Ana SayfaANALİZLERRÖPORTAJ | “Bir şeyin yapılmamasına dair yönetmelik çıkartılır mı?”

RÖPORTAJ | “Bir şeyin yapılmamasına dair yönetmelik çıkartılır mı?”

İbrahim Turhan: Türkiye tarihini yazanlar ileride bu dönemle ilgili hayretler içerisinde kalacaklar. Yönetmeliğin adı ‘Ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına dair yönetmelik’. Yani tahmin ediyorum ki bu Resmi Gazete tarihinde ilk kez oluyordur; bir şeyin yapılmamasına dair yönetmelik çıkartılır mı? Bu bir yönetim tarzını gösteriyor, bir devlet anlayışını gösteriyor.

Merkez Bankası’nın kripto paralarla ilgili Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliği ne anlama geliyor? “128 milyar dolar nerede?” sorusuna yeni Merkez Bankası başkanı ve iktidar çevresinden gelen cevaplar tatmin edici mi? Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı, Borsa İstanbul eski başkanı ve Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi ekonomist İbrahim Turhan ile konuştuk.

Röportajın tamamını Serbest TV’de izlemek için:

Türkiye’de birçok kişi, 16 Nisan tarihli Resmi Gazete’de yer alan kripto paralara ilişkin Merkez Bankası yönetmelik ne anlama geldiğini merak ediyor. Peki bu genelge aslında ne ifade ediyor, kripto paraların Türkiye’de yasaklanmasının önü mü açılıyor?

“Türkiye tarihini yazanlar ileride bu dönemi hakikaten eminim ki çok hayretler içerisinde kalacaklar. Yönetmeliğin adı “Ödemelerde kripto varlıkların kullanılmamasına dair yönetmelik”. Yani tahmin ediyorum ki bu Resmi Gazete tarihinde ilk kez oluyordur; bir şeyin yapılmamasına dair yönetmelik çıkartılır mı? En azından “Ödeme sistemlerinde kripto varlıkların kullanımına dair yönetmelik” dersiniz de ondan sonra şu durumlarda kullanılamaz diye belirtirsiniz.

Bu tabii hem kurumsal yapıdaki aşınmayı gösteriyor hem  de insan kaynağı niteliğindeki, ne yazık ki, olumsuzluğu gösteriyor. Bir yönetim tarzını gösteriyor, bir politika yapma biçimini gösteriyor. Bir devlet anlayışını gösteriyor.

Açıkçası kripto paraların kullanılıp kullanılmamasından öte, olayın ben bu yönlerini çok daha vahim görüyorum. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda da bunu vurgulamaya çalıştım…”

***  

“Blok zincir teknolojisi, adem-i merkeziyetçiliği çok sayıda ve birbirinden bağımsız işlemci tarafından o işlemin doğrulanması temelinde yaşama geçiriyor. Bu tabii devletlerin bu alandaki tekeline karşı çok ciddi bir tehdit.       Onun için devletlerin bu konuya çok sempati ile bakmaması anlaşılır bir durum.

“Ama şunu da görmek gerekir, Galilei’den beri bildiğimiz bir şey var ki merkezi otoritenin hoşuna gitmiyor diye gerçekler kendi kendilerini yok etmiyor. Yani Dünya dönüyorsa dönüyor, yer çekimi yasası varsa cisimler birbirini çekiyor. Bu da böyle. Bu dünyanın bir gerçeği ve gelecek buraya doğru gidiyor. Bunun sağlayacağı çok fazla yarar var çünkü.

“Nasıl evrimsel süreçlerde değişime uyum sağlayabilen ve o değişime sağladığı uyumla daha etkin, daha etkili varlık gösterebilen canlılar evrimleşip gelişebilirken diğer canlıların soyu tükeniyorsa burada da aynı şey geçerli.

“Bu konu ilk gündeme geldiğinde ben milletvekiliydim. Ve bunun ne kadar önemli olabileceğini düşündüğüm için o dönemde Maliye Bakanlığı nezdinde, Hazine nezdinde, BDDK nezdinde, Merkez Bankası nezdinde girişimlerde bulundum. Yetkililere dedim ki; “Bakın böyle bir şey geliyor. Buna ne kadar önce kendimizi uyumlaştırırsak, bununla ilgili ne kadar özgürlükçü, ne kadar açık, ne kadar gelişime elverişli bir düzenleme yaparsak Türkiye buradan rekabetçi bir üstünlük sağlar kendisine. Gelin Türkiye’yi bu kripto paraların güvenli bir şekilde işlem gördüğü Avrupa’daki ilk platform haline getirelim.” dedim. İnanın muhatap bulmakta zorluk çektim. Dinleyen insanlar “Aslında, evet bu doğru. Haklısınız. Çok önemli. Mutlaka yapmak lazım” dediler ve yaşam tekrar aynı şekilde devam etti ne yazık ki.

***

İnsanlar, günlük kripto para işlemlerine bir yasak geldiğini düşünmesinler. Zaten Merkez Bankası’nın böyle bir yetkisi yok.  

Muhalefet bir süredir Berat Albayrak’ın bakanlığı döneminde eriyen Merkez Bankası rezervlerini gündeme getiriyor. Merkez Bankası’nın yeni başkanı Şahap Kavcıoğlu bir açıklama yaptı bu konuyla ilgili. Şöyle söyledi: “Bilanço varlık yükümlülük denkliği açısından bakıldığında ortada kaybolmuş bir varlıktan bahsetmek mümkün değildir.”  Bu açıklamayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mantıkta totolojik önerme diye bir şey vardır. Önerme dediğimiz şey aslında cümlelerdir. Mantık biliminde yargı belirten cümlelere önerme deniyor. Totolojik bir önerme, herhangi bir ek bilgi  içermeyen, bir şeyin kendi üstüne dönerek, kendisini oluşturan önermelerin her zaman doğru sonuç verdiği durumdur. Sözgelimi, “Islak, kuru değildir” demek gibi bir şey. Islak ve kuru tanımları zaten birbirinin değili. Doğru mu bu söylediğim? Çok doğru değil mi? Hem de yüzde yüz doğru. Her zaman doğru. Ama herhangi bir bilgi veriyor mu size? Vermiyor. İşte bunlara totolojik önerme denir.

Şimdi, bilanço, varlık ve yükümlülük denkliği diye başladığınız zaman cümleye zaten bilançoda varlıklar ve yükümlülükler denktir. Bilançonun mantığı budur. T hesabı, Orta Çağ’da İtalya’daki bir manastırda bunu ilk defa kullanmayı akıl eden keşişten beri T hesapları, bilançolar, varlık ve yükümlülüklerin denk olduğu hesaplardır.

Yani varlık denkliği açısından kaybolmuş bir varlıktan bahsetmek daha güzeldir ne demek? Enerjinin korunumu prensibi var, oradan başlayalım isterseniz. Herhangi bir şey varken yok olmaz tabii. Burada kimse zaten bu rezervlerin yok olduğunu falan söylemedi, yine bir demagoji yapılıyor.  Yani rezervin yakılması, rezervin buharlaştırılması demek birer deyimdir, bu sektörde, finans terminolojisine aşina olanların sık sık kullandığı bir kalıptır. İsraf edilmesi, boşa harcanması, ziyan edilmesi anlamlarına gelir.

Açıklamaya baktığımda, çok talihsiz bir açıklama gördüm. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.”

- Advertisment -