Ana SayfaANALİZLERErdoğan da Orban gibi seçim günü ‘aile kurumu ve LGBT referandumu’na mı...

Erdoğan da Orban gibi seçim günü ‘aile kurumu ve LGBT referandumu’na mı hazırlanıyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “başörtülü kadınlar için yasal güvence” teklifine karşı, Çarşamba günü başörtüsüyle birlikte “kadın ve erkeğin birleşiminden oluşan aile kurumuna da güvence altına” alacak anayasa değişikliği istemişti. Erdoğan bugün (7 Ekim) Prag dönüşünde uçaktaki gazetecilerin sorularını cevaplandırırken aileyle ilgili düzenlemelerin LGBT konusuyla bağlantısını kurdu: “Son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. Biz olması gereken neyse onu yapacağız…” Erdoğan’ın bu çıkışı akıllara Nisan 2022 seçimlerinde aynı gün, aynı pusulada LGBT ve aile kurumu hakkında bir referandum düzenleyerek muhafazakâr-sağ seçmenin iradesini etkilemeye çalışan Macar lider Orban’ı getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çarşamba günkü (5 Ekim) AK Parti grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtülü kadınlar için yasal güvence” teklifini eleştirmiş, yasanın yetersiz olacağını söyleyip anayasa değişikliği yapılmasını önermişti. Erdoğan, bu anayasa değişikliğinin kamu ve üniversitede başörtü özgürlüğünün yanı sıra “erkek ve kadının birleşiminden oluşan aile kurumunun güçlendirilmesi”ni de güvence altına alması gerektiğini söylemişti.

Erdoğan bugün (7 Ekim) Prag dönüşünde uçakta bir gazetecinin “Ailenin korunmasına yönelik değişiklikler” konusunda önceden hazırlık yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusuna yanıt verirken ‘aile’ düzenlemesi hakkında ilave bilgiler verdi:

‘’Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız zaten. Çünkü güçlü bir millet, güçlü aileden olur. Şimdi bizim bunun çalışmasını da yapmamız lazım. Çünkü son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT’yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim.”

Bu çıkışlar, iktidar sözcülerinin son haftalarda LGBT konusundaki sözleriyle birlikte değerlendirildiğinde akıllara Macaristan lideri Viktor Orban’ın uyguladığı referandum taktiğini getiriyor.

Viktor Orban ve muhafazakâr popülist Fidesz, mecliste kabul edilen LGBT karşıtı bir yasanın ülkede düzenlenecek genel seçimlerle aynı gün oylanmasına karar verdi. Böylece Macaristan’da başbakanın ve meclisin seçileceği seçimlerde halkın önüne aile ve LGBT konularında dört soruluk bir referandum pusulası koyuldu.

Pusuladaki sorular şöyleydi: “Küçük çocuklara cinsiyet uyum ameliyatı propagandası yapılmasını destekliyor musunuz?”, “Devlet okullarında ailelerinin rızası olmadan çocuklara cinsel yönelim hakkında bilgi verilmesini destekliyor musunuz?”, “Küçük çocuklara cinsiyet değişim ameliyat görüntülerinin gösterilmesini destekliyor musunuz?”, “Çocuklara cinsel içerikli yayınların sansürsüz bir şekilde gösterilmesini onaylıyor musunuz?”

Orban seçim günü düzenlenecek  referandum ile seçim propagandasını bu konulara odaklamak istiyordu, fakat soruları seçmenin yüzde 50’den azı yanıtladığı için referandum geçersiz sayıldı. Oy kullanan seçmenlerin yüzde 90’ı ise sorulara “desteklemiyoruz” anlamına gelen “Hayır” yanıtını verdi. Yine de Orban’ın bu referandum taktiği nedeniyle seçimlerde muhalefet LGBT hakları konusunda hükümet ile tartışmaya girdi, muhafazakâr bir adayla seçime girmelerine rağmen muhafazakâr seçmenden beklenen desteği alamadı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre bir anayasa değişikliğinin mecliste kabul edilmesi için en az 360 milletvekilinin olumlu oyu gerekiyor. Cumhurbaşkanı, teklif 360-400 milletvekili ile kabul edilmişse metni referanduma sunmak zorunda, eğer olumlu oy sayısı 400’den fazlaysa, zorunluluk olmamasına rağmen takdir etmesi durumunda anayasa değişiklik önerisinin tamamını veya bazı maddelerini yine referanduma sunabiliyor. Şu anda Cumhur İttifakı’nın mecliste 334 milletvekili var, bu nedenle bir anayasa değişikliği için muhalefetten veya bağımsız vekillerden en az 26 vekilin desteği şart. Bu 26 vekilin desteği sağlanırsa Cumhurbaşkanı, mecliste kabul edilen ve Resmî Gazete’de yayımlanan bir anayasa değişikliğini referanduma götürebilir. Bu referandum ise Resmî Gazete’de yayımlanma tarihinden 60 gün sonraki ilk Pazar günü yapılır. Yani teknik olarak Cumhurbaşkanı, meclisteki Cumhur İttifakı ve bu anayasa değişiklik önerisine destek veren muhalif vekillerin koordinasyonuyla 2023 seçimlerinin düzenleneceği Pazar günü, aile, LGBT ve başörtüsü hakkında bir anayasa değişikliği düzenlenmesi ve Orban’ın taktiğinin uygulanması ihtimal dahilinde.

- Advertisment -