Ana SayfaHaberlerYangınları söndürme görevi belediyelerdeyse devlet onları neden dışlıyor?

Yangınları söndürme görevi belediyelerdeyse devlet onları neden dışlıyor?

Dokuzuncu gününe giren orman yangınlarıyla mücadele devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin yangınları söndürme görevinin yerel yönetimlerde olduğunu söylemesi tartışma yarattı. Yerel yöneticiler ise kendilerinin yangınla mücadele sürecinde muhatap alınmadığından ve ortada büyük bir koordinasyon krizi olduğundan şikâyetçi. CHP’li belediye başkanları, merkezi hükümete seslerini sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlar ve çektikleri videolar ile duyurmaya çalışıyor.

Türkiye, bir haftayı aşkın süredir tarihinin en büyük ve en acı verici yangın felaketlerinden biri ile mücadele ediyor.

Özellikle Türkiye’nin güney kesimlerinde yer alan ormanlarda iklim değişikliğinin neden olduğu yüksek sıcaklıklar sonucu meydana gelip kontrol altına alınamayan yangınlar 8 günde birçok ormanın yok olmasına, hayvanların can vermesine ve bazı yerleşim yerlerinin yanmasına yol açtı.

Türkiye’nin farklı noktalarında benzer zaman dilimleri içerisinde meydana gelen yangınları söndürme çalışmalarına TSK’dan AFAD’a, İçişleri Bakanlığı’ndan Orman Bakanlığı’na, Kızılay’dan Sağlık Bakanlığı’na birçok gönüllü ve profesyonel katılıyor.

Ayrıca tüm Türkiye’de vatandaşlar tarafından düzenlenen yardım kampanyaları ile yangın felaketine uğrayan bölgelere yardımlar yapılıyor.

Türkiye’nin yangınlara karşı kenetlenerek hareket etmesine rağmen, iktidarın yönettiği devlet kurumlarının yangınla mücadeleyi aynı hassasiyet ve kapsayıcılık ile yürütmüyor oluşu halkın tepkisini çekiyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “ormanların korunması ve yangınlarla mücadelede belediyelerin sorumlu olduğunu” açıklamasının ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün gece (4 Ağustos) katıldığı A Haber canlı yayınında aynı cümleyi tekrarladı.

Oysa Anayasanın “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169. maddesinde devletin bu konudaki görevi, “ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli yasaları koymak ve tedbirleri almak” olarak tanımlanırken, “Bütün ormanların gözetimi devlete aittir” hükmü de yer alıyor. Orman Yasası’nın 69. maddesi ise “orman yangınlarını önlemek ve söndürmek görevinin Orman İdaresi’nde olduğunun” altını çiziyor.

Öte yandan birçoğu CHP’li belediye başkanları tarafından yönetilen güney il ve ilçelerindeki yerel yöneticiler, devletin yangınla mücadele kapsamında kendilerini görmezden gelmesinden şikâyetçi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Biz belediyeler ile birlikte çalışıyoruz, onları dışlamıyoruz” diyor ama CHP’li yöneticilere göre bu doğru değil.

“Ne kadar iki yüzlü olduklarının göstergesi”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, Marmaris’teki AFAD Koordinasyon Toplantısı’na Marmaris Belediyesi’nin daimi üyesinin alınmadığını, Belediye Başkanı Mehmet Oktay’ın da toplantıya çağrılmadığını söyleyerek bu duruma tepki gösterdi:

“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Marmaris’teler. Ve az önce bir açıklama yaptılar. Soylu diyor ki, ‘Biz, belediyelerle ortak çalışıyoruz. Dışlamıyoruz.’ CHP’li belediyelerle de çalıştığını, bu süreci böyle yönettiklerini belirtiyor. ‘Her kararda beraberiz’ diyor.

“Peki kim yok o toplantıda? Marmaris Belediyesi yok. Marmaris Belediyesinin daimi üyesi toplantıya katılmak üzere gidiyor, diyorlar ki ‘Siz davetli değilsiniz, katılamazsınız.’ Marmaris Belediyesinin temsilcisi oradan çıkmak zorunda kalıyor. Belediye Başkanı zaten çağrılmadı. Marmaris’te yangın var, yanıyor ama AK Partili bakanlar belediyeyi çağırmıyorlar. Belediyesiz toplantı olur mu? İtfaiye belediyeye bağlı. Buradaki pek çok hizmeti belediye yapıyor. Niye çağırmıyorlar? Çünkü belediye CHP’li.

“Bunlar böyle, başka şey söylüyorlar, başka şey yapıyorlar. Sözlerine güven olmaz. Böyle bir günde eleştirmek istemiyoruz ama çıkıp ekranlarda millete belediyelerle birlikte çalıştıklarını söyleyip de arkasından belediyeyi CHP’li olduğu için bu işe dahil etmemeleri ne kadar iki yüzlü olduklarının göstergesidir.”

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat da kendisinin yangın koordinasyon toplantısına çağrılmamasına sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile tepki göstermişti.

Tokat paylaşımında, “Üç Sayın Bakanımız Milas’ta açıklama yapıyor, Milas Belediye Başkanı olarak ben ekranlardan izliyorum… Belediye olarak, diğer belediyelerle olan yakınlık ve işbirliğimizi bakanlıklarımızla da kurabilmeyi, sürece daha fazla dahil edilmeyi ve birlikte olabilmeyi isterdik” demişti. https://twitter.com/MuhammetTokat48/status/1422136518374723584

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras da, orman yangınlarına müdahale için sesini sosyal medyadan duyurmaya çalışanlardan.

Yangınla mücadele koordinasyonunda görevli olan Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li azası Melek Gözde Gürsoy, Serbestiyet’e konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu:

“Halk gerçekten canla başla, son derece iyi niyetle sahaya çıktı ancak çıkan insanlar da refleks olarak çıktı. Yani bu insanların çok fazla bir yangın söndürme tecrübesi yoktu. Bir taraftan gerek itfaiye gerekse mahalle afet gönüllüleri yapılanmaları, AKUT, dağcılık kulüpleri vs. bu taşın altına elini koydu.

“Bir taraftan insanları güvenli tarafa almak, bir taraftan da yangını söndürmeye çalışmaktan açıkçası insanlar mahvoldular.

“Burada tam anlamıyla bir koordinasyonsuzluk var. Kriz masaları kuruldu deniyor ancak kriz masaları valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimlerin, jandarmanın, polisin içinde olduğu bir yapılanma olması gerekirken bizim burada öyle olmadı. Kriz merkezleri çok fazla efektif olarak çalışamadı bizim bölgelerde.

“Yardım taleplerine Türkiye genelinden karşılık bulduk. Fakat hangi ürün, mal nereye götürülecek, kim yapacak noktasında bir organizasyon eksikliği olduğu için zorluk yaşadık.”

- Advertisment -