“Derin Katolik köklere sahip bu ülkede Paskalya kutlamaları bile, olağanüstü halin ilan edilmesinden bu yana Portekizliler tarafından uygulanan katı uygulamayı değiştirmedi.”
İsviçre gazetesi Le Temps’da Portekiz’in koronavirüsle imtihanının ele alındığı makale bu cümleyle başlıyor. Dünyada Covid-19’dan en çok etkilenen ülkelerden biri olan Portekiz Avrupa’nın “mutlu istisna”larından biri.
Daha yılın başında dünya genelindeki en kötü COVID-19 vaka yükselişine tanıklık eden Portekiz, salgını kontrol etmek için Ocak ayında çok katı bir kapanma uygulamıştı. Kuaför salonlarının, kitapçıların ve ilköğretim okullarının yeniden açıldığı 15 Mart’tan bu yana katı kurallar kademeli olarak gevşetildi.
En son geçtiğimiz hafta Pazartesi günü (5 Nisan) kafe ve restoran terasları, müzeler, gıda dışı pazarlar ve fuarlar, küçük dükkânlar, ortaokullar ve spor salonlarının kapılarını açmalarına izin verildi.
Avrupa’nın zirvesinden bugüne nasıl gelindi?
İlk dalga: Portekiz ilk vakayı 2 Mart 2020’de açıkladığında, koronavirüs İtalya ve İspanya gibi ülkeleri yaklaşık bir aydır teslim almış durumdaydı. Uzmanlar bu bir aylık farkın pandemiye karşı mücadelede büyük bir avantaj sağladığını, karşı önlemler konusunda AB üyesi komşuların hatalarından ders çıkarılarak virüsün kontrol altına alındığını söylüyor.
Portekiz, ülke genelinde vaka sayısı sadece 245’ken 16 Mart’ta okulları kapattı. 12 Mart’ta çoğu bölge hükümeti okulları kapattığında İspanya’da günlük 2.140 vaka vardı. İtalya’da öğrenciler 4 Mart’ta eve gönderilmeden önce 2.500’den fazla vaka vardı.
İlk dalgada en fazla can kaybı sayısı 35 ile 8 ve 11 Nisan 2020 tarihlerinde, en yüksek vaka sayısı ise 1516 ile 10 Nisan 2020’de kayda geçmişti.
Portekiz salgının ilk safhasında Avrupa’da parmakla gösterilmiş, fakat kısıtlamaların gevşetildiği Noel sonrası patlayan vaka ve ölüm oranlarında uzun bir süre ülke sıralamalarında üstte yer almıştı.
İkinci dalga: Yaklaşık 10 milyon 300 bin nüfusa sahip Portekiz, özellikle Ocak ayının (2021) sonlarına doğru yeni vaka ve günlük can kayıplarında art arda Avrupa’da en yüksek rakamları açıklayan ülke haline geldi. Öyle ki, ülkede sadece Ocak ayının son haftasında tespit edilen Covid-19 kaynaklı can kaybı ve yeni vaka sayısı (1860 ölü ve 71.000 vaka), tüm ilk dalga boyunca 4 ayda kaydedilen verilerin (toplamda 1576 ölü ve 42 bin vaka) üzerine çıkmıştı.
Ayrıca Portekiz hükümetinin, ağır kronik hastalıkları bulunan vatandaşlarının tedavilerine başka ülkelerde devam edilmesi için AB’den iş birliği ve dayanışma mekanizmalarını yürürlüğe sokmasını talep edeceği bile iddia edilmişti. Sağlık sistemi büyük bir krizin eşiğine gelen ülkede, hastanelerdeki yoğunluk oranı salgının başlangıcından bu yana en üst seviyeye ulaşmıştı.
Ülkede 9 Kasım’dan bu yana uygulanan olağanüstü hal (OHAL), yasa gereği 15 günde bir parlamentoda oylanıp uzatılırken günlük yeni vaka ve can kayıplarındaki artıştan dolayı tedbirler genişletildi, 29 Ocak’ta sınırlar kapatıldı.
OHAL kapsamında salgının yoğun görüldüğü yerlerde serbest dolaşım kısıtlandı, ilkokullar dışında tüm eğitim kurumları kapatıldı, hafta sonu şehirler arası seyahat yasaklandı. Gece sokağa çıkma yasağı ile bar, restoran ve alışveriş merkezlerinin çalışma saatlerinin düşürülüp paket servisine geçmesi gibi kararlar da uygulandı.
Üç kademeli yeniden açılma
Şubat ayının sonlarında açıklanan kademeli açılma planına göre 15 Mart’tan itibaren bar ve kafeler için al-götür sistemine müsaade edildi, çalışma saatleri arttı, kuaför, kitapçı gibi işletmelerin yanı sıra ilköğretim kurumları da açıldı.
Paskalya Bayramı boyunca süren bir haftalık tam kapanmanın ardından 5 Nisan’da sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. Bar, restoran, kafe, elbise dükkânları gibi işletmeler kısmi kapasiteyle yüz-yüze hizmet vermeye başladı; spor salonları açıldı. Sinema, tiyatro gibi kültürel alanlar da kısıtlı kapasiteyle faaliyet iznine sahip.
5 Nisan günü meydandaki boş iskemleleri dolduran öğrenciler, açılmayı şarkılar söyleyerek kutladı.
Salgının ikinci safhasında Portekiz sokakları yine de hâlâ boş, plajlar kordonla çevrili ve ekonomi tehlikeli sularda. Fakat ülke genelinde koronavirüse karşı başarılı bir sınav verildiği görüşü hâkim.
Coimbra şehrinin en işlek yerlerinden biri olan Praça da Republica’da konuştuğumuz 55 yaşındaki berber dükkânı işletmecisi Joao Pereira da aynı görüşte: “Bu kapanma daha da acı vericiydi ancak neyse ki yeniden açılma erken geldi.”
Yaklaşık 15 senedir aynı yerde hizmet veren kuaförün müdavimlerinden Pedro Cruz da koronavirüs politikasından memnun:
“Açıkçası bu ayın 5’inde uyanır uyanmaz dışarı attık kendimizi. Artık ilerlemenin vakti geldi ve umarım daha da geriye adım atmamıza gerek kalmaz. Herkes açılırken biz kapanıyorduk, şimdi de herkes kapanırken biz açılıyoruz. Ama bu sefer dersimizi iyi çalıştık ve yaza kadar kapanmaya hiç niyetli değiliz artık.”
Başbakan: “Başarının başkahramanı vatandaşlarımızdır”
Vaka-ölüm oranı yüzde 3 civarında olan Portekiz’in komşusu İspanya’da aynı oran %11, İngiltere’de %12 ve Fransa’da %15.
İtalya ve Yunanistan’dan sonra en yoğun 80 yaş üstü nüfusa sahip olan, salgından önce bile sağlık sistemindeki aksaklıklarla ve maddi yetersizliklerle eleştirilen Portekiz, bugün neredeyse tüm istatistiklerde Avrupa ülkesi komşularını geride bırakmış durumda.
Bu “göreceli başarı”nın nedenleri arasında birçok faktör sıralansa da, belki de en önemlisi, rehavetin zirveye çıktığı Ekim ayında her sene 100,000 hacının ziyaret ettiği Fatima şehrindeki ayinlerin tapınak yönetiminin inisiyatifiyle engellenmesiydi.
Başbakan António Costa bir radyo röportajında, “Başkahraman kesinlikle vatandaşlarımız. Bu krizin başlangıcından beri Portekizliler evde kalmanın cephedeki sağlık çalışanlarımıza destek olmanın en iyi yolu olduğunu anladılar” dedi ve ekledi: “İnsanlarımızın gösterdiği bu muazzam öz disiplini tebrik etmek gerekir.”
Muhalefet ve İktidar arasında koronavirüs ateşkesi
Politico.eu’da yer bulan bir yoruma göre başarının bir başka faktörü, Başbakan Costa’nın muhalefet ile takışmaya girmemesi ve politikacıların arasındaki koronavirüs ateşkesiydi. Özellikle Ocak sonundaki seçimlerden sonra sakinleşen politik ortam, Portekiz’in merkez sağ ana muhalefet partisi PSD yetkililerinin koronavirüs konusunda hükümet ile dayanışma mesajlarıyla iyice yumuşadı.
PSD Genel Başkan Yardımcısı Baptista Leite “Ulusal çıkar için bir birlik duygusu göstererek, yapıcı eleştiri ve arka kanallardan çözümler sunmak için çok samimi ve destekleyici toplantılar düzenliyoruz” dedi.
Bu dayanışma ülke dışında da takdir topladı. İspanya’da iktidardaki koalisyonun küçük partisi olan radikal sol Podemos, ana muhalefet lideri Rui Rio’nun sosyalist hükümetin virüsü kontrol altına alma mücadelesine destek sözü verdiği konuşmasının ardından alkış emojili bir tweet attı.
Hükümet, sağlık hizmetlerine ve sosyal güvenliğe erişim sağlamaları için göçmenlerden ve sığınmacılardan gelen tüm ikamet taleplerini hızlıca takip etme; cezaevlerinde bulaşma riskini azaltmak için mahkûmların yüzde 10’undan fazlasına erken tahliye sağlanması gibi uygulamalarla takdir topladı.
Günlük ölüm sayısı 5’e düştü
Dünkü (13 Nisan) rakamlara göre son 24 saatte sadece 408 yeni vaka ve 5 vefat açıklandı. Yoğun bakımdaki toplam Covid-19 hastası sayısı geçen hafta 245’ten 208’e, bu hafta ise 167’ye düştü. Lizbon’un boğa güreşi arenasını bir sahra hastanesine dönüştürme planları şimdilik rafa kaldırıldı. 2005-2015 yılları arasındaki kemer sıkma politikası boyunca yıllarca yetersiz kalan ödenekler yüzünden sağlık çalışanlarının önemli bir kısmının çevre ülkelere göç ettiği Portekiz, aşılama oranında henüz yüzde 18.3 seviyelerinde.
Ani bir yükseliş olmadıkça, sağlık hizmeti salgınla başa çıkabilecek gibi görünüyor.