spot_img
Ana SayfaÖZEL HABERÖZEL HABER | 6 Şubat’ta 78 insanın hayatını kaybettiği Hakimbey...

ÖZEL HABER | 6 Şubat’ta 78 insanın hayatını kaybettiği Hakimbey Apartmanı’nda ‘sümen altı’ şüphesi: “2020’de ağır hasarlı raporu yok edildi”

Malatya’da 6 Şubat depreminde yıkılan, enkazında 78 insanın hayatını kaybettiği Hakimbey Apartmanı’na, apartman sakinlerinden 32 yaşındaki Gülen Öner’in dilekçelerine ve çabalarına rağmen 2020’deki Elazığ depreminden sonra hasarsız raporu verildi. Ancak iddiaya göre, 2020’de Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden gelen ilk hasar tespit ekibi, apartman sakinlerine bina için “ağır hasarlı” diye kayıt tutacaklarını söylemişlerdi. Hakimbey enkazında iki kardeşi Gülen Öner ve Fatma Öner’i kaybeden Yunus Öner: “2020’de ağır hasarlı raporu verilip verilmediğiyle ilgili görüşemeye gittiğim üst düzey bir yetkili, incelemeler sırasında bina için 2020’de önce ağır hasarlı raporu verildiğiyle ilgili bir ifade gördüğünü ancak bu ibareyi gördüğü materyali yeniden bulamadığını söyledi.”

Malatya’da 6 Şubat depreminde yıkılan Hakimbey Apartmanı’nın enkazında 78 insan hayatını kaybetti.

Hakimbey Apartmanı’nın yıkılmasıyla ilgili başlatılan resen soruşturma sonucu açılan davanın ilk duruşması 24 Kasım’da Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davada, inşaatına 1997 yılında başlanan ve 1999’da daireleri sahiplerine teslim edilen apartmanın statik proje müellifi Bülent Yeroğlu (60) tutuklu, inşaat mühendisleri Demet Doğan (50) ile Basri Ardağ (56) ise tutuksuz yargılanıyor. Davanın diğer sanığı olan binanın mimarı Abdurrahman Yavuz (50) yurtdışında firari durumda. Yani davada, 1997-1999 yılları arasında binayı yapımında rol alanlar yargılanıyor.

Ancak Hakimbey Apartmanı’nda iki kardeşini kaybeden öğretmen Yunus Öner, binanın yıkılmasındaki sorumlularını ortaya çıkartmak için 24 Ocak 2020’de 6.8 büyüklüğündeki Elazığ Sivrice merkezli depremin ardından yaşananların incelenmesi gerektiğini söylüyor.

6 Şubat depreminin birinci yıldönümünde, Hakimbey Apartmanı’nın bulunduğu yerde anma yapıldı. Arsaya “Adalet, 6 Şubat, Hakimbey, 04.17” yazıldı.

Elazığ depremi sonrası Hakimbey için Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne başvurmuştu

Malatya’da, Sivrice merkezli 6.8’lik depremin etkisi büyük olmuştu. Malatya Valiliği’nin 20 Mart 2020 tarihli açıklamasında, Sivrice depremi sonrası Malatya’da 4 bin 947 binanın ağır hasarlı olduğu bilgisi yer aldı. Ağır hasar raporu verilen binalarda oturan birçok insan, apar topar o binalardan ayrılmıştı.

Gülen Öner ile ablası Fatma Öner de Sivrice depreminin ardından bulunduğu binaya güvenmeyerek ayrılanlar arasındaydı. Gülen Öner, Sivrice depreminden hemen iki gün sonra, 26 Ocak 2020 tarihinde Malatya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne oturdukları binanın hasar tespitinin yapılması için dilekçe verdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, bina için başvurudan 4 ay sonra, 30 Mayıs 2020’de “hasarsız” raporu verdi. Gülen Öner ve Fatma Öner, Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nün verdiği hasarsız raporuna güvenerek yeniden kendi dairelerine döndü.

6 Şubat saat 04.17’de Hakimbey Apartmanı’nın 7 saniye içinde yıkılması sonucu hayatını kaybeden 78 insandan ikisi, üç yıl önce apartmanın depreme dayanıklılığından endişe duyarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’ne başvuru yapan Gülen Öner ile ablası Fatma Öner’di.

Gülen Öner.

“Ağır hasarlı diye kayıt tutulup sonra hasarsıza çevrilmiş olabileceği kaygısı oluştu”

Yunus Öner, iki kardeşinin hayatını kaybetmesine neden olan Hakimbey Apartmanı’nın yıkılmasıyla ilgili adli sürecin başından itibaren devam eden tuhaflıkları Serbestiyet’e anlattı:

“Depremde bir ablamı, bir de küçük kardeşimi kaybettim. Daha yaşadığımız acı ve şoku üzerimizden atamadan soruşturmayla ilgili önce duyduklarımız sonra bizzat tanık olduklarımız nedeniyle üzüntümüzü de yaşayamadan kendimizi bir adalet mücadelesinin içinde bulduk.

Kardeşimin 2020’de dilekçe verdiğini ve Çevre Şehircilik’ten gelen tespit ekibinin bina için hasarsız raporu verdiğini biliyorduk. Ancak apartmandan sağ kurtulanlardan, apartmanda hayatını kaybetmiş bazı insanların yakınlarından; bazı farklı bilgiler duymaya başladık. Sivrice depremi sonrası binaya farklı tarihlerde farklı ekiplerin geldiğinden bahsediyorlardı. Hatta ilk gelen ekibin, tespit işlemi sırasında görüştüğü binadan bazı kişilere apartman için ağır hasarlı dedikleri ve o yönde kayıt tutacaklarını söyledikleriyle ilgili şeyler konuşulmaya başlandı.

Bizde ve başka insanlarda da bina için önce ağır hasarlı diye kayıt tutulduğu ancak daha sonra hasarsıza çevrilmiş olabileceğiyle ilgili kaygılar oluşmaya başladı.”

Fatma Öner. Sivrice depreminden hemen önce 1 Ocak 2020’de Hakimbey Apartmanı’nda oturdukları dairede 48’inci doğum gününü kutlarken.

‘Bunlar sıva boya çatlağı, endişelenmenize gerek yok’

“Çünkü benim kardeşim ve ablamdan duyduğuma göre, onların muhatap olduğu hasar tespit ekibi çok daha farklı konuşmuştu.

Gülen, Çevre Şehircilik’ten gelen ekibe evdeki çatlakları gösterdiğini, ekipteki mühendislerin ise ‘Bunlar sıva, boya çatlağı” dediğini söylemişti. Ablam da gelen ekiptekilerin, ‘Binanız bu caddedeki en sağlam bina. Endişelenmenize gerek yok’ dediklerini anlatmıştı. Kardeşim Gülen, Ocak 2020’deki Elazığ depreminden hemen sonraki tarihlerde de daha sonraki çeşitli görüşmelerimizde de Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne bina için başvurduğunu söylemişti. Bina için hasarsız raporu verilmesinin ardından da yine ablam Fatma Öner ile birlikte apartmana tekrar yerleşmişlerdi.”

Gülen Öner.

‘Kimsenin müracaatı olmadan resen inceleme yaptık’

“Biz, 6 Şubat sonrasında Gülen’in yaptığı başvuru dilekçesini ve Çevre Şehircilik’in bina için verdiği hasarsız raporunu bulmaya çalıştık ama toz haline gelmiş apartmanın enkazında bulunamadı tabii.

Bu sırada Hakimbey hakkında savcılık soruşturması da başlatılmıştı. O dönem Malatya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği il müdür yardımcısı olan Cengiz Başer’in Hakimbey soruşturmasıyla ilgili savcılığa tanık ifadesi verdiğini duyduk.

Cengiz Başer’in verdiği ifadede iki önemli nokta var. İlki, 7 saniyede yıkılan bina için üç yıl önce hasarsızlık raporu verilmesinin doğrudan kendi sorumluluğunda olduğu beyanı.

İkincisi ise 2020’de hasarsızlık raporu verilen Çevre Şehircilik Müdürlüğü incelemesinin resen yapılmış olduğunu yani herhangi bir başvuru dilekçesi sunulmadan Çevre Şehircilik’in kendiliğinden yapmış olduğunu iddia ediyor. ‘Herhangi bir müracaat olmadan Hakimbey Apartmanı ile ilgili resen inceleme yapmıştık’ diyor. Kardeşimin dilekçe verdiğini bildiğimiz için, ‘Herhangi bir müracaat olmadan Hakimbey Apartmanı ile ilgili resen inceleme yapmıştık’ diye konuşmasına anlam veremedik.”

Cengiz Başer’in 11 Mart 2023’te verdiği savcılık ifadesi.

‘Öyle bir dilekçe yok’

“Ailemizden iki kişiyi kaybettiğimiz için ben ve diğer aile üyelerimiz de Hakimbey Apartmanı’yla ilgili aynı soruşturma kapsamında, Malatya Emniyeti Organize Şube’de ifade verdik.

Bu ifadem sırasında kardeşimin 2020 Sivrice depreminden sonra Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçeyle başvuru yaptığını anlattım. Organize Şube’deki polisler, öyle bir dilekçenin olmadığını söyledi. Bunun üzerine sağ olan diğer ablamı aradım. Ablam, dilekçeyi bizzat Gülen’le birlikte Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne teslim ettiklerini söyledi. Ancak soruşturmayla ilgilenen polislerde böyle bir bilgi yoktu.

Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nden savcılığa ve dolayısıyla Emniyet’e bu bilginin iletilmediğini böylelikle anlamış oldum. Aynı zamanda Çevre Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Cengiz Başer’in ‘resen inceleme’ yaptık beyanı da kafa karıştırıyordu.”

Yunus Öner.

“Kardeşimin dilekçesi 5 ay sonra sanık avukatları tarafından bulundu”

“Dilekçeyi bulmak için Çevre Şehircilik Müdürlüğü ve başka kamu kurumlarına başvurular yaptım. Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nde ‘Hakimbey Apartmanı’ deyince zaten insanların yüzü değişiyordu. Sağlıklı bir bilgi alamadığımız gibi bir de kısa bir süre, ‘Hakimbey Apartmanı’nda oturanlar binanın kolonlarını kesmiş’ diye bir şayia dolaştı.

Kardeşimin 2020’de yaptığı başvuru, geçen Temmuz ayında biz ailesi tarafından değil sanık avukatlarınca elde edilerek dosyaya sunuldu.

Kardeşimin dosyaya eklenen dilekçesinde aynen şöyle yazıyor:

‘İkamet ettiğimiz aşağıda açık adresini belirttiğimiz apartmanımızda ve dairemizde 24.01.2020 tarihinde meydana gelen depremde hasarlar ve çatlaklar oluşmuştur. Bu nedenle evimizde ikamet edemiyoruz. Hasar tespiti için yerinde testlerin yapılması için arz ederiz. Not: Evde kalamıyoruz. Gelindiğinde yukarıdaki numaramdan iletişime geçilmesini rica ediyoruz.’”

Gülen Öner’in Hakimbey Apartmanı’na hasar tespit incelemesi yapılması için Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yaptığı 26 Ocak 2020 tarihli başvuru dilekçesi.

“Yetkili bir isim Hakimbey’e ağır hasarlı raporu verildiğiyle ilgili bir ibare gördüğünü ancak gördüğü materyali bulamadığını söyledi”

“2020 yılında kardeşimin sunduğu dilekçe ve Çevre Şehircilik’in verdiği hasarsızlık raporu dosyaya girmiş oldu.

Bina için 2020’de ağır hasarlı raporu çıkıp çıkmadığını öğrenmek için konuyla ilgili üst düzey bir yetkiliyle görüştüm. Yetkili isim bana, Hakimbey Apartmanı’na 2020’de ilk önce ağır hasarlı raporu verildiğiyle ilgili bir ifade gördüğünü ancak bunu resmi bir evrakta görüp görmediğini hatırlamadığını ve aramasına rağmen bu ibareyi gördüğü materyali yeniden bulamadığını söyledi.

Yargılamada bu konuya eğilinmesini istiyoruz. 2020’de eğer önce bu binaya ağır hasarlı raporu verildiyse ve daha sonra bir şekilde ‘hasarsız’a çevrildiyse bunun ortaya çıkartılması gerekiyor.

İfadesinde, ‘Herhangi bir müracaat olmadan Hakimbey Apartmanı ile ilgili resen inceleme yapmıştık’ diyen o dönem Çevre Şehircilik İl Müdür Yardımcısı olarak görev yapan, 2,5 ay önce de vekaleten Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne atanan Cengiz Başer’in savcıya yanlış beyan verdiği kardeşimin dilekçesinin dosyaya girmesiyle ortaya çıktı.

Ancak Cengiz Başer yeniden ifade vermeye çağrılmadı, bu çelişki kendisine sorulmadı. Davanın 24 Kasım’daki ilk duruşmasında mahkeme Cengiz Başer hakkında suç duyusunda bulunulması talebini reddetti. Biz, verdiği çelişkili ifade nedeniyle kendisi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağız.

Çevre Şehircilik’ten hasar tespite gelen mühendisler kim olduğuyla ilgili de mahkeme henüz bir tespite ulaşmış değil.

Davada, binanın yapımında imzası olan kişiler yargılanıyor. Mahkeme sürecinin 2020’de olan olaylar hiç ciddiye alınmadan ilerlemesi gerçeğin ortaya çıkması açısından, adaletin tecellisi açısından aile üyelerini kaybetmiş olan bizleri kaygılandırıyor.

Bütün mağdurlar, müştekiler herkes 2020’deki süreçten bahsediyor ama savcılık ifadesinde 2020 depreminden sonraki sürece hiç değinilmiyor. Binanın ruhsatındaki imzalara bakılarak ‘Mimar, mühendis, denetlemecileri tutuklayın. Bilirkişiye de bununla ilgili bir rapor yazdırın’ denmiş gibi duruyor.

Bu davayla ilgili Malatya’daki kamu kurumları derin bir sessizliğe gömüldü. Mağdur ailelere herhangi bir bilgi verilmiyor. Bizleri muhatap almıyorlar. Çevre Şehircilik’ten ya da başka bir yerden bu davayla ilgili bizimle temas eden yok.

Gerçekten ihmaller ve sorumluları ortaya çıkartılıp cezalandırılmadan yani adalet sağlanmadan kimse huzur bulamaz.”

- Advertisment -