Türkiye İşçi Partisi (TİP) ilk olarak 1961’de Avni Erakalın’ın genel başkanlığında Kemal Türkler, Kemal Sülker, Rıza Kuas, Şaban Yıldız, Kemal Nebioğlu gibi birçok sendikacının biraraya gelmesiyle kuruldu.
1962’de, daha sonra partinin genel başkanlığını yapacak iki isim olan Mehmet Ali Aybar ve Behice Boran’ın da aralarında bulunduğu sosyalist görüşlü aydınlar partiye katıldı. Aybar, o yıl partinin genel başkanlığına getirildi.
TİP, ülke barajı uygulamasının olmadığı 1965 seçimlerinde yüzde 3 oy alarak meclise 15 milletvekili göndermeyi başardı ve -TBMM’nin ilk döneminde sosyalist olduğunu beyan eden bazı milletvekilleri hariç tutulursa- sosyalistler ilk kez parlamentoda temsil edilme hakkı kazandı.
TİP, 1969 seçimlerinde çok az oy kaybetti (yüzde 2,7) ama seçim düzenlemesinde yapılan değişiklikler nedeniyle sadece iki milletvekili çıkarabildi. Bu seçimlerden sonra, partinin genel başkanlığına Behice Boran getirildi. TİP, 12 Mart muhtırası sonrasındaki süreçte kapatıldı ve partinin önde gelen yöneticileri tutuklandı.
1975’te Behice Boran liderliğinde yeniden kurulan TİP, önceki dönemdeki kadar etkili olamadı. TİP’in ikinci kuruluş çalışmalarında partide etkin olan isimlerden biri de Yalçın Küçük’tü. Küçük, partinin yayın organı olarak bilinen Yürüyüş gazetesinin editörleri arasındaydı.
TİP’ten ihraç edilen Yalçın Küçük dergi çıkartıyor: Sosyalist İktidar
1978’de başını çektiği bir grup ile TİP’ten ihraç edilen Yalçın Küçük, arkadaşları ve onlarla birlikte hareket eden gençlerle beraber Sosyalist İktidar dergisini çıkartmaya başladı. Derginin yazarları arasında sonraki yıllarda adı daha çok duyulacak Metin Çulhaoğlu, İlhan Akalın gibi isimler yer alıyordu.
Sosyalist İktidar’ın ilk sayısı.
Genç bir sosyalist yazar: Fatih Çekirge
Aylık olarak yayımlanan derginin ilk sayısı Ekim 1979’da çıktı. 12 Eylül darbesine kadar toplam 11 sayı yayımlanan dergide yazan isimler arasında 21 yaşında genç bir sosyalist de dikkat çekiyordu: Fatih Çekirge.
Bugünkü Hürriyet yazarı Fatih Çekirge.
Sosyalist İktidar’ın 4’üncü sayısı. Gazeteci Fatih Çekirge’nin yazı hayatının muhtemelen ilk örneklerinden biri bu sayıda yayımlandı.
Yalçın Küçük’le yolları ayıran “Gelenek”
Darbeden sonraki dönemde Metin Çulhaoğlu ve Sosyalist İktidar grubundan gençlerle Yalçın Küçük ve çevresi arasında ayrışma yaşandı.
Çulhaoğlu, 1986’da cezaevinden tahliye olduktan sonra kendisiyle beraber hareket edenlerle birlikte Gelenek dergisini çıkartmaya başladı.
Metin Çulhaoğlu.
Gelenek dergisi TKP’ye dönüşüyor
O dönem “Gelenek’çiler” diye anılan topluluk, 1992’de Sosyalist Türkiye Partisi’ni kurdu. Partinin 1993’te Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması üzerine Sosyalist İktidar Partisi (SİP) kuruldu.
Bu dönemde topluluğun öncü ismi Metin Çulhaoğlu, partiden ayrıldı. Çulhaoğlu, Sosyalist Politika dergisini çıkarmaya başladığı çevreyle beraber ilerleyen yıllarda Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) adıyla son halini alacak olan, farklı sosyalist parti ve grupların dahil olduğu birlik sürecine katıldı.
1993’ten sonraki sekiz yıl boyunca faaliyetlerini sürdüren SİP, 2001’de topladığı olağanüstü kongreyle adını Türkiye Komünist Partisi (TKP) olarak değiştirdi. Bu kongreyle birlikte Çulhaoğlu da ÖDP’den ayrılarak öncüsü olduğu partiye geri döndü.
2001’de TKP’nin kuruluşunu duyuran bir haber.
Erkan Baş siyaset sahnesinde: 29 yaşında bir genel başkan
Bugünkü TİP’in genel başkanı Erkan Baş, 2009’da henüz 29 yaşındayken TKP’nin genel başkanı oldu.
2014’te, uzun bir süredir partinin yönetimini büyük ölçüde belirleyen Kemal Okuyan ile Aydemir Güler’in karşısına, Gezi Parkı protestoları sırasında partinin toplumsal harekete yeterince etki edemediğini öne süren Çulhaoğlu ile Baş’ın öncülük ettiği ikinci bir grup çıktı.
Taraflar arasında uzlaşmanın sağlanamaması üzerine 13 Temmuz 2014 günü, her ikisinde de bir kısım yöneticinin ve delegenin bulunduğu iki farklı TKP kongresi düzenlendi. Çulhaoğlu-Baş kanadı Haliç Kongre Merkezi’nde “12. Kongre”; Okuyan-Güler kanadı da Bostancı Gösteri Merkezi’nde “Atılım Kongresi” adıyla toplandı.
Bugünkü TİP’i kuran kanadın topladığı “TKP 12. Kongre.”
Üç farklı TKP
Kongreler sonrasında iki tarafı temsilen biraraya gelen heyetlerin görüşmesi sonucunda TKP’nin isim, logo ve tüzel kişiliğinin, üzerinde uzlaşılacak bağımsız bir heyete “emanet” edilmesi ve iki tarafın da faaliyetlerinde “Türkiye Komünist Partisi” adını kullanmamasına karar verildi.
Bunun üzerine Çulhaoğlu-Baş grubu “Halkın Türkiye Komünist Partisi” adını ve HTKP kısaltmasını kullanmaya başladı, Okuyan-Güler kanadı ise “Komünist Parti” adı ve KP kısaltmasıyla yoluna devam etti. 2015’te HTKP’den ayrılan bir grup “Türkiye Komünist Hareketi” adıyla yeni bir parti kurdu; böylece bir yıl önceki TKP’nin içinden üç farklı parti çıkmış oldu.
2016’nın sonunda aralarında Nihat Behram, Orhan Aydın, Kaya Güvenç gibi isimlerin de olduğu yedi imzacı “Ülke Türkiye Komünist Partisi’ni çağırıyor” başlıklı bir metin yayımladı. Grup, Türkiye Komünist Partisi isminin yeniden aktif siyasete dönmesi için tüm tarafları “iradeleri birleştirmek” üzere 8 Ocak’ta Haliç Kongre Merkezi’ne davet etti.
Komünist Parti çağrıya olumlu karşılık verdi, ancak HTKP ve TKH’den olumsuz karşılıklar geldi. HTKP, kongre ve isim tartışmasının Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin oylanacağı 16 Nisan 2017 referandumundan sonraya bırakılmasını önerdi.
TKP’nin başındaki “emanetçi” heyet ile KP kanadının kongre düzenleyip TKP’nin tüzel varlığını yeniden KP’lilere vermesinden sonra HTKP bir açıklama yaparak başlangıçta varılan uzlaşmadan cayıldığını, dolayısıyla kendilerinin de TKP ismini kullanmaya başlayacaklarını açıkladı.
TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, KP’lilerin topladığı 22 Ocak 2017’deki TKP Kongresi’nde.
TKP’ler çatışması
Bundan sonraki günlerde partisinin resmî adı TKP olmasa da Baş da “TKP genel başkanı” unvanını kullanmaya başladı.
2017 referandumundan sonra yapılan, birçok sol ve aktivist grubun katıldığı bir etkinlikte her iki TKP’nin mensupları da aynı alanda bulundu. Etkinlikte sahneye konuşma yapmaya davet edilen Baş’ın “Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı” diye anons edilmesini diğer grup protesto etti.
Bu olay, iki grup arasında bir süredir devam eden gerginliğin çatışmaya dönüşmesine neden oldu. Devamındaki günlerde her iki taraf da kendilerinin saldırıya uğradığı farklı olayları duyurdu. İki tarafın da binaları taşlandı, mensuplarının yaralandığı olaylar yaşandı.
Yeni TİP kuruldu
HTKP, Kasım 2017’de Türkiye İşçi Partisi (TİP) ismini resmî olarak kullanan siyasi partisini kurdu, bundan sonraki faaliyetlerini TİP olarak yürüteceğini duyurarak TKP tartışmasını bitirdi.
Ancak, ilk olarak 1961’de kurulan tarihsel TİP’le bir devamlılığın olmaması nedeniyle eski TİP’in mensupları bu ismin kullanılmasını eleştirdi.
Çeşitli çağrılar yapılsa da eski TİP’i temsil edecek isimlerden yeni TİP’e katılım olmadı.
Eski TİP ile yeni TİP arasındaki bağ: Can Atalay
14 Mayıs seçimlerinde TİP’in Gezi Davası’nda hapis cezası alan isimlerden Av. Can Atalay’ı aday göstermesi, yeni TİP ile eski TİP arasında ilk kez bir bağ kurulmasını sağladı.
Can Atalay’ın, eski TİP’in yöneticilerinden ve genel başkanı Behice Boran’a en yakın isimlerden olan babası Mustafa Atalay ve yine eski TİP’in etkin isimlerinden olan amcası Abdurrahman Atalay, TİP’in milletvekili aday tanıtım toplantısına katıldı.
Ailesi, Silivri’deki Can Atalay’ı ziyarette. En solda Mustafa Atalay; Can Atalay’ın sağında Abdurrahman Atalay.