MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 5 Ekim’de partisinin grup toplantısında kullandığı “bölücü kebapçılar” metaforunun bambaşka ve çok ciddi bir bağlamı vardı. Önceki cümlelerle birlikte okunduğunda Bahçeli’nin “bölücü kebapçılar” metaforuyla HDP’yi ve HDP’lileri kast ettiği çok açıktı. Bakalım…
Bahçeli’nin cümleleri tam olarak şöyleydi:
“Yumurta, et, süt, peynir fiyatlarının artışından, vicdani olmayan zamlı ürün satışlarından samimi olarak sızlananlara hak veriyor, bir şey demiyorum. Fırsatçıların peşine gidiliyor. Vatandaşın kesesine göz diken yağmacılardan da hesap soruluyor. Destekliyoruz, sonuna kadar gidilmesini istiyoruz. Fakat vatandaşlarımızın çabasını istismar edip, pireyi deve yapanlara da terörün acıklı maliyetini hatırlatmak görevimizdir. Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır.”
Buradaki kritik kelimeler “terörün acıklı maliyeti…”
Bahçeli, bu üç kelimeyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yerel seçimlerinde terörle Türkiye’nin ekonomik sorunları arasında kurduğu bağlantıyı bir kez daha, veciz bir biçimde kurmuş oluyordu. Hatırlayalım, Erdoğan’ın 9 Şubat 2019’da Aydın’da yaptığı konuşmayı:
“Soğana patatese ümit bağlamışlardı geçen seçimde. Şimdi domatese bibere sarılmış durumdalar. Bunları konuşarak oy toplayacaklarını sanıyorlar.
“İdlib’te Cerablus’ta Mehmet’im tanklarıyla toplarıyla bu teröristleri yok etti mi?
“Ben buradan patatesçilere domatesçilere sesleniyorum o bir tane merminin bedelini biliyor musun sen? Bunlar nereden geldi biliyor musun sen?
“Gabar’a, Cudi’ye helikopterlerimiz buraya uçarken yapılan yatırımların ne olduğunu hesapladın mı sen? Bay Kemal bunları konuşmaktan vazgeç. Sen 18 Mart 1915 Çanakkale ruhunu bilir misin?”
Erdoğan, üç yıl önce ekonomik sıkıntı içindeki halkı “olacak o kadar, savaştayız” diye teskin etmeye ve anlayışlı olmaya çağırmıştı. Bahçeli ise şimdi ilaveten ekonomik sorunların (özellikle işsizliği zikrediyor) sorumluluğunu hükümetten alıp terörden sorumlu tuttuğu HDP’nin ve HDP’lilerin sırtına yüklemeye çalışıyor: Siz terör yapıyorsunuz, biz de mecburen “mermi” alıyoruz, halkımız da o yüzden sıkıntı çekiyor, demeye getiriyor.
Sonraki cümlede geçen “bölücü kebapçılar” da -önceki cümleyle birlikte okunduğunda- belli ki bir zamanlar yine polemik konusu olan ünlü “kebap yiyen HDP’liler” fotoğrafına bir gönderme…
Bahçeli’nin metin yazıcıları, metaforlarının kolayca anlaşılacağını düşünmüş ama manzara meydanda; anlaşılmamış. Denebilir ki bu “münafık muhalifler” domuz gibi anladılar anlamasına da, sırf espriyi kurtarmak için tecâhül-i ârifaneden geliyorlar… Fakat MHP’lilerin de anlamadığına ve şifreyi çözmek için muhtelif izah denemelerine girişmelerine ne diyeceğiz?
Önceki gün Halk TV’de İsmail Saymaz, Bahçeli’nin ne anlatmak istediğini sorduğu bazı MHP yetkililerinin cevaplarını aktardıktan sonra durumu şöyle özetledi: “Benim anladığım, onlar da anlamamış neyi kast ettiğini…”
Dün de Nevzat Çiçek denemiş şansını… Derlediği hasatı Twitter’da şöyle aktardı:
“MHP yetkililerinin bana söylediği: ‘Adanalı kebap düşkünü ve kebapçı esnaflarıyla en yakın olan bir lider nasıl olur da kebapçıları hedef alır… Oradaki kasıt, işi kebap gibi olanlar, işsizlik için elini taşın altına koymayanların işsizlikte katkıları var anlamındadır…”
Bu artık çok tuhaf. İnsan kendi reisinin sözlerinin başını sonunu okur, ondan sonra konuşur.
Bence şu haberde sözü edilen “MHP’liler” her kimse, bir tek onların tahmini isabetli:
“MHP’liler, Devlet Bahçeli’nin ‘bölücü kebapçıların işsizlikte payı var’ sözleri hakkında yapılan eleştirilere, HDP ve CHP’lilerin kebap yediği fotoğraflarla cevap verdi.”
Bu ilginç tartışmanın gizlediği hayat-ı hakikiye sahnesine gelirsek… Aslında Erdoğan da haklı Bahçeli de: Bir ülke savaştaysa, orada işsizliğin, hayat pahalılığının olması kaçınılmazdır. Halk buna itiraz etmiyorsa, yani kendisini yönetenlerin, silahla çözülemeyecek sorunları silahla çözme ısrarına karşı bir sözleri yoksa, o zaman bu işin doğal maliyetine katlanmasını da bilmeleri gerekir.
Mermi pahalı.