Anayasa Mahkemesi (AYM), 26 Mart 1994’te bombardıman sonucu 38 kişinin öldüğü Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köyleri katliamı davasıyla ilgili kararını açıkladı.
Yüksek Mahkeme, 10 Haziran’da aldığı kararla, Kuşkonar ve Koçağılı köylerinde askeri uçaklar tarafından bombalanarak yaşamını yitiren 38 kişiyle ilgili yakınlarının yaptığı “yaşam hakkı ihlali” itirazını oybirliğiyle haklı buldu. Açıklanan hükümde, “Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkı ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2014 yılında açıkladığı ve Türkiye’yi rekor tazminata mahkûm ettiği “Benzer vd. / Türkiye” kararının gereklerinin yerine getirilemediğinin ifade edildiği açıklamada şöyle denildi:
“Adli makamlarca soruşturmanın başından itibaren sorumluların tespitine yarayabilecek bütün delillerin toplanması ve hukuka aykırı eylemlere hoşgörü gösterildiği ya da kayıtsız kalındığı görünümü verilmesinin engellenmesi açısından gerekli sürat ve özenin gösterilmediği, yürürlükteki yargı sisteminde daha sonra ortaya çıkabilecek benzer yaşam hakkı ihlallerinin önlenmesinde sahip olunan önemli rolün zarar görmesine neden olabilecek şekilde makul özen ve hızda hareket edilmediği, olayın zamanaşımına uğraması sonucunda sorumluların cezalandırılmamasına sebebiyet verildiği sonucuna varılmıştır.”
Davanın kaderini Tahir Elçi değiştirmişti
Yıllarca pinpon topu gibi savcılıklar ile DGM’ler arasında dolaştırılan dosya hakkında 1997 yılından 2004 yılına kadar herhangi bir işlem yapılmamıştı. 2004 yılında Diyarbakır DGM’deki bir savcının Şırnak Jandarmasına yazdığı yazıyla dosyanın yeniden açılması üzerine mağdur aileler şikâyet dilekçesi vermişlerdi.
Dönüm noktası ise 2012 yılında yaşandı. 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’da öldürülen Diyarbakır Barosu eski başkanı avukat Tahir Elçi, başvurduğu Sivil Havacılık Kurumu’ndan bir cevap aldı. Bu cevapta, 26 Mart 1994 ‘te Türk Hava Kuvvetlerine bağlı iki F-4’ün ikişer MK83 tipi bombayla Şırnak’ta köylere yakın bölgede saatlerce uçtuğu, keza iki F-16’nın da MK82 bombalarıyla o saatlerde köylerin üzerinde olduğu bilgisi yer alıyordu.
Çiller, ‘Çekiç Güç uçakları’ demişti
Olay, sandıktan Refah Partisi’nin çıktığı 1994 yerel seçimlerinden iki gün önce gerçekleşmişti. O günlerde başbakan olan Tansu Çiller, uçakların TSK’ya ait olup olmadığıyla ilgili bir soruya “Yabancı uçaklardı, Çekiç Güç’e bağlı uçaklardı belki” yanıtını vermişti.