ABD’yi 11 Eylül’den sonra en derinden sarsan olaylardan biri olan 6 Ocak Kongre Baskını sonrasında Demokratların çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi, olayın sorumlularını ortaya çıkarmak ve detaylarını halka açıklamak amacıyla özel bir araştırma komitesi kurmaya karar verdi. Cumhuriyetçiler ilk başta iki partinin de eşit temsil edildiği bağımsız ve tarafsız bir komite kurulması fikrini desteklese de Donald Trump bu fikre sert bir şekilde karşı çıktı, bu komitede yer alacak Cumhuriyetçilerin siyasi kariyerlerini bitireceğini, Cumhuriyetçi adaylık önseçimlerinde rakiplerini destekleyeceklerini açıkladı. Bu cadı avı tehditinin üzerine Cumhuriyetçi Parti yönetimi kararını değiştirdi ve komiteye yönelik desteklerini geri çekti. Araştırma komitesinin sadece Demokratlardan oluşması durumunda halk nezdinde taraflı olarak algılanmasının önüne geçmek için Demokrat Parti yönetimi Trump muhalifi Cumhuriyetçilerle iletişime geçti.
Trump’a ve partinin ortak kararına karşı gelme cesaretini sadece iki Cumhuriyetçi gösterebildi: Wyoming Temsilciler Meclisi üyesi Liz Cheney ve Illinois Temsilciler Meclisi üyesi Adam Kinzinger. Cheney ve Kinzinger, Trump’ın 2020 seçim sonuçlarını reddetmesi ve Kongre baskını öncesinde düzenlediği miting ile halkı baskını gerçekleştirmek için yönlendirdiği iddiasıyla düzenlenen azil oylamasında da Trump aleyhinde oy kullanan isimlerdendi. Trump bu kararın üzerine söz verdiği gibi “cadı avına” başladı. Trump’ın hedef göstermeleri neticesinde Kinzinger bir daha seçime girmeyeceğini ve Kongre’den emekli olacağını açıkladı. Liz Cheney ise Trump’a karşı parti içinde mücadeleye devam edeceğini vurguladı, fakat Cheney artık Trump’ın desteğini kazanmak istediği için giderek radikalleşen Cumhuriyetçilerin hedefindeydi.
Cumhuriyetçi Parti’deki Son Kale: Wyoming
Liz Cheney, George Bush döneminin etkili başkan yardımcısı Cumhuriyetçi Dick Cheney’in kızı. Bush yönetimi sırasında Dışişleri Bakanlığı’nda görev alan, ABD’nin müdaheleci dış politikasını ve rejim değişikliklerini destekleyen bir kamu görevlisi. Parti içinde sevilen bir isim olan babasının aktif siyaseti bırakması üzerine aile mirasını devam ettirmek, aktif siyasete atılmak üzere 2014 yılında Wyoming Senatör aday adayı olan Liz Cheney, soyadına rağmen başarız bir kampanya yürüttü ve adaylıktan çekilmek zorunda kaldı. Kampanyasında yaşadığı en büyük zorluk ise eşcinsel evlilik konusuydu. Liz Cheney, kız kardeşi evli, çocuklu bir lezbiyen olmasına ve Dick Cheney kızının cinsel kimliği nedeniyle açık bir şekilde eşcinsel evliliği destekleyen nadir Cumhuriyetçilerden biri olmasına rağmen eşcinsel evliliği desteklemediğine dair bir açıklama yaptı. Wyoming tutucu bir eyalet olmasına rağmen Cheney’in kendi ailesinden birini siyasi çıkar uğruna bir nevi satması büyük tepki topladı, Cheney’in lezbiyen kardeşi kamuoyuna kardeşinin adaylığını desteklemediğini açıkladı, Liz Cheney’in dürüstlüğü sorgulandı.
Başarısız senatörlük adaylığının ardından Liz Cheney, 2016 yılında boşalan Wyoming Temsilciler Meclisi adaylığı koltuğunu hedef olarak seçti ve ABD’nin en küçük eyaleti Wyoming’ten Temsilciler Meclisi üyesi seçilmeyi başardı. Dış politika alanındaki uzmanlığı, soyadının getirdiği ağırlık nedeniyle hızlı bir şekilde Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçi Grubu içerisinde yükselen Cheney, grup yönetiminin en güçlü üçüncü ismi oldu, fakat dış politika konusunda Trump yönetimi ile hiçbir zaman uzlaşmadı. Rusya ile daha sert ilişkiler, Ortadoğu’da daha fazla angajmanı savunan Cheney, açık bir şekilde Trump’ı eleştiren nadir isimlerden biri oldu. Trump ve Cheney arasındaki ipler ise 2020 seçimlerinde koptu.
Trump’ın seçim sonuçlarını reddetmesi Cheney için bardağı taşıran son damlaydı. Cheney açık bir şekilde Biden’i tebrik etti, Trump’ın seçim sonuçlarını reddetmesini kınadı ve Kongre baskınının doğrudan Trump tarafından yönlendirildiğini belirterek azil oylamasında Trump’ın görevden alınması, siyasi yasak getirilmesine yönelik oy kullandı.
Trump ise Cheney’in bu tavrını unutmadı. Trumpçı Cumhuriyetçiler, Cheney’in parti grubu yönetiminden alınması için çaba harcadı ve parti yönetiminin de Trump’ın sözünü dinlemesi sonucu Cheney grup yönetiminden kovuldu. Wyoming Cumhuriyetçi Parti teşkilatı ise Cheney’i artık desteklemediklerini ve bir Cumhuriyetçi olarak görmediklerini açıkladı. Cheney’in 6 Ocak Kongre Komitesi’nde üye ve başkan yardımcısı olarak görev almasının ardından ise Cumhuriyetçi Parti resmi bir şekilde Cheney’i kınadı, önseçimde rakibini destekleyeceklerini ima etti. Trump ise aktif bir şekilde Cheney’in önseçiminde rakibini destekleyeceğini açıkladı.
Cheney’in Ağustos 2022’de gerçekleşecek önseçiminde ise Trump’ın, partisinin desteklediği rakibi ise eski yakın arkadaşlarından Harriet Hageman. Hageman, Cheney’in kampanyasında çalışmış ve Cheney ile beraber 2016’da Trump’ın adaylığını engellemek için çabalamış bir isim. Rüzgar Trump’tan yana esmeye devam edince saf değiştiren, ateşli bir Trump destekçisi olan Hageman, şu anda Cheney’e “sahte Cumhuriyetçi, kripto liberal” diyor, kendisini ağır bir şekilde eleştiriyor.
Anketlere göre Cheney, Ağustos 2022’deki önseçimleri Trumpçı rakibi Hageman’a karşı kaybedecek gibi duruyor, fakat Cheney siyasi ikbali uğruna doğru bildiğini savunmaktan vazgeçmedi ve 6 Ocak Kongre Baskını Araştırma Komitesi’nin başkan yardımcısı olarak aktif görev aldı. Komitenin etkin bir şekilde çalışması ve Cumhuriyetçi, muhafazakar seçmene bulgularını ulaştırması için özel bir çaba gösterdi.
Trump yargılanacak mı?
6 Ocak Kongre Baskını’nı araştırmak için kurulan özel komite, sıradan bir komitenin ötesinde. Türkiye’de zaman zaman darbeleri, geçmişte yaşanan karanlık olayları araştırmak için özel araştırma komisyonları kuruldu. Fakat bu komisyonların yaptırım gücü veya raporlarının etkinliği ABD’deki gibi değildi. ABD’de Kongre’nin kurduğu araştırma komitelerinin ifade davetini kabul etmemek, davete icap etmemek suç. Kongre’nin resmi davetine rağmen ifade vermeyi reddedenler tutuklanabiliyor. Ayrıca Komite’nin verdiği sorular karşısında yalan söylemek de suç. Bu nedenle ifade verenler büyük bir dikkatle konuşuyor, yalan söylememek için özel bir çaba harcıyor.
6 Ocak Kongre Komitesi’nin amacı ise Kongre Baskını ile Trump arasındaki bağlantıyı ispat etmek. Bu kapsamda komite toplamda 1000 tanığı dinledi, 14.000 belge inceledi. Tanıkların önemli bir kısmı Trump döneminde Beyaz Saray’da çalışan Cumhuriyetçilerden oluşuyor. Komite üyeleri öncelikle kapalı kapılar ardında tanıkları dinledi, belgeleri oluşturdu, çeşitli görüntü kayıtları elde etti. Haziran ayı itibariyla da artık ABD halkına öğrendikleri bilgileri açıklama kararı aldılar ve özel bir iletişim ekibi oluşturarak elde ettikleri bilgileri en dikkat çekici şekilde halka açıklamaya başladılar. Komitenin ilk halka açık toplantısını yaklaşık 14 milyon kişi canlı izledi. Halk parklarda, evlerde toplanarak hem şenlik hem de derin bir endişe havasında toplantıyı takip etti. Elde edilen bilgiler şok ediciydi.
Toplantının açılışında Liz Cheney, komiteye konuşan bir görgü tanığının seçim sonuçlarını Trump lehine çevirme baskısını reddeden başkan yardımcısı Cumhuriyetçi Mike Pence’i asmak isteyen göstericilere Trump’ın hak verdiğini duyduğu bilgisini açıkladı. Cheney ve komite üyelerine göre Trump’ın yakın çalışma arkadaşlarının itiraflarına ve komiteye verdiği belgelere göre, Trump Kongre baskınını bizzat koordine etmiş ve Biden’ın seçim zaferinin resmen kabul edilmesini engellemek amacıyla bir nevi bir darbe girişiminde bulunmuştu. Komitede konuşan en dikkat çekici isimlerden biri de Trump’ın kızı Ivanka Trump’tı. Ivanka Trump, komitenin sert kuralları gereğince yalan açıklama yapmadı ve babasını zor duruma sokacak açıklamalarda bulundu. Ivanka Trump, seçim sonuçlarının hilesiz olduğuna inanan dönemin Adalet Bakanı Barr ile aynı sayfada olduğunu, babasının hileli seçim iddialarını desteklemediğini açıkladı. Donald Trump ise kızını yalanladı ve kızının sadece saygıdan ötürü Barr ile çelişmediğini kendi kurduğu sosyal medya platformu Truth’tan duyurdu.
Komite bir yargı organı değil, fakat yemin beyanı altında ifade topladığı için elde ettiği bilgiler mahkemeler tarafından kullanılabilir. Komite eğer 6 Ocak Kongre Baskını ve Trump arasındaki bağlantıyı basit, somut şemalar ve başarılı bir kamusal iletişim stratejisi ile açıklarsa 5 ay sonra gerçekleşecek Kasım 2022 ara seçimlerinde bazı ılımlı Cumhuriyetçilerin oy tercihleri değişebilir, mahkemeler bu beyanları kullanarak Trump’ı sorumlu tutma konusunda adım atabilir. En kritik kurum ise Biden hükümetine bağlı Adalet Bakanlığı. Adalet Bakanlığı’nın mevcut yürüttüğü Kongre baskını soruşturması henüz Trump’ı yargı sürecine dahil etmedi. Adalet Bakanlığı, Komite’nin bulgularını yakından takip ediyor ve her türlü belgeye erişiyor. Bu nedenle Komite’nin bulguları üzerine soruşturmanın kapsamını genişletebilir, Trump’ın yargılanmasına yönelik adımlar atabilir. Fakat 2024 seçimlerine iki sene kalan bir atmosferde Trump’ın başkan adayı olması durumunda Biden rakibinin yargılanmasına yönelik bir karar verirse halihazırda görev onayı %39’a düşen Biden’a yönelik tepkiler artacak, Trump destekçilerinin mobilize olması kolaylaşacaktır. Bu nedenle Biden yönetiminin karar verme süreci oldukça belirsiz ve çetrefilli.
Parti mi, Anayasa mı?
Liz Cheney, Trump’ın gazabından korkan diğer mevkidaşlarının aksine parti sadakati yerine anayasaya bağlılığını esas aldı ve hukuksuzluklar karşısında tepkisini açıkça ortaya koydu. Her ne kadar koltuğunu kaybedecek olsa da sessiz kalmak yerine, tutarlı bir ahlaki pozisyonunu benimsedi. Cheney büyük ihtimalle Ağustos’taki önseçimi kaybedecek, Trump’ı hala çok seven Cumhuriyetçi taban tarafından “hain” olarak adlanladırılacak, Cumhuriyetçi olması nedeniyle de asla Demokratlar tarafından benimsenmeyecek, samimi bulunmayacak, bir nevi siyasetten silinecek. Fakat, Cheney milyonlarca insanın gözü önünde gerçekleşen bir hukuksuzluk karşısında siyasi ikbalini kenara koyup doğrunun ve hukukun yanında pozisyon alarak ABD’ye köprüden önce son bir çıkış imkanı sunuyor. 2024 seçimlerinde Trump’ın tekrardan seçim sonuçlarını reddetmesi ve olası bir darbe teşebbüsünde bulunması riski karşısında kurumların ve hukukun üstünlüğünü, parti aidiyetlerinin kenara bırakılıp anayasadaki temel ilkelerin dikkate alınması ve hukuksuzluklar karşısında herkesin hesap verebilir olması gerektiğini hem kendi hem öteki mahallelerden gelen tepkilere rağmen yüksek sesle dile getiriyor, kaosun ortasında sakince bir çıkış yolu sunuyor.