı. Köylüler de onun üzerine yürüdü arbede çıktı. Köyde ne cemaat yapılanması ne başka bir siyasi grup var.”

“Ergenekon” davasında yargılanan emekli astsubay Oktay Yıldırım’ın Pazar günü (10 Ağustos) 4 yıldır ikamet ettiği Balıkesir Burhaniye’ye bağlı Dutluca köyünde köylüler tarafından linç girişimine uğradığı iddia edilmişti.

Oda TV, Gazete Pencere, Aykırı gibi mecralarda çıkan haberlerde, köye giren yolun köylüler tarafından kapatıldığını gören Oktay Yıldırım’ın “İnsanlar buradan geçecek böyle yolu kapatamazsınız” diyerek tepki göstermesi üzerine aralarında köy muhtarının da olduğu köylülerin saldırısına uğradığı öne sürülmüştü.

Haberlerde, Oktay Yıldırım’ın köylüler tarafından belindeki beylik silahı alınarak linç edilmeye çalışıldığı ve evine sığınan Yıldırım’ın evinin de sarıldığı iddia edilmişti.

“PKK’sından FETÖ’süne birçok yerden tehdit alıyorum”

Yıldırım, aynı akşam Oda TV’ye olayı şöyle anlattı:

“Bir köylüye ‘Neden yolu kapattınız?’ diye sordum. Ağır hakaretlerde bulundu, üzerime geldi. Onunla aramızda çıkan tartışmada kendisini ittim, yere düştü. Ardından bütün bir köy ellerine geçen her şeyle bana saldırdı. Adeta bir düğün alayı gibi toplanıp yüzlerce kişi saldırdı. Aracımı parçaladılar.

“Daha önce de yaşadığım bölgedeki köylüler benim aleyhimde kışkırtılmıştı. Bana karşı bir saldırı olacağını jandarmaya da bildirmiştim, ancak bir tedbir alınmadı. Kimlerin kışkırttığını bilmiyorum. PKK’sından FETÖ’süne, tarikatlarına kadar birçok yerden tehdit alıyorum.”

“Türkiye düşmanı örgütlerin tehditlerini alıyoruz”

Yıldırım daha sonra Radyo Sputnik’te katıldığı yayında da Dutluca köyünde yaşayanların “Türkiye düşmanı örgütler tarafından kendisine karşı kışkırtılmış olabileceğini” iddia ederek şöyle konuştu:

“Günaşırı birtakım Türkiye düşmanı örgütlerin tehditlerini alıyoruz. Onların yöntemleridir. Önce kendileri yapmazlar. Önce bulunduğu yerdeki kabı ısıtırlar. Önce kışkırtırlar, önce şeytanlaştırırlar. Burada böyle bir kışkırtma var. Birtakım çağdışı tarikat yapılarının ahaliyi kışkırtması olabilir.”

“Köyde Süleymancı yapılanma var”

Yıldırım, gazeteci Fatma Sibel Yüksek’e yaptığı açıklamada, köyde Süleymancı cemaatinin örgütlenmesinin olduğunu ve olayı da onların kışkırttığını iddia etti.

Yüksek’in X hesabından paylaştığı mülakatta Yıldırım, olayı şöyle anlattı:

“Olay günü arabalı bir misafirim gelmişti, giderken dönüş yoluna kadar ben de refakat etmek istedim. Benim evim köy meydanına çok yakındır ve çıkış yolu oradan geçer. Meydanda zaman zaman hayır yemeği verildiğini de biliyorum. Bazılarına katılıp yemek yemişliğim de var, hatta gidemediğim zamanlar bana tepsiyle yemek de getirildi.

Misafirimin arabası önden çıktı, muhtar onun için yolu açtırmış. Arkadan ben geldiğimde yol tekrar kapanmıştı. Bana başka bir yol gösterdiler. Köyün içinden dolaşıp geldim ama misafirimin aracını kaybetmiştim. Bunun üzerine arabamı kenara çekip muhtarın yanına geldim, ‘Selamünaleyküm’ dedikten sonra, biraz da esprili bir dille ‘Muhtarım kurban olayım, biz komşu değil miyiz? Neden bir geçiş de bana vermiyorsun?’ dedim.”

“Yakama yapışıp ‘Sen bizden değilsin’ dedi”

“Muhtar cevap vermeden orada oturanlardan birisi, ayağa kalkıp yakama yapıştı ve ‘Sen şerefsiz alçağın birisin, bizden değilsin, bu köyden s..tir olup gideceksin’ dedi. İddia edildiği gibi hayır yemeği için olumsuz hiçbir şey söylemedim, kimseye de küfür etmedim. Muhtarla aramda geçen konuşma sadece anlattığım kadardır ve o anda saldırıya uğradım.

Karşımdaki şahıs yakama yapışıp hakaret ederken, arkadan başıma bir darbe indi, kimin neyle vurduğunu bilmiyorum. Tekmeler, yumruklar yağmaya başladı.”

“Birisi elini belime atıp beylik tabancamı aldı”

“Birisi elini belime atıp beylik tabancamı aldı. İfadelerinde ‘tabancası yere düştü’ diyorlar, bu doğru değil, tabancamın düşmeyi önleyen özel bir kılıfı var. Silahımı gasp ettiler. Kim olduğunu şimdi hatırlayamadığım köylülerden biri beni sürükleyerek evime getirdi. Kalabalık arkamızdan geliyordu. Beni eve getiren kişi bahçe kapısını kapattı, hâlâ duvarı aşıp eve girmeye çalışıyorlardı. Beni getiren kişi kalabalığa ‘Bu haneye tecavüzdür, yargılanırsınız’ diye bağırdı. Bunun üzerine biraz geri çekildiler, bu kez de dışarıdan eve iri taşlar atmaya başladılar.

Evimin bahçesinden girmiştim ama eve giremiyordum çünkü anahtarım ve telefonum arabada kalmıştı. Saldırganları sakinleştirmeye çalışan birinden anahtarımı getirmesini ve jandarmayı aramasını rica ettim. Sağ olsun getirdi.”

“Aldığım darbeler nedeniyle baş dönmem ve ağrılarım var”

“Jandarma geldi. Silahımı bana saldıran kişinin kardeşinde bulmuşlar. Parmak izi filan alınmamış, bu şahıs hakkında işlem yapıp yapmadıklarını bilmiyorum. Arabamı da almışlar ama herhangi bir hasar tespiti yapmadan bana ‘Aracınızı alabilirsiniz, isterseniz bir arkadaşınıza da teslim edebiliriz’ dediler. Kendi imkanlarımızla çekici bulup aracı evin önüne getirdiler. Hasar tespitini gece gelip yaptılar.

Arkadaşlarımın gelmeye başlamasıyla Burhaniye Devlet Hastanesi’ne gittim. Başım dönüyordu ve bacağımdan yaralıydım. Jandarma, daha tedavim tamamlanmadan sanki saldırıya uğrayan ben değilmişim gibi apar topar beni ifade vermeye götürdü. Şu anda evimdeyim, gelip giden arkadaşlarım var yanımda. Saldırıda aldığım darbelerden dolayı baş dönmem ve ağrılarım var.

Şunu da belirtmek isterim, evimin çıkış yeri olan köy meydanının hiçbir sebeple kapatılmaması gerekiyor. Ben kalp sorunu olan bir insanım. Nabzım 160’lara kadar çıkıyor, böyle acil bir durumda yolun kapalı olması, sağlık kuruluşuna erişimimi imkânsız kılabilir. Daha önce bunu da ilettim, buna rağmen, meydanın çeşitli etkinlikler için kapatılmasını idare ettim, sorun çıkarmadım.”

“Süleymancılar yaşam biçimimi hedef alıyor”

“Bu köyde Süleymancı bir yapılanma var. Bunların içinde bana karşı sürekli kışkırtılan bir grup var.

Bundan 6 ay önce de bir grup genç evimin kapısına dayanmış, ben evde değildim. Jandarma’dan ‘Sizi düğünlerinizi Oktay şikâyet ediyor’ diye bir şey duymuşlar. Jandarmadan böyle bilgilerin sızmaması lazım.

Süleymancılar ve onların etkilediği grup benim yaşam tarzımdan rahatsız. Yaşam biçimim hedef alınıyor. Benim evime kız arkadaşım da gelir, kimseyi rahatsız etmeden rakımı da içerim. Bahçem dışarıdan görünmez, buna rağmen benden rahatsız olup birbirlerini kışkırtıyorlar.

Bir de zeytin hasadı zamanı Süleymancılar burada kapı kapı dolaşıp zeytin ve zeytinyağı bağışı toplarlar. Bana da geldiler, ben kovdum. Bundan dolayı da husumetleri var. Gençleri etkiliyorlar, bana saldıranlar arasında evim yapılırken inşaatında çalışmış, ekmeğimi yemiş kişiler de var.”

“Olay gecesi motosikletli grup evin önünde 20 el ateş etti”

“Burası benim evim. Buradan ayrılırsam, kendisine buralarda yaşam kurmaya çalışanlara ‘siz de kaçın’ mesajı vermiş olurum ancak can güvenliği sorunum devam ediyor.

Gazi arkadaşlarım geldikten sonra, gece saat üçte iki ayrı motosikletli grup gelip evin önünde 20 el ateş etti. Jandarmaya bildirdik, 1,5 saat sonra geldiler.

Köyde ‘Biz bu adamın e-devletine girdik, FETÖ’cü olduğunu gördük’ diye söylentiler yayıyorlarmış. Hâlâ aleyhime kışkırtmalar devam ediyor ve resmi makamlardan destek aldığımı söyleyemem. Kaymakam, köyün yaşlılarını makama çağırıp konuşmuş. Yetkililerden beni arayan, geçmiş olsun diyen kimse yok. Bu olayda saldırıya uğrayan benim, mağdur benim.”

Arkadaşları Dutluca’ya gitti

Olayın ardından Yıldırım’ın arkadaşı emekli askerler, Dutluca köyüne gitti.

Yeniden bir olay çıkması olasılığına karşı arkadaşları Yıldırım’ı yalnız bırakmıyor, üç gündür Yıldırım’la birlikte kalıyorlar.

Dutluca’ya giden arkadaşları sosyal medyadan çekildikleri kalabalık fotoğrafları paylaşıyor.

“Menemen’de Kubilay, Dutluca’da Oktay”

Sosyal medyada Oktay Yıldırım’a destek paylaşımları yapıldı.

Kamuoyunda tanınmış bazı emekli subaylar Oktay Yıldırım’ı “Kubilay” ilan etti.

“PKK ile çatışmada yaralan, ‘sürecin iklimi’ gereği saldırıya uğra”

Emekli Albay Mustafa Önsel, X hesabından paylaştığı mesajda, Yıldırım’a saldırının çözüm sürecinin iklimi gereğince olduğunu ima ederek “Savaş moduna geçersek tehlike arz ederiz” diye yazdı.

Kırmızı Kedi yayınevi sahibi Haluk Hepkon da yaptığı paylaşımda, Yıldırım’a saldıranların cesareti yeni Kürt açılımından geliyor” ifadesine yer verdi.

“Yıldırım, ‘Buna bu kadar yüz verme’ diyen adama yumruk atıp ağzını burnunu kanattı”

İddialarla ilgili ulaştığımız Dutluca köyü muhtarı Hüseyin Yılmaz ise olayların Oktay Yıldırım’ın anlattığı gibi yaşanmadığını söyledi.

Hüseyin Yılmaz, Serbestiyet’e Pazar günü yaşananları şöyle anlattı:

“Bizim köyden bir kişi vefat etmişti. Köyümüzde cenazelerden sonra bir gelenek var. Vefat edenin yakınları köy meydanında rahmetlinin hayrı için yemek verir. Köy meydanına masalar kurulur. Köy meydanı zaten çok büyük değil. Köyümüz toplam 120 hane 400’ün altında nüfusu var. Bütün köy gelir, o esnada da köy meydanına gelen yol kapanır. Ama köyümüze giren iki yol daha var.

Oktay Bey, arabasıyla geldi. Hemen yanına gittim. 4 yıldır bizim köyde yaşıyor zaten bu adetimizi biliyor. Yaşça benden küçük ama ben gazimize hep ‘Oktay Abi’ diye hitap ederim. ‘Oktay Abi, biliyorsun cenazeden dolayı hayır yemeği var. Eve gideceksen alt yoldan git. Ama sen de gel yemek yiyelim’ dedim. ‘Misafirlerim gelecek sonra yemek yeriz. Tamam diğer yoldan gideyim’ dedi. Bir sorun yoktu. Diğer yoldan gidince de 3-4 dakika fark eder sadece. 200 insan var, yolu açmak için bir sürü masanın kalkması gerekecek. İlk başta bir mesele etmemişti, arabasıyla geri gitti.

5 dakika sonra yine aynı yönden yürüyerek geldi. Yürüyüşünden anladım sinirlenmişti, masaların arasına girdi. Hemen yine yanına gittim. Sinirli bir sesle “Bu yolu kapatamazsanız, ben buradan geçeceğim’ dedi. Ben sakince konuşmaya çalışırken yanda masada yemek yiyen köylülerden biri -o da benim gibi 60 yaşının üzerinde bir insan- ‘Muhtar buna bu kadar yüz verme’ dedi.

Oktay Yıldırım, direkt o masada oturan arkadaşın yüzüne bir tane yumruk attı, adamın ağzı burnu kan içinde kaldı. Sonradan hastaneye gitti, burnu çatlamış adamın. O sırada tabii 200 kişinin içinde köylülerden de onun üstüne yürüyenler oldu, arbede çıktı. Ben hemen telefona sarıldım jandarmayı aradım. İlk aradığım komutanımız izinliymiş, başkasını aradım falan o sırada ortalık karışık.”

“Silahın emniyeti açık, mermi ağzındaydı”

“Köylülerden biri, yerde bir silah gösterdi. Oktay Yıldırım’ın silahı yere düşmüş. Olayı görmedim sonradan anlattılar; belinden silahını çıkartmış arbede sırasında yere düşmüş. Köylülerden biri silahı yerden alıp, hemen oradaki arkadaşlardan birinin arabasının içine koyup kapıyı kapattı. Sonra silahı jandarmaya teslim ettik.

O sırada Oktay Yıldırım, evine doğru koştu, biraz sonra geri dönüp, ‘Benim silahım nerede, silahımı mı aldınız’ falan diye bağırdı. Köyden bazı gençler de tekrar ona doğru koşunca o da yeniden evine doğru koşmaya başladı.

Jandarma da o sıralarda geldi. Hemen onun silahını teslim ettik. O sırada fark ettik silahın emniyeti açık mermi de ağzındaydı.

20 kadar kişi şikayetçi olmak için jandarmaya gittik, şikayetçi olduk. Gelen jandarma ekibi zaten köyden hiç ayrılmadı sağ olsunlar, sakinleştirdiler, sükûneti sağladılar.”

“Oktay Yıldırım’ın arkadaşları 7-8 tane siyah camlı lüks arabayla köye geldi”

“Aynı akşam köye 7-8 siyah camlı lüks araba geldi. Oktay Yıldırım’ın arkadaşlarıymış.

Oktay Yıldırım’ın evinin içinden çekilmiş fotoğraflar attılar. Gövde gösterisi yapıyorlar. Gece de kaldılar.”

“Köyümüzde ne cemaat yapılanması ne başka bir siyasi grup var”

Hüseyin Yılmaz, köyde herhangi bir cemaat ya da grubun yapılanması olup olmadığıyla ilgili sorumuza şöyle yanıt verdi:

“Köyümüzde hiçbir şekilde ne cemaat yapılanması ne terör örgütü ne başka siyasi bir bağlantılı herhangi bir şey var. Köyümüz bölgedeki en huzurlu, en sakin köydür.

Oktay Yıldırım da dediğim gibi 4 yıldır bu köyde yaşıyor. Daha önce sadece bir kere, 2 yıl önce köyden bazı gençlerle tartıştı. O olayın da siyasi bir tarafı yoktu. Normalde onun evinin önünde duran çöp bidonunu alıp karşısında dükkânın önüne koymuş. Gençler de yeniden oradan alıp önceki yerine onun evinin önüne koymuş. O meseleden dolayı birkaç gençle bir tartışma yaşadı.

O olay dışında 4 yıldır burada hiçbir problem yaşamadı. Ben dediğim gibi kendisine hep yaşı benden küçük olmasına rağmen ‘Oktay Abi’ diye hitap ederdim. Hiçbir problemimiz yoktu. Köye onun gibi daha sonradan yerleşen başka komşularımız da var.

Bu olaydan beri muhtar olduğum için de her yerde benim adım dolaşıyor. Sosyal medyada hem köyümüze hem bana küfürler ediliyor. Bugün tanımadığım birisi aradı, ‘Nasıl gazimize saldırırsınız?’ dedi. Ben size bu anlattıklarımı anlatmaya çalışana kadar ana avrat küfürler etti.

Sosyal medyada köyümüzle ilgili yazılanların hiçbiri doğru değil. Tamamen bu olay üzerine üretilmiş önyargılardan dolayı yazılan şeyler bunlar.”

“Araba köyün girişinden uzaktaydı, arabaya kimin saldırdığını görmedim”

Hüseyin Yılmaz, Oktay Yıldırım’ın arabasına saldırılmasıyla ilgili sorumuza şu yanıtı verdi:

“Onu ben görmedim. Sonradan öğrendim. Arabayı köyün girişinden 400-500 metre kadar ileriye bırakıp öyle tekrar yürüyerek gelmiş köy meydanına. Kim yaptı bilmiyorum.”

Oktay Yıldırım’ın arabası, olaydan sonra hasar almış vaziyette.

“Gece boyunca jandarma devriye gezdi”

Hüseyin Yılmaz, Oktay Yıldırım’ın olay gecesi evinin önünde ateş edildiği iddiası hakkındaki sorumuza da şu yanıtı verdi:

“Öyle bir durum yok. Gece boyunca jandarma köyün içinde devriye gezdi, sabaha kadar köyden ayrılmadı.”

Dutluca seçim sonuçlarında Süleymancıların muhalefet ettiği AK Parti mutlak çoğunluk

Yıldırım’ın, köyde Süleymancıların örgütlenmesi olduğu iddiasını, köydeki seçim sonuçları da desteklemiyor.

AK Parti’ye karşı keskin muhalefetleriyle bilinen Süleymancıların örgütlenmesi olduğu iddia edilen Dutluca’da 2024 yerel seçimlerinde Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için verilen 221 oydan 188’i, Burhaniye Belediye Başkanlığı için verilen 223 oydan 186’sı, B Burhaniye Belediye Meclis Üyeliği Seçimi için ise verilen 221 oydan 189’u AK Parti’ye gitmiş.

2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde ise köyde birinci turdaki 235 oyun 196’sını, ikinci turdaki 234 oyun 198’ini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan almış.

2023 genel seçimlerinde ise 234 oyun 156’sı AK Parti’ye, 27’si MHP’ye giderek yine Cumhur İttifakı’nın net bir üstünlüğü olduğu görülüyor.

Erdoğan’ın “ahtapot” çıkışındaki cemaatti

Erdoğan, 14 Mayıs 2025’te İBB soruşturmasıyla ilgili yaptığı çok tartışılan “ahtapot” açıklamasında isim vermeden Süleymancıları da “karanlık organizasyon”un içinde saymıştı. Erdoğan, şöyle konuşmuştu:

“Bu karanlık organizasyon, İstanbul’la sınırlı kalmamış, ülkedeki pek çok belediyeyi, kurumu, kişiyi içine alan, kolları çok farklı yerlere uzanan, hatta uluslararası ayağı da olan bir ahtapota dönüşmüştür. Önceleri sadece kimi siyasi partileri ve siyasetçileri kapsadığı düşünülen çarpık ilişkiler ağının, bürokrasiden iş dünyasına ve medyaya, kimi cemaatlerden istihbarat kuruluşlarına kadar uzandığı ortaya çıkıyor.”

- Advertisment -