Altılı Masa 12 Şubat 2022’de kurulduğundan beri bitmeyen ortak cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışması, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu’na gelen siyasi yasakla birlikte bugün Altılı Masa’nın da önüne geçmiş görünüyor.
Kulislerde sorulmayan soru yok: İmamoğlu, masanın ortak adayı olabilecek mi? Olursa, iktidarın ve yargının engeline mi takılacak? İyi Parti İmamoğlu’nda ısrar ederken, CHP İyi Parti’nin önüne geçebilecek mi? Altılı Masa İmamoğlu’na siyasi yasağın kesinleşmesi ihtimaline karşı yedek aday listesi yapmalı mı, yapmamalı mı? CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ne olacak? İyi Parti lideri Akşener İmamoğlu’yla kucaklaşarak Altılı Masa’nın “ağır ablası” mı oldu? Akşener ne derse, o mu olacak?
Bu soruların uzayıp gitmesinde elbette İyi Parti lideri Meral Akşener’in İmamoğlu hakkındaki 2 yıl 7 ay 15 gün hapis kararını duyar duymaz, Berlin’deki Kılıçdaroğlu’yla konuşmadan, bir görüş alışverişinde bulunmadan Ankara’dan yola çıkması ve gidip İstanbul’da İmamoğlu’yla “anne-oğul, bacı-kardeş” tarzı kucaklaşması büyük rol oynadı.
Bugün Ankara’da İyi Parti kulislerinde dolaşan hemen her gazeteci, akademisyen ya da araştırmacı, sohbet ortamlarından uzaklaşıp kendisiyle baş başa kaldığında “Akşener’in Altılı Masa’daki ağırlığı artıyor. İmamoğlu’nu isteyen Akşener, hukuki bir engel çıksa bile masaya kendi adayını dayatabilir. İmamoğlu olmazsa Mansur Yavaş olabilir” diye düşünüyor.
İmamoğlu ile Yavaş’ın “seçilebilecek, kazanabilecek” aday olarak halen İyi Parti teşkilatlarınca öne çıkarılması hiç boşuna değil. Süreç ilerledikçe İyi Parti’den “İmamoğlu ya da Yavaş” seslerinin daha da yükselmesi öngörülüyor. İyi Parti’nin kendi tabanına karşı stratejisi böyle. Bu strateji başından beri böyle. Değişmesi zor. Tabanla böyle konuşan, anlaşan İyi Parti, Altılı Masa’daki işbirliğinin iyi yürümesi için de olanca gücüyle çalışıyor. En çok da Akşener çalışıyor.
Akşener’in Altılı Masa’ya zarar vermemek için ne kadar hassas davrandığına onunla zaman zaman bir araya gelen biz Ankara gazetecileri doğrudan şahidiz.
Akşener dedi bunları: Söylediğim her söz, yaptığım her hareket yanlış ve saçma yerlere çekilebilir ama ben Altılı Masa’yı hedefinden uzaklaştırmak isteyenlere, masayı dağıtmak isteyenlere fırsat vermeyeceğim.
Daha başka ne mi dedi? Biz riske atmak istemiyorsak seçimi, CHP de atmak istemiyor. Kemal Bey hiç atmak istemiyor. Birlikte karar vereceğiz. Birlikte vereceğimiz karar en doğru karar olacak.
CHP’den Akşener tanımı: Dinamik, hızlı
Peki; CHP’yle işler sarpa sarmasın diye bu kadar gayret gösteren Akşener daha Kılıçdaroğlu ile konuşmadan İstanbul yollarına düşüp neden İmamoğlu’yla kucaklaştı? Bunu kimler sorun etti? Akşener bunun böyle olacağının farkında değil miydi?
“İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istemeyen CHP’liler, İyi Parti’yi sevmeyenler sorun etti” değerlendirmeleri özellikle CHP kulislerinde dalga dalga yayılsa da, CHP kurmayları genel başkan Kılıçdaroğlu’ndan talimat almışçasına Altılı Masa’daki işbirliğine vurgu yapıyor:
“Akşener, Altılı Masa kurulduğundan beri böyle. Nasıl? Canlı, hızlı, dinamik. İmamoğlu’na yasak kararı çıktığında Akşener Türkiye’deydi. Kılıçdaroğlu Berlin’de. Akşener, Altılı Masa’nın temsilcisi olarak oraya gitti. İki lider sürekli görüşüyor, birlikte hareket kararı alıyor. Kılıçdaroğlu sorun etmedikçe, başkalarının sorun etmesi bir şeyi değiştirmiyor.”
Akşener’e söyleyeceğini Kılıçdaroğlu söyleyecek demek ki.
Nitekim öyle de oldu. Kılıçdaroğlu, Akşener’in belediye başkanlarına adaylık mesajı vermesi konusunda “İçişlerimize karışılmamalı. Her partinin kendi kuralları var” sözleriyle çıkıştı. “Yok, bu bir sitem” diye düzeltiyor CHP’li kurmaylar. Düzeltsinler bakalım.
Öyle ya da böyle iki liderin senkronizasyonu tutturmak için biraz daha uğraşacakları ortada. Kim ne kadar uğraş verir ya da vermez? Onu da göreceğiz.
Altı lider 26 Aralık’ta buluşuyor: Gecikmeyelim, toplanalım
CHP ile İyi Parti kurmayları; Akşener ile Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na destek için Saraçhane’de yapılan mitingin hemen ardından uzun bir görüşme gerçekleştirdiğini ve kendi aralarında bir “yapılacaklar listesi” belirledikten sonra daha önce halka söz verildiği gibi Altılı Masa’nın çalışma takvimini hızlandırma kararını yinelediklerini söylüyor.
Akşener ile Kılıçdaroğlu “Temel Karamollaoğlu’nun rutin sağlık kontrolleri de bittiğine göre gecikmeyelim, toplanalım” kararı aldı. İki lider de ortak cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına girmek, iktidarın bu tartışmalarla gerçek gündemi kapatmasına neden olmak istemiyor.
Altılı Masa liderleri 26 Aralık’ta Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde toplanacak. Liderler, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçişin Yol Haritası” metnini son bir kez daha değerlendirip kamuoyuna açıklayacak. O metinle ilgili konuşan bir CHP’li, “Yetkili ama yetkilerini paylaşan bir cumhurbaşkanı modeli ortaya konacak. O cumhurbaşkanının keyfi davranamayacağı da kurallara bağlanacak” diyor.
200 sayfalık seçim beyannamesi de hazır
Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayının seçim beyannamesi niteliğindeki çalışma da tamamlandı. Üzerinde 70 gündür çalışılan beyanname, 200 sayfa. Muhalefetin seçimi kazanması durumunda “hükümet programı”na dönüşecek beyannamede, herhangi bir niyet ya da tespit yer almıyor. Beyannamede tarımdan eğitime, sağlıktan ekonomiye muhalefetin temel sorun alanlarına dönük somut eylemleri kısa bilgiler halinde sıralanıyor: “İlk ve ortaöğretimde öğrencilere ücretsiz yemek verilecek. Devlet kredi, burs ve yurt imkanlarını artıracak” vb.
Seçim beyannamesinin de 2023 başında kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor. İşte o paylaşımdan sonra da ortak cumhurbaşkanı adayının açıklanması söz konusu olacak.