İngiliz yazar Simon Kuper’in 1994’te yayınlanan kitabının başlığı halen güncelliğini korumaya devam ediyor:
“Futbol asla sadece futbol değildir.”
Bu tarihi söz futbol özelinde söylenmiş olsa da, diğer spor dalları için de söylemek mümkün.
A Milli Kadın Voleybol Takımı oyuncusu Ebrar Karakurt’la ilgili yazın gündeme gelen tartışmalar, Formula 1’in Türkiye GP’sinde şampanya yerine gazoz patlatılması, Wushu Federasonu’nun aile saltanatıyla gündeme oturması akla gelen birkaç örnek.
Türkiye Basketbol Federasyonu’ndaki başkanlık seçimleri de bize basketbolun asla sadece basketbol olmadığını bir kez daha göstermiş oldu.
Peki üç adayın yarıştığı bu federasyon başkanlığı seçimi sürecinde neler yaşandı? Kapalı kapılar arkasında neler döndü? Bundan sadece birkaç ay öncesine kadar bir daha TBF Başkanı seçilmesine neredeyse ‘imkansız’ gözüyle bakılan Hidayet Türkoğlu nasıl yeniden ‘ezici’ bir oy farkıyla başkan seçildi?
Bu soruların cevabını bulabilmek için geçmişe kısa bir tur gezinti yapmamız gerekiyor.
Hidayet Türkoğlu’nun Türkiye dönüşü ve TBF’ye ‘atanması’
Basketbol kariyerine 1996-2000 yıllarında Efes Pilsen’de başlayan (Evet, bir zamanlar Anadolu Efes’in adı Efes Pilsen’di) Hidayet Türkoğlu, 2000 yılından itibaren aralıksız 15 yıl boyunca dünyanın en prestijli basketbol ligi NBA’de forma giymişti. Bu süre zarfında Türkiye A Milli Basketbol Takımı’nın da önemli oyuncularından biri olmuştu. Başarılarla dolu basketbol kariyerinin ardından Hidayet Türkoğlu için yeni bir dönem başlıyordu.
NBA kariyerini noktaladıktan sonra Türkiye’ye dönen Hidayet Türkoğlu, 16 Kasım 2015’te Ankara’nın emri ile Türkiye Basketbol Federasyonu’nun CEO’su olmuş, 16 Mart 2016’da Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı olarak atanmış, 26 Ekim 2016’da Ankara’da gerçekleşen TBF Olağan Genel Kurul’unda da oy kullanan 143 delegenin 113’ünün oyunu kullanarak federasyon başkanlığına seçilmişti.
Hidayet Türkoğlu’nun yerine seçildiği isim ise, bugün rakibi olacak olan ve TBF tarihinde en kısa süre başkanlık yapmış olan Harun Erdenay’dı.
30 Mart 2015 tarihinde Turgay Demirel’in yerine federasyon yönetim kurulunca oy birliği ile seçilen Erdenay, 27 Mayıs 2015’te gerçekleştirilen TBF başkanlık seçimlerinde de rakibi Lütfi Arıboğan’ı mağlup etmiş fakat yerini 26 Ekim 2016’da Hidayet Türkoğlu’na bırakmak durumunda kalmıştı.
150 milyon Euro’yu Türkiye’ye getirmediği için Erdoğan ile arası açıldığı iddia edilmişti
Başkanlık sürecinde kamuoyu tarafından ‘Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı’ kalkanı sebebiyle hak ettiği kadar eleştirilemeyen Hidayet Türkoğlu, son olarak ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaşadığı iddia edilen bir tartışma ile gündeme gelmişti.
Kendisine ait 150 milyon Euro parayı yurtdışında tutmakta Erdoğan’a rağmen ısrarcı olduğu iddia edilen Türkoğlu’nun istifa ettiği dedikoduları bile kulislerde uzun süre dolaşmıştı.
Bu yılın başlarında gündeme gelen bu iddiaları Hidayet Türkoğlu yine Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlığı kalkanı arkasına sığınarak yalanlamıştı.
Kamuoyunda çok dillendirilmese de, Ankara’da performansı çokça eleştirilen Hidayet Türkoğlu’nun TBF başkanlığına yeniden aday olup olmayacağı kestirilemiyordu.
Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Bakan Yardımcısı, Cumhurbaşkanı Danışmanı Hamza Yerlikaya’nın desteğini aldığı bilinen eski TBF Başkanı ve eski milli basketbolcu Harun Erdenay, seçimlerde kazanmasına en ihtimal verilen isimdi.
Yani aslında Ankara’nın iki farklı adayı vardı.
Fakat ne olduysa sonraki süreçte oldu.
Önce, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un paylaştığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı bakanlar ve danışmanları ile basketbol oynadığı anlara ilişkin video gündeme oturdu.
2 Ekim’de paylaşılan bu video hem ‘Cumhurbaşkanı ile Hidayet Türkoğlu buzları eritmiş’ yorumlarına hem de basketbol seçimlerinde Erdoğan’ın halen Türkoğlu’nun arkasında olduğu izlenimine yol açtı.
Bakan düzeyinde destek aldığı ve bu motivasyonla seçime girdiği bilinen Harun Erdenay ise bu durumda futbol tabiriyle ‘ofsayta’ düşüyordu.
Fakat Harun Erdenay vazgeçmedi, Hidayet Türkoğlu karşıtı oylara talip olmaya devam etti.
Geçmişte birlikte uzun yıllar görev yapmış olsa da arası pek iyi olmadığı eski federasyon başkanı Turgay Demirel’den yardım istedi. Demirel, Türkoğlu’nun kaybetmesi için Amerika’dan döndü ve Erdenay’ın kampanyasına katıldı.
Erdenay-Türkoğlu çekişmesi devam ederken, seçime bir isim daha dahil oldu. Eski milli basketbolcu ve antrenörü Erman Kunter.
Kunter, basketbol camiası tarafından yakından bilinen, güvenilen ve sevilen bir isimdi. Seçime gireceği liste de basketbol camiasının yakından tanıdığı kişilerden oluşuyordu.
Erman Kunter, diğer iki adayın aksine Ankara’nın desteğini almaya değil, projelerini ve eleştirilerini ortaya koyarak delegeleri etkileyerek seçimi kazanmaya çalışıyordu.
Kunter ve ekibinin isteği, delegeleri baskılardan kurtaracak, basketbol adına bir üçüncü yol oluşturabilmekti.
Fakat seçim süreci adil işlemedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hidayet Türkoğlu ile basketbol oynadığı görüntülerin ardından, TRT’nin yayınına sadece Hidayet Türkoğlu çıkarak adaylığı hakkında konuşma imkanı bulması kulislerde ‘Ankara Hidayet’in arkasında’ olarak okundu.
Böylece Ankara’nın iki adayından biri olan Harun Erdenay’ın ‘tercih edilmediği’ anlaşıldı. Bu da seçimi baştan kaybetmesi anlamına geliyordu.
Fakat Hidayet Türkoğlu’na karşı oyları almaya talip diğer isim, Erman Kunter bu noktada ön plana çıkıyordu.
Kısa sürede Anadolu’nun birçok bölgesini gezen Kunter ve ekibi, alt liglerdeki küçük kulüplerin desteğini kazanmıştı. Ege-Akdeniz bölgesindeki -iktidara muhalif- delegeler de Türkoğlu’na karşı oy olarak Kunter’i desteklemeye yakındı.
Kunter ve ekinin planı, bu şekilde konsolide edilen 40-50 oyu kullanarak çok delegeye sahip büyük takımlarla pazarlık masasına oturabilmek, onların da desteğini arkalarına alabilmekti. Bunu başarabilirlerse seçimi kazanma ihtimalleri oldukça yüksekti.
Seçimin kaderini etkileyen telefon
Kulislerde dolaşan iddialara göre, Kunter’in seçimi kazanamamasında gelen bir telefon etkili oldu.
Seçimden 3 gün önce, Pazartesi gecesi Kunter ve ekibi hiç beklemediği bir darbe aldı.
CHP Genel Merkezi’nden gelen bir telefonla Kunter’in ekibine, Harun Erdenay’ın kendilerinin önünde olduğu, Hidayet Türkoğlu’nun devrilebilmesi için seçimden çekilmelerinin ya da onun altında seçime girmelerinin gerektiği ifade edildi.
Kunter ve ekibi, bunun doğru olmadığını anlatmaya çalışsa da başarılı olamadı. Zira, iddialara göre işin arkasında Hidayet Türkoğlu’nu devirmeyi kafasına koyan Turgay Demirel vardı. Demirel, yakından tanıdığı Erdoğan Toprak aracılığı ile CHP Genel Merkezi’ni ikna etmişti.
Erdoğan Toprak CHP Genel Başkan yardımcısı olmakla beraber spor dünyasında ve iş dünyasında Demirören ailesine çok yakın birisi olarak tanınıyor. Toprak aynı zamanda geçmişte, Yıldırım Demirören başkanlığı zamanında Beşiktaş’ta yöneticilik de yapmış bir isim.
Böylece, özellikle Ege-Akdeniz bölgelerindeki iktidara muhalif olan ve Hidayet Türkoğlu’na karşı oy kullanacak olan delegelerin oyu Kunter’den Erdenay’a uçmuş oldu.
Kunter, Erdenay ile birleşme teklifini kabul etmedi
Son güne gelindiğinde sonuçlar oylamadan önce tahmin edilebiliyordu.
Kulislerde dolaşan bir başka bilgiye göre seçim günü Erman Kunter’e giden ‘Harun’la birleşin, Harun başkan olsun, yoksa ikiniz de kaybedeceksiniz’ teklifi reddedildi.
Seçimin sonuçlarını etkileyen bir diğer önemli kulis bilgisi ise, seçim günü delegelere yapılan baskı ve ‘tehditvari’ söylemler. Bu baskının temelini ise Türkiye Basketbol Federasyonu bütçesi oluşturuyor. TBF, 600 milyon lirayı aşkın bütçesi ile Avrupa’nın en büyük bütçelerinden birine sahip.
İddialara göre, delegelere “Hidayet Türkoğlu’na oy vermezseniz, bu bütçeyi oluşturan Cumhurbaşkanlığı’na yakın şirketler (THY, bazı müteahhitlerin şirketleri, Demirören grubuna bağlı bazı şirketler) sponsorluklarını geri çekerler” denildi. Bu şirketlerin sponsorluklarını geri çekmesi, Türkiye’de basketbolun iflası anlamına geleceği için delegeler bu riski göze alamadı.
Tüm bunlar bir araya geldi ve oluşan son şartları gören büyük kulüplerin delegeleri için pusula tamamen Hidayet Türkoğlu’na döndü. Sonuçta, Hidayet Türkoğlu seçimi farklı şekilde seçimi kazanmış oldu.
Üstelik Hidayet Türkoğlu, seçimden sonra yaptığı konuşmada kendisine yöneltilen “israf” eleştirilerine cevap vermek yerine ‘Kalite anlayışımızdan taviz vermeyeceğiz’ demeyi de ihmal etmedi.