“Liglerin yeniden başlatılması doğru karar ama beklediğimiz radikal kararlardan hiçbiri alınmadı”
– TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi liglerin 19 Aralık’ta yeniden başlayacağını açıkladı. Siz bu kararı ve TFF Başkanı’nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu üzücü olayın olduğu gece çok radikal bir karara ihtiyaç vardı. O gece liglerin durdurulma kararı çok doğru bir karardı. Fakat daha sonra soğukkanlı olunca bu ligin bir şekilde başlaması da gerekiyordu. 19 Aralık Salı günü başlamasına karar verildi. Doğru bir karar. Çünkü takvimimizde bir gün bile yok. Nitekim, Türkiye Kupası’nın oynanacağı bir haftayı boşaltmışlar bu ertelemeyi telafi için. O kupa maçları ne zaman oynanacak, onlara nasıl zaman bulunacak bilmiyoruz. Dolayısıyla ligin bir şekilde başlaması lazımdı, bu doğru.
Ancak, TFF Başkanı 1 saati aşkın bir konuşma yaptı. Radikal hangi kararlar alındı derseniz, hiçbir radikal karar yok. Zaten bütün haber siteleri, televizyonlar da sadece buradan gördü konuşmayı. Çünkü başka bir şey yoktu. Biz çok daha radikal kararlar bekliyorduk.
“TFF yönetimi 6 ayda kredisini tüketti, bu baskıya ne kadar dayanabilirler göreceğiz”
– Ne tür kararlar alınmalıydı sizce? Ne yönde bir beklenti vardı?
Mesela MHK değiştirilebilirdi, çünkü o da çok yıprandı. TFF Başkanı istifa edebilirdi, TFF yönetiminde bir görev değişikliği olabilirdi, bir TFF yöneticisi MHK’dan sorumlu ilan edilebilirdi, hakemlere çeşitli güvenceler verilebilirdi.
Burada şöyle bir problem var; TFF Başkanı basın açıklaması yaparken İstanbul’un bir başka köşesinde de Kulüpler Birliği de Spor Bakanı’nın katılımı ile toplantı halindeydi. Oradaki 20 Süper Lig kulübü başkanının 15 tanesi TFF Başkanı Büyükekşi’nin istifasını istiyordu. Fotoğrafın bir de bu tarafı var. Federasyon başkanı ne kadar dayanabilir bu baskılara göreceğiz çünkü çok ciddi bir kamuoyu baskısı var.
Tabii TFF Başkanı yazın düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası’nı bekliyor. Orada bir yarı final ya da çeyrek final oynarsa milli takım benim için kredi olur diyor. Ama bu lig nasıl bitecek? Güven ortamı yok. Hakemlere güven yok, federasyona güven yok, kurullara güven yok. Üzücü tarafı da şu ki bu federasyon geçtiğimiz Haziran ayında seçildi. Bu kadar kısa sürede tüm kredilerini tükettiler.
“Türkiye’deki futbol ikliminin bu hale gelmesinde bir numaralı sorumlu kulüp yöneticileri”
-Neden bu noktaya geldi olay? Asıl sorumlular sizce kim? TFF mi, kulüp yöneticileri mi, spor medyası mı?
Herkesin payı var ama bana göre Türkiye’de futbol iklimini bu hale getiren birinci faktör kulüp başkanlarıdır. Neden? Kendi kulüplerini iyi yönetemiyorlar. Ekonomik açıdan hepsinin kulüpleri batık durumda. Transferlerde birçok yanlışlıklar hatta yolsuzluklar ve usulsüzlükler yapılmış. Peki biz bunu nasıl kamufle ederiz deyince en kısa ve kolay yol MKH üzerinden, hakemler üzerinden kendilerini mağdur gösterme çabası oluyor. Hakem kellesi koparmayı bir marifet sayıyorlar. Camialarına diyorlar ki “Biz ne kadar büyük bir camiayız, ben ne kadar büyük bir kulüp başkanıyım ki falanca hakemin kellesini aldım, falanca MHK başkanını görevden aldırdım” diye. Kamuoyu ve medya da bu rüzgara kapılmış gidiyor.
Bu birinci nokta. İkinci nokta ise Türkiye’de hakemlerin mesleğini güven ve huzur içerisinde yapabilecekleri bir ortam yok. Medya baskısı var, taraftar baskısı var, TFF arkalarında değil, MHK arkalarında değil. Hakemleri koruyan, onlara o güvenceyi verecek bir ortam yok. Ama bu olaydan sonra başta Sayın Cumhurbaşkanımız ile İçişleri Bakanımız ve Adalet Bakanımız hakemlere çok ciddi şekilde destek verdi, arkalarında olduğunu söyledi, bunu hissettirdiler. Ama sadece bu üç kişi. Bunun dışındaki kişiler hala işi kınama peşindeler. Kınama ile bu işi geçiştirebileceklerini sanıyorlar.
“Hakemler henüz maçlara çıkma konusunda ikna edilmiş değiller”
– Hakem camiasına çok yakın bir isimsiniz. Hakemler maçlara çıkmama kararı almıştı. Ama TFF Başkanı maçların yeniden başlayacağını söyledi. Sizce bu olayın ardından maçların normal bir şekilde yönetilmesi mümkün gözüküyor mu hakemler açısından?
Bu konuda ciddi endişeler var. Hakemler henüz ikna edilmiş değiller. Hakemlerin psikolojik olarak hazır hale gelme problemi var. Bir de hakemlere bu güveni verecek bir MHK’ye ihtiyaç var. Buradaki en büyük problem şu: Hakemlerin, Merkez Hakem Kurulu’na karşı hiç bu kadar güven duygusunu kaybettikleri bir dönemi hatırlamıyorum. Bu çok tehlikeli bir şey. Çünkü hakem arkasında güçlü ve güveneceği dağ gibi bir TFF Başkanı, bir MHK başkanı olmasını ister.
Bakın Trabzonspor Cumartesi günü yazılı bir açıklama yaptı. Dedi ki, “Trabzonspor maçlarında Mete Kalkavan’a maç verilmeyeceğine dair bize söz verilmişti.”
Eğer bir MHK, bir takıma bir hakemin maçlarına atanmayacağı yönünde söz veriyorsa orada hiçbir hakem sağlıklı bir şekilde gidip maç yönetemez artık. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur. Futbol kötü yönetiliyor, hakemler kötü yönetiliyor. Hakemlerin başarılı olması için ortamın sağlıklı olması lazım ama biz o ortamdan çok uzaktayız.
“Zaten zor bir ihtimaldi ama bu olaydan sonra artık yabancı hakem gelmez, yabancı bir MHK Başkanı ise uygulanabilir”
– Çokça tartışılan ve şimdi de gündeme getirilen yabancı hakem konusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce ligin geri kalan kısmında yabancı hakem uygulanabilir mi?
Türkiye’de yabancı hakem ya da VAR istemek çok büyük bir popülizm. Asla uygulanabilecek bir şey değil. Ama bizim ülkemizde kulüpler ve yorumcular bunu zama zaman dile getiriyorlar. Neden olmaz peki? Çünkü biz üst düzey bir hakem isteyeceğiz maç yönetmesi için Almanya’dan, İtalya’dan, Fransa’dan… Bir kere bunlar bize hakem vermezler çünkü kendi liglerinde maçlar var ve yetişmiş hakemlerini orada kullanırlar. Diyelim ki ikna ettik ve Fransa’dan bir hakemi Türkiye’ye getireceğiz. Bu işin çok ciddi bir de ekonomik boyutu var. Bizim kulüplerimizin, federasyonumuzun durumu zaten ortada.
Bize anca Malta’dan, Kosova’dan hakemler gelir. Hatta biz geçen sene Azerbaycan’dan bir VAR hakemi istedik. Vermediler. Azerbaycan hakemleri artık Şampiyonlar Ligi’nde maç yönetiyor. Azerbaycan’ın Merkez Hakem Kurulu Başkanı da bir Türk, Barış Şimşek. Kısa sürede önemli bir noktaya geldiler.
Hele ki Ankaragücü maçında olan olaydan sonra bir yabancı hakem getirmek imkansız. Bu olay tüm dünyada haber oldu. Bu olayın ardından hangi ülke federasyonu Türkiye’ye hakem gönderir? Bu fotoğraf karesi bence uzun süre çıkmayacak. Dolayısıyla bizim yakın tarihte bir yabancı hakem ihtimali kalmadı. Konuşmanın da bir anlamı kalmadı o yüzden.
Ama benim Sayın TFF Başkanı’na da söylediğim bir öneri vardı. Yabancı bir MHK Başkanı’na ihtiyacımız var bizim. Avrupa’da üst liglerde hakemlik yapmış, saygın bir yabancı MHK Başkanı getirmeyi denememiz lazım. Çünkü bizim yerli MHK Başkanları ile bu iş olmuyor. Devremülke döndü orası, biri oturuyor, diğeri kalkıyor, sonra tekrar oturuyor. Hakem kökenli olmayan MHK Başkanları daha başarılı oluyor bizde ama artık onların da zamanları geçti.