Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satırlar şu şekilde:
“THK’nin bu halde olmasının sebebi CHP zihniyeti”
“THK devletin bir kurumu değildir. THK’nın elindeki uçaklara dair tartışma yeni bir tartışma da değil. Birkaç yıl önce kurumun elindeki uçakların yetersiz olduğunu, THK’nın mezarlığa döndüğünü söylemiştim.
THK yetkilileri gerekli adımları atmadığı gibi çalışır durumdaki uçakların da bakımını yaptırmayarak hepsini çürümeye terk etmişler. Bunların 3 tanesi pert, 6 tanesi ‘eh’.
THK 1985’ten itibaren Orman İdaresi’ne yangın söndürme hizmeti vermiş. Bunun için de karşılığında çok ciddi bedeller almış devletten. Ama filosunu genişletme, mevcut uçaklarını modernize etme derdi olmamış. O dönemde kurumun arkasında CHP zihniyeti vardı.
Şimdi çıkıp THK’yı çalıştırmıyor diyorlar. THK’yı çalışamaz hale getiren sizsiniz. Kurumun içine düştüğü durumu kurumu bu hale getirenlerin kara propagandalarıyla hükümete yöneltme çabalarını hayretle izliyorum.”
“Sosyal medyaya hiç olumlu bakmıyorum”
“Sosyal medyaya ben hiç olumlu bakmıyorum. Meclis’in açılmasıyla birlikte sosyal medyaya yönelik bir çalışmanın yapılması gereğine inanıyorum. Bunlar salim akılların veya aklı selimlerin hedefini saptırtıyor.
Kurumlarımızın ve görevlilerimizin fedakarlıkla yürüttüğü yangınla mücadelemize gerçek dışı bilgi ve haberlerle leke sürmeye çalışıyorlar. Manipülasyonun bini bir para. Hiçbir dijital mecra hukuktan azade değildir.
“Ekşi Sözlük… Bayağı ekşi!”
Gereğini ödeyecekler. İtibar suikastı, hedef gösterme… Ne ararsan bunlarda var. Biz de bunların takipçisiyiz. Planlı bu kampanyalarla halkımız tahrik edilmeye çalışıyor. Ekşi Sözlük… Bayağı ekşi!.
Amerika’da bir Twitter olayı nelere vesile oldu. Türkiye’de senin ofisin yok, görevlendirdiğin elemanın yok. Öyleyse bunlara bunun bedelini ödetmemiz lazım. Ofisini açacaksın, vergini ödeyeceksin, açmadığın takdirde bedelini ödeyeceksin.
Gerçek dışı bilgi ve haberlerle leke sürmeye çalışıyorlar. Bu yıkıcı faaliyetleri yapanlara bakıyor ve hiç şaşırmıyoruz. Hiç şaşırmadığımız gibi ‘Bir bedeli olsun artık’ diyoruz.”
“Sanatçılar kendi işini yapsın”
“Onların mesleği sanat. Hangi sanatsa sanatlarını icra etsinler, biz de onların başarı oranına göre saygı duyalım. Ama kalkıp da erken seçimmiş, şu andaki başkanlık sistemi doğru değilmiş, o bizim işimiz. Ömrümüzü bu işe verdik, siz anlamazsınız o işten.”
“Hatta belki benim bile Taliban’ın lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir”
“Göçmenlerle ilgili en önemli adımı Suriye’de attık. Suriye’den bize 4 milyona yakın göçmen geldi. Biz bunlara kapılarımızı açtığımız gibi bunlar içerisinden hakikaten meslek, sanat sahibi olan birçok Suriyeli de bizde vatandaş oldu.
Afganistan durumu biraz daha farklı. Bizim şu anda gerek İran kapısından, gerek Irak’tan duvarlarımızı ciddi oranda yükseltiyoruz. Buralardaki yükselen duvarlar düzensiz göçün ülkemize girmesini engellemek için. Tamamıyla sınırlarımız bu surlarla, duvarlarla örülüyor.
Bu son gelişmeler gerçekten Afgan halkının içine düştüğü durum çok sıkıntılı. Taliban’la bunların yaşadığı süreç çok sıkıntılı. Bu konuda da bazı çalışmalar yapıyoruz. Taliban’la bazı görüşmelere varıncaya dek şu an da ilgili kurumlarımız çalışıyor. Hatta belki ben bile onların lideri durumunda olacak olanı kabul etme durumum olabilir.
Bizim bu tür şeylerde eğer üst düzeyde bunları kontrol altına alamazsak bu defa Afganistan’daki barışı sağlamamız da mümkün olmaz.”
“Afganistan’da adeta kendi soydaşımız durumunda olanlar da var”
“Afganistan’da adeta kendi soydaşlarımız durumunda olanlar da var. Bazı adımları atıp yanımıza kimleri alabiliriz, onların çalışmasını yapıyoruz. İlgili üst düzey yönetici arkadaşlarımı yurtdışına gönderdim bununla ilgili olarak. Aynı şekilde Katar’la bu akşam görüşmem oldu.
Her şeyi savaşla, askeri olarak halledeceğiz diye bir şey yok. Askeriyenin veya savaşın geçerli olduğu yer var, bir de siyasetin, diplomasinin geçerli olduğu yer var. Benim siyaset anlayışım nereye kadar muvaffak olabilecekse orayı bizim başarmamız lazım. Şu anda Afganistan’da bu konumdayız. 35 milyon nüfusu olan bir ülke.”
“Türkiye yol geçen hanı değildir”
“Herkes şunu da bilsin ki Türkiye yol geçen hanı değildir. Sosyal medyada birilerinin abarttığı şekilde sınırlarımızdan düzensiz göç akını söz konusu değil. 2021 yılında şu an itibarıyla 253 bin 300 civarında düzensiz göçü engelledik.
85 kilometrelik duvar çalışması İran sınırımızda devam ediyor. 79 km boyunca kamera ve algılayıcı sistemler inşa edildi. Düzensiz göç hareketleri sürekli olarak kamera sistemleriyle izleniyor. Bunun yanında termal kameralarla gece geçişleri önlenirken İHA’lar vasıtasıyla sınırlarımız kontrol altında tutuluyor.
Emniyet ve Jandarma tarafından sınır bölgelerimize ve düzensiz göç rotası olarak belirlenen bölgelere ilave ekipler sevk edilmiştir. Bütün bu tedbirleri düzensiz göçü engellemek için alıyoruz. Birileri de içeride maalesef bu işi kabartmak için yalanla beraber bu adımları atıyorlar.”