CHP lideri Özgür Özel, eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ı Edirne cezaevinde ziyaret etti.
Özel’e Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da eşlik etti.
“Silahlar bırakılacaksa, analar ağlamayacaksa tüm aktörler kıymetlidir”
Özel’in cezaevi önünde yaptığı açıklamadan öne çıkanlar şöyle:
“Hem Selahattin Demirtaş hem de Selçuk Mızraklıyla birer görüşme gerçekleştirdik. Öncelikle böyle bir görüşmeyi yapmak zorunda olmak zorunda olmanın utancı içerisindeyim. Çünkü her ikisi de görevleri başındayken, sayın Selahattin Demirtaş partisinin eş genel başkanıyken, sayın Mızraklı da milletvekiliyken ‘güya hiç kimseden talimat almayan, almaması gereken’ hakimlerin bir gece yarısı farklı farklı şehirlerde hep beraber uyanıp evlerine baskınlar yaptırıp pek çok milletvekilini aynı anda alıp götürdükleri ve bildirilecekleri uçakların bile hazır tutulduğu bir operasyonun sonunda buraya kondular. Böyle bir görüşme yapma kendi siyasi tarihime Türkiye’nin siyasi tarihine böyle bir görüşmeyi bırakmak bizler açısından üzücü ve utanç verici. Esas bu utancın kaynağının kimler olduğunu millet biliyor.
“Çağrı metnini okudum aslında bu çağrı metni çok şey söylüyor. Eğer toplumsal barıştan bahsedeceksek diyor Selahattin Bey bunu ilk önce bu işin esas sorumlusu bütün erkekler olarak kendimizden başlamalıyız ve hep birlikte ilk adımı atmalıyız. Kadınların bu kadar güvende olmadığı bir ülkede toplumsal varış nasıl sağlanabilir? Kendisi yaptığı bu çağın içerisinde ‘içimizdeki erkeğe sesleniyorum’ diyor. Ben Demirtaş’ın kitaplarımın hemen hepsini okudum. Seher‘deki ilk hikayede içimizdeki erkeğe vurgu yapıyor. Ben bunu söylediğimde gülümsedi, daha da gülümseten başka bir şey söyledim; Seher kitabında ilk hikaye ‘içimdeki erkek’tir son hikaye de ‘sonu muhteşem olacaktır’ ile bitiyor dedim.
“Türkiye’de insanlar birbirini sevdikten toplumsal barışı hep beraber içselleştirdikten sonra nasıl 100 yıl önce sonu çok güzel olmuştu; Türkler ve Kürtler Türkiye’de yaşayan herkes dedelerimiz hep beraber büyük bir işgali sona erdirmiş genç bir Cumhuriyet kurmuşlardı, yine sonu muhteşem olacak. Bu sefer ilk yüzyılda yapamadıklarımız varsa hatalarımız eksiklerimiz varsa hepsini de hep birlikte onu arayacağız. Ve toplumsal barışa hep birlikte sağlayacağız.
“Bugünkü ziyaretin birkaç önemli özelliği var. Daha önce planladığım bir ziyaretti. Gecikmiş bir ziyarettir. Her ikisi de seçilmiş insanlardı. Doğu, Güneydoğu turuna çıkamadan önce, onların seçildiği ile, onların evine gitmeden önce yapılmış bir nezaket ziyaretiydi. Selahattin Demirtaş’la görüşmeden 6 günde 6 ilde olmanın bir anlamı olmazdı. Silahlar bırakılacak, analar ağlamayacaksa tüm aktörler önemlidir. Barış konusu görüşülecekse tüm aktörler çok önemlidir, ancak Selahattin Demirtaş gibi bir aktörün altı da kalın kalın çizilmelidir.
“Gelecekte iyi şeyler olacaksa Türkiye için kimse kimseyi engellememeli kişisel çıkarlar üzerinden hesap yapılmamalı 86 milyonun çıkarı birlikte gözetilmelidir. O yüzden çok kolay bir muhalefet imkanı varken sayın Bahçeli’nin bugüne kadar bize ve DEM’e söyledikleri, Erdoğan’ın dedikleri, bunları yapmak yerine uzatılan el doğrudur demeye devam ediyoruz. Bu süreci çok yakından temkinle dikkatle takip ediyoruz ve özellikle mutlaka ve mutlaka samimiyet çağrısı yapıyoruz. Bir samimiyet var mı yok mu bunun görülmesi lazım herkes kendine göre bir tarif yapıyor ben bir tarif yapacak değilim. Meselenin özü şudur; kimse ittifakının ya da partisinin çıkarını düşünerek bir şeyler yapmaya kalkmasın bu bu milletin Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti yapan tüm insanların vicdanlarından döner. Kimse kimseyle alay etmesin. Kimse kimsenin aklını hafife almasın.
“Bu ziyaret bir nezaket ziyareti olmanın yanında siyasi anlamı olan bir ziyarettir. İlk yüzyılda yapamadıklarımızı hep birlikte onaracağız. Demirtaş’la memleketin tüm sorunlarını konuştuk; adalet sorununu, ekonomik krizi, bunların nasıl aşılacağını konuştuk. Hukukun üstünlüğü ve iyi bir yönetimin gerekliliğini konuştuk. En mutabık olduğumuz konulardan biri de TBMM’nin önemiydi. TBMM’nin odak olmadığı hiçbir karar şimdiye kadar sonuç vermedi, bundan sonra da vermeyecek. Demirtaş ve Selçuk Mızraklı ile iletişim halinde olmaya, birbirimizin görüşlerine ihtiyacımız olduğu her an görüşmeye devam etme konusunda da mutabık kaldık.”
“Siyasete şans tanınmalı”
Demirtaş ise görüşmenin ardından sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“Bugün, CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ile görüştük. Sayın Özel’e, ziyareti nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum. Toplumsal birliğe, güçlü beraberliğe, adalete ve barışa susamış, ekonomik krizin yol açtığı yoksullukla boğuşan halkımızın yararına olduğuna inandığımız tüm konuları samimiyetle tartışma fırsatımız oldu.
“Türkiye’de siyaset kanalları uzun yıllardır tıkalı durumdadır. Devlet işleyişi oldu bittilerle, Anayasa’ya aykırı uygulamalarla keyfi şekilde sürdürülmektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “normalleşme, yumuşama” diye ifade ettiği sürecin ayaklarının yere basması, ete kemiğe bürünmesi isteniyorsa yapılması gereken ilk şey, hukukun üstünlüğüne her alanda saygı duymaktır. Bu olmadan siyaset kanalları da açılmaz, normalleşme zemini de oluşmaz.
“Türkiye’deki sorunların çözüm yolu siyaset, çözüm kurumu da TBMM’dir. Sayın Özel’in ziyareti vesilesiyle bu konularda görüş alışverişinde bulunma fırsatını yakalamış olduk. Gelir adaletsizliğinden demokrasiye, dış politikadan Kürt sorununa, doğa haklarından emeklilerin, gençlerin, çocukların ve özellikle kadınların sorunlarına kadar birçok konuda verimli bir tartışma yürüttük, son günlerde açığa çıkan bebek katliamını ve sağlık sistemini ele aldık.
“Ayrıca Türkiye’nin temel sorunlarının çözümünde siyasetin rol üstlenmesinin, diyaloğun ve iş birliğinin öneminin altını çizerek el sıkışma seremonisinin devamının gelmesi için siyasete şans tanınması gerektiğini ifade ettim. Bu aşamada, seçim hesaplarına girmeden, ittifak yarışlarıyla tartışmanın önünü kesmeden, barış için herkesin katkısının önemine değindim.
“Sayın Özgür Özel ile yaptığımız bu anlamlı ve değerli görüşmenin absürt bir yönü vardı, o da görüşmeyi cezaevinde yapmış olmamızdı. Umarım Kobani ve Gezi kumpas davaları rehineleri başta olmak üzere, Sayın Selçuk Mızraklı ve Sayın Bekir Kaya dahil tüm siyasi tutsakların hakları bir an önce iade edilir ve özgürlüklerine kavuşurlar, bu zalimce adaletsizlik son bulur. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak girişimleri gibi yargısal operasyonlardan da artık vazgeçilir.
“Bizler her şart ve koşulda demokratik siyasette ısrarcı olacağız ve demokrasinin, toplumsal barışımızın sağlanması için üzerimize düşen sorumluluğun gereklerini yerine getireceğiz.
“Ayrıca, kurumsal işleyişimize uygun bir şekilde, görüşmenin içeriğini avukatlarım aracılığıyla DEM Parti Genel Merkezine aktaracağım.
“Sayın Özel’e bu anlamlı ziyareti nedeniyle bir kez daha teşekkürlerimi sunarken kendisine başarılar diliyor, şahsında tüm Cumhuriyet Halk Partililere içten selam, sevgilerimi gönderiyorum.”