Uluslararası Adalet Divanı, 16 Mart 2022 tarihinde verdiği kararında Ukrayna’nın geçici önlem talebini kabul etti ve Rusya’nın derhal Ukrayna’daki askeri operasyonlarını durdurmasına hükmetti.
Dava nasıl açıldı?
Ukrayna, davayı Uluslararası Adalet Divanı nezdinde 1948 tarihli Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi kapsamında açtı. Soykırım Sözleşmesi’ni Ukrayna 15 Kasım 1954’te, Rusya ise 3 Mayıs 1954 tarihinde imzalamıştı. Sözleşmenin 9. maddesi sözleşme kapsamında ortaya çıkan uyuşmazlıkların Uluslararası Adalet Divanı önüne götürülebileceğini belirtiyor. Ukrayna ve Rusya sözleşmeyi imzalarken bu maddeye çekince koymalarına rağmen, 1989 yılında maddeye ilişkin çekincelerini geri çektiklerini açıkladılar ve böylece sözleşmeyle sınırlı olmak üzere Uluslararası Adalet Divanı’nın yetkisini önceden kabul ettiler.
Ukrayna ne talep etmişti?
Ukrayna, Rusya Devlet Başkanı Putin’in 24 Şubat 2022 tarihindeki halka sesleniş konuşmasında askeri operasyonun amacının Donetsk ve Luhansk bölgelerinde Ukrayna’nın işlediği soykırımın durdurulması olduğunu açıklamasını temel alarak Divan’dan böyle bir soykırım olup olmadığını tespit etmesini, soykırım yoksa Rusya’nın askeri operasyonunu hukuka aykırı ilan etmesini talep etti. Ukrayna aynı zamanda, Divan’ın geçici önlem olarak operasyonların durdurulmasına ve askerlerin çekilmesine hükmetmesini de talep etti.
Rusya’nın savunması
Rusya, mahkemenin uyuşmazlık konusu hakkında yetkili olmadığını belirtti. Rusya’ya göre, Ukrayna’ya yönelik askeri operasyon Donetsk ve Luhansk’taki soykırımı durdurma gerekçesine değil, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesinde düzenlenen meşru müdafaa hakkına dayanmaktaydı. Rusya mahkemenin yetkili olmadığını belirterek duruşmalara katılmayacağını, davayı tanımadığını belirtti.
Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı
Uluslararası Adalet Divanı, öncelikle Rusya’nın yargılama süreçlerine katılmamasının ve mahkemenin yetkisini tanımamasının mahkemenin yargılama yetkisini ve yargı süreçlerini etkilemeyeceğini hatırlattı. Mahkeme bu doktrinin “Nikaragua ABD’ye Karşı” kararında da uygulandığını belirtti. 1986’da ABD de Rusya gibi mahkemenin yetkisinin olmadığını söyleyip yargı süreçlerine katılmamış, çıkan kararı da tanımamıştı. Yıllar sonra Rusya’nın zamanında eleştirdiği ABD ile aynı konuma düşmesi uluslararası yargı çevrelerinde ‘ironik’ bulunuyor.
Mahkeme, ardından uyuşmazlık konusunun Soykırım Sözleşmesi’nden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunda bir karar verdi. Rusya’nın savunmasını reddetti. Putin’in halka sesleniş konuşmasını, Rusya’nın BM’ye ilettiği belgeleri, 2014’ten beri hem iç hem dış mercilerde dile getirdiği soykırım iddialarını, Rus yetkililerin basına yaptıkları açıklamaları ve BM’de yapılan konuşmaları dikkate alarak askeri operasyonun amacının soykırımı önleme iddiası olduğuna hükmetti. Böylece kendisinin Soykırım Sözleşmesi kapsamında Rusya devletini yargılamaya yetkili olduğunu belirtti.
Divan daha sonra, soykırımı önleme iddiasında olan bir devletin iyi niyetle ve diğer uluslararası hukuk kurallarını dikkate alarak önlem alması gerektiğini belirtti ve Rusya’nın güç kullanma yasağını çiğnemesinin kabul edilemez olduğuna hükmetti. Son olarak, Rusya’nın askeri operasyonu nedeniyle geri alınamaz bir zararın ortaya çıkma ihtimalinin yakın ve gerçek olduğuna karar vererek, insan hayatının tehlikede olduğu acil bir durumun varlığına kanaat getirdi. Böylece geçici önlem kararı vererek Rusya’nın derhal Ukrayna’daki askeri operasyonunu durdurmasına ve daha fazla ilerlememesine karar verdi. Ayrıca iki tarafın da uyuşmazlık konusu olan soykırım iddialarının araştırılması konusunda yargı sürecini zora sokan adımlardan uzak durması gerektiğine hükmetti.
Rus ve Çinli yargıçların karşı oyu Uluslararası Adalet Divanı 15 yargıçlı bir mahkeme. Duruşmada 13 yargıç Rusya aleyhine karar verirken aynı zamanda Divan başkan yardımcısı olan Rus yargıç Gevorgian ve Çinli yargıç Xue karşı oy ver