Emniyet’in son dönemde suç örgütlerine düzenlediği iki büyük operasyon olan “Demir Yumruk” ve “Sarallar” soruşturmaları kapsamında 600’ün üzerinde gözaltı yapıldı. Şu ana kadar iki operasyonda toplam 70’in üzerinde tutuklu var.
Bu derece büyük operasyonlarla ilgili olarak, şu ana kadar hükümetten yalnızca bir açıklama geldi. Her iki büyük operasyonun da başladığı 28 Haziran’dan bir gün sonra gazetecilere konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Demir Yumruk” operasyonu için şunları söylemişti:
“Demir Yumruk operasyonu devam edecek. Bu operasyon için çok sabrettik. Bir buçuk yıldır ilmek ilmek dokunan bir operasyondu.”
Soylu, “Demir Yumruk”la aynı gün başlayan, Sarallar suç örgütüne yönelik operasyon hakkında ise bir açıklama yapmadı.
Hükümetin bu derece büyük operasyonlar konusunda bu kadar sessiz kalması dikkat çekiyor.
Operasyonların uzandığı çevrelerin geçmişten bugüne siyasetle ve iktidarlarla olan bağlantıları ve temasları dikkate alınınca, akıllara devletin içinde ve çevresinde bir güç mücadelesinin başlayıp başlamadığı soruları geliyor.
Çakıcı “Demir Yumruk”un neresinde?
Demir çelik sektöründe faaliyet gösterdiği tespit edilen üç ayrı suç örgütünün soruşturulduğu “Demir Yumruk” operasyonunda en dikkat çeken isim Erol Evcil. Geçmişte Nesim Malki cinayetinin azmettiricisi olduğu suçlamasıyla yargılanan Evcil, kamuoyunda Alaattin Çakıcı’ya yakınlığıyla biliniyor.
“Demir Yumruk” operasyonunun kökeninde yer alan 2004 tarihli, altında dönemin KOM Daire Başkanı Hanefi Avcı’nın imzası olan raporda da, Çakıcı ve Evcil’in demir çelik sektöründe suç örgütü kurdukları ve fabrikalara el koymaya başladıkları anlatılıyordu. 18 yıl önceki raporda bahsedilen birçok olay bugün “Demir Yumruk” operasyonu kapsamında soruşturuluyor.
Bu bilgiler ışığında operasyonun, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “dava arkadaşım” dediği Çakıcı’ya doğru ilerleyebileceği, en azından Çakıcı’ya yakın isimleri hedef aldığı yorumu yapılabilirdi.
Ancak gazeteci Tolga Şardan bugün (8 Temmuz) Çakıcı ile Evcil’in arasının Çakıcı’nın cezaevinde olduğu dönemde bozulduğunu yazdı. Bu doğrultuda bir bilgi aldığını ifade etti.
Çakıcı ile Evcil arasında 25 milyon dolarlık bir alacak meselesi olduğunu ve Çakıcı’nın cezaevinden Evcil’e “çıkınca mallarına el koyacağım” mesajı gönderdiğini belirten Şardan, “Çakıcı, geçmişten kalan defterlerin hesaplarını teker teker kapatıyor sanki” yorumunu yaptı.
Soylu, neden Sarallar soruşturmasıyla ilgili bir açıklama yapmadı?
“Demir Yumruk’u ilmek ilmek dokuduk” diyen Soylu, Sarallar soruşturmasıyla ilgili özel bir açıklama yapmamıştı.
Tolga Şardan bu soruşturmayla ilgili olarak da, bu operasyonun Berat Albayrak-Süleyman Soylu kavgasıyla bağlantılı olabileceği yorumlarının yapıldığını aktardı.
Emniyet’ten bir kaynağının “bu operasyon olmaması gereken bir operasyon” dediğini söyleyen Şardan, Sedat Şahin liderliğindeki suç örgütüyle ilgili bir dosyada, Sarallar suç örgütünün firari lideri İlyas Saral ile Soylu’nun yakınlığının dolaylı olarak yer aldığını hatırlattı.
Şardan’ın bahsettiği dosyada, Sarallarla aralarında uzun zamandır husumet bulunan ve kanlı çatışmalara giren Sedat Şahin liderliğindeki “Şahinler” örgütü mensuplarının aralarındaki konuşmalarda Saralların Soylu ile yakın ilişkiler kurduğunu iddia eden ifadeler yer alıyordu.
Sarallar soruşturmasında MHP MYK üyesi Şahin Gürz ve MHP Şişli İlçe Başkan Yardımcısı Aziz Zengin’in tutuklanması da, operasyonun ardında Soylu-Albayrak çekişmesinin yattığı iddiaları açısından dikkate değer bir durum.
İlyas Saral’dan yeni bir Sedat Peker çıkar mı?
“Sarallar” örgütünün firari lideri İlyas Saral’ın hakkındaki adli dosyanın operasyona dönüşü sırasında kayıplara karıştığını belirten Tolga Şardan, Sarallar soruşturmasıyla ilgili ikinci bir görüş olarak “Soylu’nun, zaten bağlantısı bilinen Saral’a yönelik operasyon yapılmasına yeşil ışık yakarak özellikle Sedat Peker’in bir yılı aşkın süredir devam eden itham ve iddialarıyla yıpranan imajından kurtulmaya çalıştığı” yorumlarının yapıldığını aktarıp şu soruyu sordu:
“Bu dosyanın devam eden sürecinde İlyas Saral, yurtdışından sosyal paylaşımlar yapan yeni bir isim olarak karşımıza çıkarsa şaşırmalı mıyız?”
Geçen sene yurtdışından sosyal medya paylaşımları yapmaya başlayan Sedat Peker, kendisine Soylu tarafından “bir süre yurtdışına çık” telkini yapıldığını öne sürmüştü.
İlk çektiği videolarda Soylu’yla ilgili konulara girmeyen Peker, kendisine yapılan operasyonun ardında Berat Albayrak ve çevresinin olduğunu öne sürmüştü.
Peker, Soylu’nun kendisinden “pislik” diye bahsetmesinden sonra Soylu’dan bahseden videolar çekmeye başlamış ve bunun nedeninin de “pislik” ifadesi olduğunu açıklamıştı.
Bugün de Sarallar soruşturmasıyla ilgili bazı yorumların tam da Peker’in kendisiyle ilgili olarak anlattığı süreçle benzerlikleri düşünülünce, Soylu’nun Sarallar soruşturmasındaki suskunluğu belki yeni bir Peker yaratmama çabası anlamına geliyordur.