Aydemir’in yazısının ilgili kısmı şöyle:
Elektrikte indirim sağlamak için PTF denilen, Piyasa Takas Fiyatı düşürülecek. PTS, gün öncesi piyasasına sunulan tekliflerin arz ve talebe göre eşleşmesiyle oluşan saatlik elektrik enerjisi fiyatı anlamına geliyor ve EPDK, bu noktada bir tavan fiyat belirliyor. Tavan fiyat şu anda 4800/mw saat. Bu fiyat kurul kararıyla 4200’e düşürülecek. Tavan fiyatının düşmesi şu anlama geliyor. Dağıtım şirketleri ya da serbest tüketiciler, bu fiyat üzerinden üreticilerle pazarlığa oturabilecekler. Dağıtım şirketlerince bu fiyatın yüzde 10-15 ya da yüzde 20 altında bir indirim alınması, doğrudan tüketiciye indirim olarak yansıyacak. Bugüne kadarki uygulama da böyle. Dağıtım şirketleri, tavan fiyat üzerinden pazarlıklarını ve indirimlerini yapıyorlar.
İkincisi ise BOTAŞ’ı ilgilendiriyor. Maliyetler, spot piyasa ve anlaşmalarla alınacak indirim doğrudan vatandaşa yansıyacak. Elektrik üretiminin önemli bir bölümü de doğalgazla yapıldığı için doğalgazdaki indirim, doğal olarak elektrik fiyatlarına da indirim olarak yansıyacak.
Biraz karışık bir mesele olduğunun farkındayım ancak daha net şekilde anlatırsak. Hükümet, şu anda sanayiye ve elektrik üreticilerine doğalgazın bir metreküpünü 20 lira 50 kuruştan satıyor. Burada yüzde 10-15 arası bir indirim planlanıyor. Yani en kötü ihtimalle bir metreküp doğalgaz sanayiye 18 liradan verilecek. Bu müjde açıklandığında, üretimde doğalgaz kullanan bütün sanayi kuruluşları, işletmeler, hatta tarım kuruluşlarının üretim maliyetleri bir nebze olsun düşmüş olacak. Elbette ki yeterli değil ancak indirim indirimdir. Uzun süredir zam görmeye alıştığımız için az da olsa psikolojik bir rahatlama bile iyi gelecektir. Enerjideki indirimin daha çok sanayide ve üretimde olacağını söylemek yanlış olmaz. Konutlarda zaten çok yüksek devlet sübvansiyonu bulunuyor.
Şunun altını çizmeliyim; bürokratik kademelerde hummalı ve heyecanlı bir çalışma var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklayacağı bu müjde ve indirim oranının mümkün olacak en yüksek seviyede olması için enerji bürokrasisi harıl harıl çalışıyor.
Bütün bu adımların seçim yatırımı olduğuna dair kafalarda soru işaretleri oluşuyor. Tabii ki bürokratlar, siyasilerin verdiği talimatları yerine getiriyorlar. Bu soruyu kendilerine yönelttiğimde, ‘Bizim derdimiz popülizm değil. Vatandaşın yükünü hafifletmeye dönük çalışmalar içindeyiz. Sürekli yeni projeler geliştiriyoruz’ değerlendirmesini yapıyorlar.
Bir müjde daha var ancak yılbaşına yetişir mi? Bilemiyorum… Hükümet, İstanbul’da da kullanılan elektrik fiyatında indirime hazırlanıyor. Nasıl mı? Hemen cevap vereyim. Bunun için de özel bir formül bulundu ve Hazine’ye yük bindirmeden indirim sağlanması planlanıyor. Dağıtım şirketlerinin aldığı, ‘sistem kullanım bedeli’ diye bir kalem var. Dağıtım şirketleri ile görüşerek, sistem kullanım bedelinde indirim sağlanacak ve bu doğrudan tüketiciye yansıyacak.
Aynı şey doğalgaz için de geçerli. Dağıtım şirketleri, tüketiciye sundukları bir metreküp doğalgaz için, ‘sistem kullanım bedeli’ adı altında pay alıyorlar. Genellikle dağıtım şirketleri bu payı düşürmek istemiyor ancak hükümet alacağı kararla, sistem kullanım bedellerinde indirime gidebilir. Yani hem doğalgazda hem de elektrikte indirim söz konusu olabilir. Anlattığım bu formül İstanbul için geçerli. Altını çizmiş olayım…”