Ana SayfaHaberlerSORUŞTURMA | Öcalan’ın çağrısı YPG’yi kapsıyor mu? “Çağrı ‘önderim Öcalan’...

SORUŞTURMA | Öcalan’ın çağrısı YPG’yi kapsıyor mu? “Çağrı ‘önderim Öcalan’ diyen herkesi kapsıyor”

Mesut Yeğen ve İlhami Işık, “Öcalan’ın çağrısı Suriye’deki PYD/YPG’yi de kapsıyor mu?” tartışmalarını Serbestiyet’e değerlendirdi. Mesut Yeğen: “YPG’nin doğrudan muhatap alınması manasız olurdu. PKK’den beklenen hemen fesih kararı alıp, silahsızlanmaya başlamasıyken, Suriye’deki durumdan ötürü YPG’nin bunu uygulamaya başlaması gerçekçi değil.” İlhami Işık: “Açıklama ‘PKK’liyim, önderim Öcalan’ diyen herkesi kapsıyor. Çatışmaların devam ettiği Suriye’de, Suriye ordusundan daha güçlü ve organize bir silahlı gücü olan SDG’nin vazgeçmesi yeni Suriye yönetiminin tutumuna bağlı.”

Kamuoyunda Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta PKK’ya yaptığı fesih çağrısının PYD/YPG’yi de kapsayıp kapsamadığı tartışılıyor.

Süreci yakından takip eden sosyolog Prof. Mesut Yeğen ve Serbestiyet yazarı İlhami Işık, tartışılan meseleyi Serbestiyet’e değerlendirdi.

Mesut Yeğen: “Açıklama değilse de süreç YPG’yi de kapsıyor”

Mesut Yeğen.

Öcalan’ın çağrısı tek başına ve lafzi anlamıyla ele alındığında PKK’ye yapılan türden doğrudan bir fesih ve silahsızlanma çağrısının YPG’ye yapılmadığı açık. YPG ya da SDG adlı adınca anılmadığı gibi açıklamanın odağında (Kürt-Arap ilişkileri yerine) Kürt-Türk ilişkileri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleriyle PKK’nin doğuşu arasındaki ilişki var. Özetle, Öcalan’ın çağrısı hem lafzı hem de odağı itibarıyla PKK’yle ilgili görünüyor, YPG’yle değil.

Öte yandan, PKK’yle YPG arasındaki genetik ilişki, daha da önemlisi geride kalan birkaç ay içerisinde yaşananlar, Kürt hareketinin mektup gönderilen örgütleri arasında SDG’nin de olması ve taraflarca açıklanan perspektifler hesaba katıldığında, Öcalan’ın çağrısıyla yeni bir aşamaya geçen bugünkü sürecin YPG’yi kapsamadığını düşünmek mümkün değil. Açıklama değilse de süreç YPG’yi de kapsıyor, buna şüphe yok.

“27 Şubat itibarıyla YPG’nin doğrudan muhatap alınması manasız olurdu”

Süreç YPG’yi de kapsamakla birlikte YPG’nin çağrıda muhatap alınmamış olması bana kalırsa işin tabiatından kaynaklanıyor ve çağrının hemen ardından başlayan tartışma içerisinde ortaya çıkan anlaşmazlıklar işin tabiatını bilerek ya da bilmeyerek görmezden gelmekle ilgili.

İşin tabiatı derken de şunu kastediyorum: Sürecin kapsama alanında olmakla beraber 27 Şubat itibarıyla YPG’nin doğrudan muhatap alınması manasız olurdu çünkü PKK’den beklenen hemen, çok kısa süre içinde fesih kararı alıp, silahsızlanmaya başlamasıyken, Suriye’deki malum durumdan ötürü YPG’den böyle bir karar alıp uygulamaya başlamasını beklemek gerçekçi değil.

“PKK ile YPG’nin feshi farklı özgül şartlara bağlı”

YPG’nin feshi ve silahsızlanması ya da çok daha muhtemelen Suriye ordusunun bir parçası haline gelmesi, şekillenmesi daha zaman alacak görünen Suriye rejimiyle bir müzakere ve bir vade içerisinde gerçekleştirilebilecek bir iş. Bunun anlamı şu: PKK’yle YPG’nin fesih ve silahsızlanmaları kendi özgül şartlarında ve kendine has süreçler içinde gerçekleşecek. Öte yandan, 27 Şubat çağrısıyla başlayacak görünen PKK’nin feshinin YPG’yle Suriye rejimi arasındaki müzakerelerin bir girdisi olacağı da muhakkak.

Özetle, sürecin kapsama alanında olmakla beraber çağrıda YPG’nin doğrudan muhatap alınmamasının ardında PKK’nin ve YPG’nin feshinin farklı özgül şartlara bağlı olması var. YPG’nin adlı adınca çağrıda anılmamasının unutkanlıkla ya da taraflar arasında bir anlaşmazlıkla ilgili olması çok muhtemel değil.

İlhami Işık: “Açıklama kendisine ‘Önderim Öcalan” diyen herkesi kapsıyor”

İlhami Işık.

Bu açıklama kendisine “PKK’liyim” diyen ve “önderimiz Öcalan” diyen herkesi kapsıyor. Evet bu çağrı, SDG’yi de kapsayan bir çağrıdır.

Hayat bulması biraz zaman alsa da sonuç itibariyle silahlı mücadeleyi artık reddeden bir Öcalan çizgisi var ve bu çizgideki bütün bileşenleri kapsayan bir perspektif bu.

“SDG’nin tutumu yeni Suriye yönetiminin Kürtlere bakış açısına bağlı”

İran’da PJAK var ve uzun yıllardır İran’a karşı silah kullanmıyor. Irak’ta PCDK var ve Irak devletine karşı bir silahlı faaliyeti yok. Bu ikisi açısından Öcalan’ın çağrısına yönelik bir engel yok ve en kolay dönüşecek iki örgüt.

Suriye’deki SDG’nin silahtan vazgeçmesi ise yeni Suriye yönetiminin Kürtlere bakış açısına bağlıdır. SDG’nin elindeki silahlı güç, Suriye ordusundan daha fazla ve daha organize bir durumda.

“Suriye’de çatışmalar devam ediyor”

Ayrıca orada çatışmalar devam ediyor, İŞİD tehdidi devam ediyor; fiili olarak engeller var. Koalisyon güçleri varlar ve Suriye yönetimi ile müzakereler devam ediyor.

SDG, stratejik olarak silahtan vazgeçme kararı alır ama bunu hayata geçirmek için Türkiye’nin desteği ve Suriye yönetiminin Kürtlere yer vermesiyle gerçekleşir. Zaten Suriye Kürtleri, Öcalan’ın açıklamasından evvel eğer yeni Suriye yönetimi Kürtlerin devlette temsilini kabul ederse biz Suriye ordusu içindeki dönüşüme hazırız demişti.

- Advertisment -