Aykırı adlı internet sitesi 31 Temmuz günü abonelerine şu haberi geçti:
“Türkiye’nin dört bir yanında çıkan yangınlarda sabotaj şüphesi bulunurken, İstanbul Büyükada’da dikkat çeken bir gelişme yaşandı. 1’i yabancı uyruklu 3 kişi benzin bidonlarıyla yakalandı.
“Şahıslardan birinin Avustralya vatandaşı Michael D. olduğu öğrenilirken diğer iki kişinin isimlerinin Berna S. ve Gülnihal K. oldukları tespit edildi. Söz konusu şahısların, emniyetteki geçmiş suç kayıtları sorgusunda terör örgütü üyesi oldukları ortaya çıktı. Şahısların gözaltına alındığı belirtildi.”
Haberi Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül yalanladı.
Erdem Gül’ün açıklamasına rağmen site haberinin arkasında durdu. Habere göre Berna S. ve Gülnihal K. “terör örgütü üyesi”ydi, birçok farklı suç kayıtları ortaya çıkmıştı, zanlılar gözaltındaydı ve adliyeye gönderilmeleri bekleniyordu.
Haberde Berna S. diye bahsedilen Berna Söğüt, o gün Büyükada’da yaşananları Serbestiyet’e şöyle anlattı:
“Perşembe günü biri Avustralyalı iki arkadaşımla birlikte adaya gittik. Planımız bir gün kalıp cuma günü de geri dönmekti. Perşembeyi sıkıntısız adada geçirdik. Cuma günü öğle saatlerinde plajda otururken denizin içinde 25-30 litrelik atık yağ bidonunu gördük. Denize zarar verebileceği düşüncesiyle alıp çıkardık. Avustralyalı arkadaşımız Michael yukarıda bulunan çöp konteynerinin olduğu yere götürmek amacıyla bidonu aldı ve gitti. Konteynerin yanına koyarız, temizlik görevlileri gereğini yaparlar diye düşündük.
“Konteynerin olduğu yere gitmek için bir patika inilmesi gerekli. Michael tek başına bidonu götürüp konteynerin hemen yanına bırakmış. O sırada biz yanında değilken iki kadın Michael’ın çöpün yanına bidonu koyduğunu görünce ne yaptığını sormuşlar. Michael denizde bulduğunu anlatmaya çalışmış. Kadınlarla konuşurken oradan geçen bir zabıta yanlarına gelmiş. Zabıta bir kâğıda dökerek tutuşturmayı denemiş ve tutuşmadığını görmüş. Yanıcı bir şey değil çünkü.
“Michael geri geldiğinde bize bunları anlattı. Türkçesi yeterli olmadığı için zabıtayı polis sanmış, onu da kadınların çağırdığını düşünmüş. Biraz sonra o kadınlarla karşılaşınca ‘yangınlardan dolayı tedirginiz, o yüzden sorduk’ diyerek Michael’dan özür dilediler, konu kapandı.
“Biz plajda oturmaya, yüzmeye falan devam ettik. Biraz sonra 4-5 polis ve 2 zabıta geldiler. Michael’i karakola götürüp ifadesini alacaklarını söylediler.
“Ben polise durumu anlattım ve olayın tanığı iki kadın da zaten oradaydı. Onlarla da konuştuğumuzu, yanlış anlaşılmadan ötürü özür dilediklerini söyledim. Yanıcı olmadığını zabıta da denemiş diye anlattık. ‘Belki içinde kimyasal bir şey vardır. Formaliteden bile olsa karakola gelip ifadesi vermesi gerekli’ dediler. Tamam dedik. Michael’ın Türkçesi iyi olmadığı için ben de yanında gittim.
“Benim ortaokul öğrencisiyken burs aldığım dernek seneler sonra kapatılmış. Benimle ilgisi olmayan dernek soruşturmasında tanık ifadesi eksiğim olduğu için olay büyüdü.
“Bana çıplak arama yapmaya kalktılar. Savcılık kararımız var dediler. Varsa getirin gösterin dedim. Michael’ı -herhalde diplomatik sorun çıkar falan diye- çıplak aramaya kalkmamışlar. Sonra plajda bizi bekleyen arkadaşımız Gülnihal’i de getirdiler.
“Karakolda polisler birini çağırdı. Bilirkişi gibi biri. O kişi geldi bidonu inceledi ve içindekinin suyla karışık yağ olduğunu söyledi. Buna rağmen 2-3 saat daha karakolda vakit geçirdik. Kamera kayıtlarını incelediler, hangi saatte inmişiz, ne yapmışız, bütün sorduklarını teyit ettiler. Hiçbir şey çıkmadı. Yanıcı madde yok. Bizimle ilgili de bir şey çıkmadı. Salıverilme tutanağı da var elimizde. Büyükada Polis Merkezi’nden doğrudan salıverildik, herhangi bir suçlama, soruşturma yok. Hiçbir şey yok.
Gülnihal Koç (solda), Berna Söğüt (sağda).
“Hattâ gözaltı işlemi bile yok. Polislerin bize dediği, söyledikleriniz teyit edilene kadar gözetim altındasınız. Aynı günün akşamı saat 19:00 civarında serbest bırakıldık. 20:00 gibi de Büyükada’dan ayrıldık.
“Ertesi gün çıkan haberi gördük. Ben ve Gülnihal için bir sürü suç uydurulmuş. Adli sicil kayıtlarımızda hiçbir şey yok. Dediğim gibi her şey benimle ilgili bir suçlama olmayan bir soruşturmayla ilgili tanık ifadem. Gülnihal’in de öğrencilik yıllarında yasal bir üniversite dergisi sattığı için ceza falan almadığı kapanmış bir soruşturma… Hepsi bu.
Berna Söğüt’ün adli sicil belgesi.
Gülnihal Koç’un adli sicil belgesi.
“Deniz kirlenmesin diye bidonu çıkarıp, çöpe bırakmasaydık başımıza bunlar gelmeyecekti. İlk akşam kendi aramızda bu durumu konuşarak güldük bile. Ertesi gün bu haberlerle uğraşmaya başladık.”
Salıverme tutanağı.
Söğüt, yapılan haberlere dâvâ açacaklarını da söyledi.
Aykırı adlı internet sitesi haberini daha sonra değiştirdi, “zanlıların Adliyeye sevk edilmeleri bekleniyor” ifadesini çıkararak “serbest bırakıldıklarını” yazdı.
Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, Serbestiyet’e yaptığı açıklamada “Bize sabotaj soruşturmasına dair gelen herhangi bir bilgi yok. 31 Temmuz günü kaymakamımız ve ilçe emniyet müdürümüzle birlikte İstanbul Valiliği’nin aldığı ormanlara giriş yasağı kararını uygulamak için, ormanlık alanlara şerit çekmek için birlikteydik. Büyükada ve Heybeliada’daki ormanlık alanlara şeritleri çektik. Ne kaymakamımız ne ilçe emniyet müdürümüz böyle bir bilgi verdi. Emniyet birimlerimiz elbette bu konularda görevlerini yapacaklar. Olmayan bir şeyi varmış gibi yansıtarak elde edilecek bir şey yok” diye konuştu.