Mayıs ayı sonunda önce Kamloops Yatılı Okulu’nun bahçesinde 215 çocuk cesedi kalıntısı bulundu, geçen hafta Marieval Indian Yatılı Okulu’nun bahçesinden 751 çocuğun daha cesedi çıktı, dün de (30 Haziran) St. Eugene okulu civarında 200’e yakın çocuğun ceset kalıntıları bulundu.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Kanada’daki yerli halkın modern hayata intibak etmelerini sağlamak için açılan yatılı okul sistemleri yüz yıla yakın bir süre faaliyette kalmıştı. Okulların bu süre boyunca 150 binden fazla çocuğa ev sahipliği yaptığı biliniyor.
100 yıl içinde 6 bine yakın çocuğun bu okullarda kaybolduğu ortaya çıkınca, Kanada Başbakanı 2008’de parlamentoda düzenlenen bir törenle resmen özür dilemişti. Özürün ardından 2011 yılında kurulan Dürüstlük ve Uzlaşma Komisyonu’nun detaylı çalışmasıyla gerçek ortaya çıkmaya başlamıştı.
Binlerce sayfalık raporun ardından komisyon, “okullarda kültürel bir soykırım yapıldığı” sonucuna ulaşmıştı.
25 Mayıs’ta Kamloops’ta bulunan ilk toplu mezarın ardından, yatılı okul sistemine bağlı diğer 139 okulda toprağın derinine nüfuz eden detektörlerle tarama faaliyetleri başlatılmıştı. 24 Haziran tarihinde Sakatchewan eyaletindeki Marieval Yatılı Okulu’nun bahçesinde 751 çocuk cesedi daha bulunmuştu. Dün ise Kamloops gibi British Columbia eyaletinde yer alan St. Eugene yatılı okulunda 200’e yakın çocuk cesedi bulundu.
St. Eugene Yatılı Okulu diğer yatılı okullar gibi Katolik Kilisesi tarafından yönetilen bir okuldu. 1912-1970 yılları arasında faaliyette olan bu okulun bahçesinde yer yer bir metre derinlikte çocuk kalıntıları bulundu. İlk önce 182 olarak açıklanan sayı ardından 200’e yakın olarak teyit edildi.
Böylece son bir ayda bulunan çocuk cesedi sayısı 1148’e yükselmiş oldu. Yetkililer bu sayının daha da artma ihtimali üzerinde duruyor.
Peki ama bir asır boyunca bu okulların faaliyetlerini yürüten Papalık kurumu bu hadiseler karşısında nasıl bir reaksiyon gösteriyor?
Kamloops Yatılı Okulu’ndaki çocuk cesetlerinin bulunmasının ardından ilk pazar ayininde kendisinden özür beklenen Papa Francis sessiz kalmıştı. Ardından 6 Haziran tarihinde Vatican News, Papa’nın 215 çocuk için dua ettiğini, onların acılarını hissettiğini söylemiş ve eklemişti: “Kanadalı siyasi ve dini yetkililer konuyu aydınlatmalıdır.”
Geçen hafta Marieval Yatılı Okulu’nda 751 çocuk cesedi bulunmasının üzerine Başbakan Justin Trudeau Papa Francis’i Kanada’ya davet etmiş; Papa’nın burada yerli halklardan ve öldürülen çocukların hatırasından özür dilemesi gerektiğini belirtmişti. Trudeau’nun çağrısına olumlu yanıt vermeyen Papa, yine de bir gün sonra yatılı okullardan mezun olan bir grup ile görüşeceğini duyurdu. 17-20 Aralık tarihleri arasında Vatikan’da yapılması planlanan bu görüşmede, Papa’yı ziyarete gidecek ekibin başında olması öngörülen David Chartrand, Papa’yı Kanada’ya davet edeceklerini söyledi.
Belki de ancak bu şekilde uzun süredir devam eden bu krizde iyileşme sürecinin başlayabileceğini ifade eden Chartrand, Papa’nın Kanada’yı ziyaret etmesiyle kendilerinin neler yaşadıklarının daha iyi anlaşılabileceğini umut ettiklerini belirtti.
2011 yılında çalışmalarına başlayan Dürüstlük ve Uzlaşma Komisyonu’nun her açıklamasının ardından Kanadalı yerliler Vatikan’dan özür bekledi. Ancak bugüne dek hiçbir Papa, Kanada’daki yatılı okul sistemleriyle ilgili özür dilemedi.
Kanadalı yerel liderlerin önceki gün duyurduğu yıl sonunda Vatikan’da yapılması planlanan görüşme haberinin ardından dün (30 Haziran) ülkenin bir diğer köşesinden 200’e yakın çocuk cesedinin bulunması Papa Francis üzerindeki baskıları artıracak gibi görünüyor. Kamloops yatılı okulundaki 215 çocuk kalıntısının ardından Toronto Başpiskoposu Kardinal Thomas Collins, Papa’dan özür beklemenin doğru bir yaklaşım olmadığını söylemişti. Geçmişte kalmış bir hadiseyle yüzleşmek için Vatikan’ın bugün bir özür dilemesinin en iyi yol olmadığını ifade eden başpiskopos, Papa’yla daha sık temas kurmanın bu süreci atlatmak için en doğru yol olduğunu ifade etmişti.
2013 yılında emekli olan Papa XVI. Benedict, 2009 yılında Kanada’daki yatılı okullardan mezun olan bir grup yerliyle bir araya gelmiş fakat onların çektikleri ıstırabı hissettiğini ifade etmekle iktifa edip özür dilemeyi reddetmişti. Papa Benedict de tıpkı Papa Francis gibi belki de en zor sınavını Kanada’daki yatılı okul meselesinde vermişti. Dürüstlük ve Uzlaşma Komisyonu onun döneminde resmi raporlarını yayımlamış ve bakışlar Papa’dan gelecek özür beyanına çevrilmişti. Şimdi artık gözler Papa Francis’in üzerinde.