Yaklaşık bir buçuk yıl önce Kolombiya’nın Buenaventura Limanı’nda Türkiye’ye yola çıkmadan önce ele geçirilen 4 ton 928 kilo kokain hakkında kafalarda biriken onlarca soru var; bunların başında da bu gemilerin kime teslim edileceği yani kokainin sahibinin kim olduğu geliyor.
Olayın Kolombiya makamları tarafından açıklanmasından sonra gözler doğal olarak iki ülke arasında kurulması beklenen işbirliğine çevrildi. Ne var ki aylar geçtiği halde iki ülkenin ilgili kurumları arasında herhangi bir temas olmadı. Konu bir aşamada, Sedat Peker’in suçlamalarına cevap vermek için televizyona çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soruldu, o da bu iletişimsizliği pandemi koşullarına, heyetlerin gidip gelmelerindeki zorluğa bağladı. Programda, sanal toplantılar dünyasında böyle bir şeye gerek olup olmadığı sorulmadı, konu da kapanmış göründü. Ta ki Türk narkotikçilerinin geçtiğimiz ay yaptığı açıklamaya kadar…
Türkiye Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı 10 Ekim’de Twitter hesabından, “Kolombiya Buenaventura Limanı’nda Türkiye’ye gönderileceği iddia edilen 4 ton 900 kilogram kokain ele geçirilmesiyle ilgili Kolombiya narkotik birimi ile sıkı işbirliğimiz devam etmektedir. Ancak Kolombiya adli makamlarına iletilen adli yardımlaşma talebimiz henüz cevaplanmamıştır” açıklamasını yaptı.
Gerçek Gündem gazetesi, bu açıklamayı Kolombiya makamlarına sordu. Devamını, konuyu geniş bir dosyada ele alan teyit.org’dan izleyelim:
“Gerçek Gündem gazetesi 17 Kasım tarihli özel haberinde paylaştığı İspanyolca belgelerle, Uyuşturucu Ticaretiyle Mücadele İhtisas Müdürlüğü Hukuk Ekibi Koordinatörü Maria Cecilia Jimenez Rodriguez’in Türk Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nı yalanladığı, Kolombiya Ulusal Başkanlığı’nın, Narkotik’in tweetinden 17 gün önce, 22 Eylül 2021’de Türkiye’den adli yardımlaşma talep ettiğini öne sürdü.
“Aynı gün Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Engin Özkoç da Twitter hesabından gazetenin yayınladığı İspanyolca belgelerle, Narkotik, 10 Ekim’de Kolombiya’da yakalanan 4,9 ton kokainle ilgili Kolombiya’dan ‘adli yardımlaşma’ talep ettik, cevap alamadık dedi. Kolombiya, 22 Eylül’de Türkiye’den ‘adli yardımlaşma’ talep ettik diyor. Hangisi doğru Süleyman Soylu? diyen bir paylaşım yaptı.
“Emniyet Genel Müdürlüğü 17 Kasım tarihli basın açıklamasında, Adalet Bakanlığı üzerinden Kolombiya’ya iletilen adli istinabe (tanığın ifadesinin bulunduğu yerdeki mahkemece alınması) talebine bugüne kadar cevap alınmadığı, Kolombiya adli makamlarından Türkiye Adalet Bakanlığı’na herhangi bir adli yardımlaşma talebi gelmediğini söyledi. Kolombiya narkotik biriminden alındığı söylenen İspanyolca belgede, 22 Eylül tarihinde Türkiye’ye adli istinabe talebinde bulunulduğuna ilişkin ifade yer almadığını belirten emniyet, belgelerin resmi tercümelerini de paylaştı.
“Gerçek Gündem gazetesi ise 18 Kasım tarihli haberinde, emniyetin belgelerde eksik bölüm yayınladığını, gazetenin ulaştığı belgelerde ilgili yerlere yer vermediğini öne sürdü.
“Aynı gün Emniyet Genel Müdürlüğü yaptığı açıklamada belgenin Türkiye’ye yapılan istinabe talebi bulunmadığı, Kolombiya makamlarının kendi aralarındaki yazışmaya ait olduğu belirtti.
“Gerçek Gündem gazetesi 22 Kasım tarihinde özür ve düzeltme yayınlayarak, çeviride sehven hata yapıldığını açıkladı. 22 Eylül’de Türk makamlarına gönderildiği sanılan yazışmanın aslında Kolombiya makamlarının kendi aralarında yaptığı iç yazışma olduğunun anlaşıldığının altı çizildi. Gerçek Gündem konuyla ilgili haberleri kaldırdı.”
O dedi, bu dedi, 4,9 ton kokain 1,7 yıldır yakalandığı yerde yatıyor
Teyit.org’un incelemesi, olayın iki ülke arasında top gibi gidip geldiğini, mevcut bilgilerle soruşturmanın bir türlü gelişmemesinin sorumlusunun Türkiye tarafından çok Kolombiya tarafı olduğunu gösteriyor.
Öyle veya böyle; şurası çok açık ki bu soruşturma yürümüyor ve bilgilerin saniyelerle dünyanın bir ucundan öbür ucuna gidebildiği bu internet çağında bunun nedeninin ‘iletişim sorunları’ olduğunu kimse söyleyemez.
Belli ki mutfakta birileri var fakat onlar yemeği pişirmek için orada bulunan aşçılar değil; tam tersine onlar yemeğin pişmesini engellemek için oradalar.