Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suudi Arabistan ziyareti öncesi havaalında soruları yanıtladı. Başbakan, Cizre'deki 24 yaralıya ambulansların ulaşamamasıyla igili olarak bölgedeki PKK'lıları suçladı. Başbakan, "Bahsi geçen yaralılarla ilgili olarak, konu, İçişleri Bakanlığımıza ve Sağlık Bakanlığımıza intikal ettiği andan itibaren hem bakanlarımız hem ben bizzat takipçisi olduk. Ambulanslarımızın olay mahalline intikali için her türlü çalışma yürütüldü. Ama burası öyle bir bölge ki, olay mahalline gitmek istendiği anda ateş altında kalınıyor. Herkesin samimi olması lazım. Biz teröre ve teröriste karşı mücadeleyi yaparız ama yaralı kim olursa olsun onu da alır hastaneye yetiştirmek için her türlü tedbiri de alırız. Bir cezaya muhatap olacaksa dahi önce tedavi eder sonra yargıya göndeririz" yanıtını verdi.
'Kandil'e yeter artık diyebildiniz mi?'
Başbakan Davutoğlu Cizre'deki yaralılar için TBMM'de açlık grevi başlatan HDP'li vekillere de "İçişleri Bakanlığımıza gelip bekleyen milletvekillerine çağrıda bulunuyorum, tamam Bakanlığımıza geldiniz, her türlü açıklamada bulunuldu. Ama bir kere de dönüp Kandil'e doğru 'Yeter artık' demeyi başarabiliniz mi? Bir kere de dönüp, Meclis'te oradan bir başka milletvekilinin görüntülerini vererek şov yapmak yerine, orada ızdırap çeken halkın yanında durun. 'Biz burada demokratik bir ülkenin meclisinde konuşurken, sizler orada barikat kurup, çukurlar kazıp, Cizre Devlet Hastanesi'ne bir günde 20 roket atıp, oradaki sağlık çalışanları ve hastaların hayatını tehlikeye atamazsınız' diye bir çağrıda bulunun. Biz gereğini yapacağız. Sağlık hizmeti anlamında da terörle mücadele anlamında da gereğini yapacağız" çağrısında bulundu.
'5 Şubat'ta Mardin'e gitmeyi düşünüyorum'
Başbakan bölgeye gitme planı olup olmadığıyla ilgili bir soruya da "Önümüzdeki haftadan itibaren hafta sonunun en azından bir günü mutlaka bölgede geçireceğim. İnşallah 5 Şubat'ta ilk olarak Mardin'e gitmeyi düşünüyorum. Güneydoğu Anadolu'daki bütün illerimizi adım adım gezeceğiz. Halkımızla buluşacağız, varsa dertlerini dinleyeceğiz. Onların bulunduğu şartlarda, onlarla birlikte her türlü çalışmayı yapacağız" yanıtını verdi.
'Bazen kararlılığımızı anlamıyorlar'
Başbakan öncesinde de Kanal 7'de soruları yanıtladı. PKK'ya karşı operasyonları değerlendiren Başbakan, "Bazen kararlılığımızı anlamıyorlar, zannediyorlar ki işte masa kurulsun tekrar konuşalım. Hayır. Önce bu ülkedeki her vatandaş hayat yaşama hakkına sahip olacak şekilde kimsenin elinde silah kalmayacak. Bu olmadan barış havarisi kesilmek, ikiyüzlülüktür" dedi.
PKK'nın çözüm sürecini istismar ettiğini belirten Başbakan, operasyonların 'göstermelik' olmadığının altını çizdi:
"Yani bırakın bu teröristlerin elinde silah kalsın. Bırakın oralarda çukurlar olsun. Hastaneye yeni roket atılsın Cizre'de, o olsun bu olsun, bu arada da bir takım görüşmeler olsun. Hayır. Önce ve ben bunu bir ekiple bana gelen HDP Eş Başkanı'na, Demirtaş'a o gün söylemiştim. 2014 Kobani olaylarından önce söyledim; 'Bakın yanlış hesap ediyorsunuz, yanlış işler yapılıyor. Bu ülkede kamu düzenini ihlâl edecek hiçbir şeye izin vermeyiz. Çözüm sürecinden istifade ederek bir şeyler yaparsanız, yanlış bir hesaba girmiş olursunuz. İki gün sonra Kobani olayları çıktı. Yine hükümet görüşmelerinde, biz görüşürken operasyonlar başlamadan 8 gün önce, Ceylanpınar'daki aziz polislerimizin uykudaki şehadeti oldu. Daha ben o odadayken Kandil'den silahlanma ve ayaklanma çağrıları yapıldı. Biz bugünlere, öyle bu adımlara fevri ve öfkeyle gelmiş değiliz. Şimdilik şunlara göstermelik operasyonlar yapalım kararı almadık. Sadece güvenlik boyutuyla bakmıyoruz. Bütün bu bölgeyi yakıp yıkmak için bir piyon gibi kullanılan bir örgüte karşı bölge halkıyla birlikte tekrar ortak vatandaşlık kimliğimiz etrafında ortak tarihdaşlığımız temelinde yeni bir gelecek inşa etmek için bunları yapıyoruz."
'Bırakın komisyon çalışsın'
Başbakana, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 28 Ocak'taki konuşmasına atıfta bulunularak yeni anayasa ve başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalar hatırlatıldı. Davutoğlu, "Meclis aritmetiği ortada, uzlaşamazsanız ne olur?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"İlan ettiğim hiçbir proje ve takvimden geri kalmamaya özen gösteririm. Seçim vaatlerimizi hayata geçiriyoruz. Oylarımızı bazı yerlerde yüzde 52, bazı yerlerde yüzde 54 gösteren sonuçlar geliyor. Ne dedik, önce genel başkanları gezdik. Konuştuk. Arkasından anayasa komisyonu oluşacak dedik. Meclis Başkanımızdan süreci yeniden başlatın dedik, başlattı. Bırakın komisyon çalışsın. Bu arada halkımız bilgilendirilir. Bunu da siyasi adap ve edep kuralları içinde yapalım. Muhalefetin, anayasa meselesini bir tek başkanlığı engellemek boyutunda olursa olmaz. Konuşalım, onların da teklifini görelim."
Anayasa referandumu tartışmalarını da değerlendiren Başbakan "6 ay bir kere bu komisyonun çalışmalarına destek vermemiz lazım. Olmayacak dersek, kendi kendini getiren bir kehanet olur. Olmaması halinde de şartları öyle oluşturalım ki bu ülkede anayasa yapılama diye bir kanaat oluşmasın. Bazıları buna uğraşıyor. Bu olmazsa ne olur tartışmasını yapanların komisyonun çalışmalarını sabote etmeye çalıştıklarını düşünüyorum. O zaman biz bu komisyonu niye kurduk" ifadelerini kullandı.
Gazetecinin "Baskın seçim olur mu?" sorusuna ise "Baskın seçim tabirinin kendisi bile etik bir tabir değil, seçim baskın olmaz, baskın olan şey de seçim olmaz. Halkın normal şartlarda kullanmayacağı bir tercihi baskınla almaya çalışırsanız ters teper. Önce halkın bizden beklentilerini yerine getiririz. Biz reform hükümetiyiz diyoruz, reformları tamamlamadan halkın huzuruna gidiyoruz? Bu olur mu?" diye karşılık verdi.