Demokratların ve Trump karşıtı Cumhuriyetçilerin kurduğu 6 Ocak Kongre Baskını Komitesi araştırmalarına ve kamuya açık oturumlarına devam ediyor. Komite, Haziran 2021’den bu yana toplam 1000 tanık dinledi, 14.000 belge inceledi. Trump’ın en yakın çalışma arkadaşları, çocukları, hatta fotoğrafçısı dahil birçok kişi yemin ederek komiteye ifade verdi. Kongre’nin kurduğu araştırma komitelerinin tanıklık talebine icabet etmemek veya bu komitenin sorularına hatalı yanıt vermek federal bir suç. Bu nedenle Komite’nin elde ettiği belgelerin veya tanıklık ifadelerinin kritik bir önemi var.
Komitenin ilk halka açık oturumu Haziran 2022’de düzenlendi. Bu oturumu 20 milyon kişi canlı yayında izledi. Bugüne kadar toplamda 8 kamuya açık oturum gerçekleşti.
Komitenin elde ettiği beyanlara göre tablo net. Donald Trump, 6 Ocak Kongre baskınını Fox News kanalından takip etti, müdahale etmeyi uzun bir süre reddetti, güvenlik güçlerine herhangi bir talimat vermedi ve baskını gerçekleştirenlere mesajını en yakın çevresine dahi direnerek uzun süre yayınlamadı. Trump ayrıca kazanmadığını bilmesine rağmen seçim sonuçlarını tersine döndürmek için eyalet yöneticileri üstünde baskı kurdu, Başkan Yardımcısı Mike Pence’in kendisiyle iş birliği yapmaması üzerine Pence’i de göstericilerin hedefi haline getirdi.
Bugün ABD’de 6 Ocak Kongre Baskını’na katılan göstericiler FBI tarafından aranıyor, teker teker bulunup ağır suçlamalar altında yargılanıyor, fakat göstericileri Kongre’ye çağıran ve Komite bulgularına göre Kongre Baskını’nın gerçekleşmesi için göstericileri cesaretlendiren Donald Trump hiçbir ceza soruşturmasına tâbi değil.
Kongre’nin araştırma komitesi bir yargı organı değil, fakat yemin altında ifade aldığı ve ciddi deliller topladığı, bu delilleri bir mantık çerçevesinde bir araya getirdiği için önemli bir kurum. Herhangi bir mahkeme bu delilleri kullanarak bir yargı süreci yürütebilir. Biden hükümetine bağlı Adalet Bakanlığı da bu delillerden ve komiteye verilen ifadelerden yararlanıp soruşturmanın kapsamını genişletebilir. İşte meselenin en tartışmalı kısmı da burası.
Acaba Adalet Bakanlığı, 6 Ocak Kongre Baskını Komitesi’nin elde ettiği deliller doğrultusunda soruşturmanın kapsamını genişletip Donald Trump’ı da dahil edecek mi?
Adalet Bakanlığı her ne kadar teorik olarak bu tür kararları bağımsız bir şekilde alsa da Bakanlığın siyasi açıdan Biden’dan bağımsız hareket etmesi hayatın olağan akışına aykırı. Adalet Bakanlığı, 2022 Kasım seçimlerine 4 ay kala böyle bir karar alıp Trump’ı soruşturma kapsamına alırsa bu tamamen siyasi bir karar olarak değerlendirilecek. Özellikle Biden hükümetinin, 2024’te Cumhuriyetçi Parti başkan adayı olması neredeyse kesin olan Donald Trump’a bir soruşturma açması, Trump’ın seçimlere 2 sene kala sanık koltuğuna oturtulması büyük bir siyasi baskı olarak algılanabilir.
Fakat, Biden hükümetinin de hareket alanı oldukça kısıtlı. Kasım 2022 ara seçimlerinde büyük ihtimalle Kongre Cumhuriyetçilerin hâkimiyetine geçecek ve Cumhuriyetçilerin ilk işi bu 6 Ocak Komitesi’ni dağıtmak, benzer araştırma komitelerini Biden, ailesi ve Demokratlar konu başlıklarında oluşturmak, aynı süreçleri farklı sebeplerle Demokratlar ve Biden aleyhinde yürütmek olacak.
Cumhuriyetçiler, Demokratlar ne yaparsa yapsın, bu süreçler ne kadar makul bir biçimde yürütülürse yürütülsün hukuk ile siyaset ister istemez iç içe geçecek ve ortalık karışacak.
Donald Trump’ın seçim döneminde sanık sandalyesine oturtulup oturtulmayacağı hem hukuki hem siyasi açıdan zor bir karar. Yargılama yönündeki bir karar ABD Başkanı Joe Biden ve hükümeti tarafından verilmiş bir karar olarak algılanacak. Demokratlar verecekleri kararın siyasi sonuçlarını göze alıp bir plan izleyecek; hukukun üstünlüğüyle siyasi bir hesaplaşmanın arasındaki ince çizgiyi gözetmedikleri sürece ABD için hem 2022 hem 2024 seçimleri 2020’ye nazaran çok daha sancılı geçecek.