Ana SayfaHaberlerGündem“Medya Denizbank’ı niye korudu?”

“Medya Denizbank’ı niye korudu?”

“Medya ombudsmanı” diye anılan Faruk Bildirici, Fatih Terim Fonu’yla ilgili haberlerde ilk zamanlarda Denizbank’ın adının verilmemesine dikkat çekti: “Olay geçen nisan ayında patladığında Habertürk’ün haberinde, Cem Küçük’ün Türkiye gazetesindeki yazısında ve ardından yayımlanan haberlerin çoğunda ‘özel bir banka’ deniliyordu. İddianamenin kabul edilmesiyle ilgili 26 Ekim’deki haberlerde ve 20 Kasım’daki ilk duruşmayla ilgili haberlerin de çoğunda bankanın adı gizlendi. Öyle ki, Hürriyet’in 25 Kasım’daki ‘Seçil soruları’ manşetinde sorulardan biri bankayla ilgili olmasına rağmen bankanın adı yoktu!”

Gazeteci Faruk Bildirici, haftalık olarak yazdığı medya eleştiri yazısında “Fatih Terim Fonu” davasıyla ilgili haberlerde ilk günlerde Denizbank’ın adının yer almamasına dikkat çekti.

Bildirici, şunları yazdı:

“Özel bir banka…”

“Televole döneminden kalma hastalık yine nüksetti. Bankadaki gizli fonla dolandırıcılık vakasında Fatih Terim ve parasını kaptıran ünlü futbolcuların eski açıklama görüntüleri, sanki dava hakkında konuşuyorlarmış gibi yayımlanıyor bazı TV’lerin haber bültenlerinde.

Tekrar üstüne tekrar verilen bu görüntülerle gerçek saptırılıyor, izleyenler yanıltılıyor. Haberlerde illa görüntü verme zorunluluğu olmadığı kabullenilse mesele kalmayacak. Futbolcuların açıklaması yoksa yoktur; arşive girip olmayanı üretmek haberciliğin ruhuna aykırı.

Bu vakaya ilişkin haberlerin ikinci sorunu da bankanın adının yazılmasında çekingen davranılması. Olay geçen nisan ayında patladığında Habertürk’ün haberinde, Cem Küçük’ün Türkiye gazetesindeki yazısında ve ardından yayımlanan haberlerin çoğunda “özel bir banka” deniliyordu. Olayı dikkatle izleyen Gazete Oksijen ise Denizbank adını veriyordu.”

“Dijital medya bu konuda daha aktifti”

“Şube Müdürü Seçil Erzan ve öbür sanıklar hakkındaki iddianamenin kabul edilmesiyle ilgili 26 Ekim’deki haberlerde ve 20 Kasım’daki ilk duruşmayla ilgili haberlerin de çoğunda bankanın adı gizlendi. Öyle ki, Hürriyet’in 25 Kasım’daki ‘Seçil soruları’ manşetinde sorulardan biri bankayla ilgili olmasına rağmen bankanın adı yoktu! Milliyet’in, 27 Kasım’daki ‘Bankanın da bilgisi vardı’ manşetinde bankanın adı, iç sayfada satır arasında geçiyordu.

Basılı medyadaki nadir örneklerden biri olan İsmail Saymaz’ın Sözcü’de 23 ve 24 Kasım’da yayımlanan yazılarında Denizbank’ın ismi daha ilk satırda veriliyor; bankanın sorumluluğu irdeleniyordu. Dijital medya bu konuda daha aktifti.”

“Denizbank açıklama yapmak zorunda kaldı”

Dijital medyadaki yayınları sonucu diğer basın organlarında da Denizbank’ın adının verilmeye başlandığını belirten Bildirici yazısına şöyle devam etti:

“Nitekim Denizbank da 28 Kasım’da açıklama yapmak ve soruları yanıtlamak zorunda kaldı. Bankanın o güne değin toplumu bilgilendirme gereği duymamasının temel nedeni medyanın bankanın adını haberlerinde gizlemesiydi.

Türkiye’de son yıllarda iyiden iyiye yerleşen bir hastalık bu. Özel şirketler, özel bankalar, özel hastaneler, büyük iş insanları hakkında olumsuzluk içeren haberlerde isim yazılmıyor. Muhataplarının talebine bile gerek kalmadan sorumlular gizleniyor. Denizbank’tan kimsenin arayıp, aman bankanın adını yazmayın denmesine bile gerek yok. Bu gönüllü koruyuculuk…”

- Advertisment -