YPG/PGY, Beşşar Esad’ın devrilmesinin ardından ilan edilen Suriye’nin yeni bayrağını, kontrolündeki bölgelerde dalgalandırma kararı aldığını duyurdu.
Daha önce siyah, yeşil ve beyaz zemin üzerinde 2 yıldız şeklindeki bayrak aynı zemin üzerinde 3 yıldızlı olacak şekilde kullanılmaya başlanmıştı.
YPG/PYD, 3 yıldızlı bayrağı geçerli bayrak olarak kabul ederek bütün resmi kurumlara çekeceklerini bildirdi.
Yapılan açıklamada, “Suriyelilerin iradesinin zafere ulaşması ve baskıcı rejimin devrilmesi vesilesiyle, Suriye’nin kuzey ve doğu bölgesindeki Demokratik Özerk Yönetim’in tüm kurumları üzerinde bağımsızlık bayrağınının çekilmesi kararı alındı” denildi.
Rudaw TV’den gazeteci Rawin Sterk, Mazlum Kobani’nin Colani ile görüşmek üzere Fransız ve ABD’li bir heyetle Şama gittiğini iddia etti
SDF genel komutanı Mazlum Abdi, Ronahi TV’de sorulara cevap verdi:
“Kabul ettiğimiz bayrak, Baas rejimi döneminin Suriye Arap Bayrağı değil, kuruluşumuzda da kabul ettiğimiz ve şu an tüm bileşenlerin kabul ettiği Suriye Bayrağı’dır”
Süleyman şah türbesi
“Türkiye’nin Süleyman Şah Türbesi ile ilgili uluslararası hukukta bazı hakları var. Biz, bu hakla bir sorunumuzun olmadığını, hatta bu konuda gelip türbeyi yerleştirebileceklerini ve kendimizin de yardımcı olabileceğimizi ifade ediyoruz. Bu türbe taşındığında da bizler Türkiye’ye yardımcı olmuştuk.
Biz, payımıza düşeni yapmaya hazır olduğumuzu söyledik. ABD bu konuda aracıdır. (Türkiye’den) Bize henüz bir dönüş sağlanmadı.”
HTŞ ve SDG ilişkilerine dair…
“HTŞ bizimle resmi ilişki kurdu ve bizimle herhangi bir sorunlarının olmadığını ifade ettiler. Ancak Türkiye’ye bağlı çeteler bizlere saldırdı. Bu sorunun çözülmesi için görüşmeler devam ediyor. Bizlerden ve HTŞ’den heyet var, görüşen. Tabii heyetimizin daha üst düzeyde bir görüşme gerçekleştirmesi için Şam’a gitmesi gerekiyor. Doğal olan da budur tabii ki…”
Minbic’te ne oldu?
“Bir ateşkes ilan ettik, koalisyon güçleri de aracıydı. Bir anlaşmaya gidildi. Ancak çatışmalar hala devam ediyor maalesef. Ateşkes pratikte karşılık bulmadı.
Bizler Minbic’ten silahlı güçlerin tamamen çekilmesi ve kentin sivil meclisler tarafından yönetilmesi konusunda anlaştık. Ancak hala bu hayata geçirilmedi.
Tişrin’de de çatışmalar yaşandı. Şimdilik durmuş durumda. Umarım yarın bu ateşkes hayata geçirilir.”
Hedef Kobani mi?
“Türkiye’ye Kobani’ye saldırılmaması gerektiğini ilettiler. Dostlarımızın bu baskısı devam ediyor. Kobani’yi IŞİD’e karşı nasıl savunduysak burada yine savunuruz.
Bu konuda tüm hazırlıklarımız mevcut. Ancak dostlarımız bir saldırı olmaması için uğraşıyor.”
Derezor’da neler yaşandı?
“Derezor’daki durum farklı. Batı yakasına bir süre içip güvenliği sağladık ve geri çekildik. Türkiye’nin yansıttığı gibi bir şey yok. HTŞ ile bazı anlaşmalar çerçevesinde çalışmamızı tamamladık ve çekildik.
Şimdi bir istikrar söz konusu. Ne onlar bu tarafa (doğu yakası) ne de bizler o tarafa karışıyoruz.”
”Ruslar yardım istedi, reddettik”
“Açık konuşacağım; Türkiye, Rusya’yı çağırdı ve HTŞ’nin saldırı yapacağını bildirdi. Rusya da bize bu bilgiyi verdi. Ruslar, bizlerden bu konuda (HTŞ saldırısına karşı) yardım istedi.
Bizler reddettik ve onlarla bir sorunumuzun olmadığını söyledik. Sorunlarımızın farklı olduğunu söyledik.
Bizler Rusların kandırıldığını düşünüyoruz.
Tahmin etmediğimiz tek şey Şam’ın bu kadar erken düşmesi oldu… Yoksa saldırı olacağından haberdardık.
Artık yeni bir Süreç başlıyor
Suriye’de yeni bir durum çıktı ortaya. Uluslararası düzeyde bir yeniden yapılanma olduğu açık. Böyle krizli gitmeyeceği kesin. Geçici bir durum yaşanıyor. Baas rejimi çözüme gelmedi ve çözüldü. Artık siyasi bir süreç başlıyor.
Bizler tüm bileşenlerin temsilcilerinin nu süreçte yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için de topraklarımızı savunmalıyız ki bu sürece katılabilelim.”
Toprakları işgal edilenler soruyor: Bizim durumumuz ne olacak?
“inanıyorum ki sorun her zamankinden daha çok bu sorunun çözülmesi olanakları var. Artık savaşa ihtiyaç yok. Savaş tüm Suriye’de durdu. Halkımızın topraklarına geri dönme hakkı var.
Örneğin Afrin’e yerleştirilenlerin tamamı, savaş gerekçe gösterilerek yerleştirildi. E şimdi savaş bitti ve bunlar topraklarına geri dönüyor. Haliyle Afrinlilerin de topraklarına geri dönmesi gerekiyor elbette.
Bunun için de elbette diyaloğa ihtiyaç var. Ben savaşa değil, diyaloğa ihtiyaç olduğuna inanıyorum.”
“Bu parçanın temsilcisiyiz”
“Şu ana kadar çözümün gelişmemesinin temele nedeni bizim görüşmelere dahil edilmemizden kaynaklanıyordu. Şimdi siyasi bir süreç başlıyor ve biz de bu parçanın temsilcileri olarak bu sürece katılmak istiyoruz.
Şayet bizler muhatap alınmazsak siyasi çözüm süreci başarıya ulaşamaz.”