Salı günü (14 Haziran) Türkiye Gazetesi’nde çıkan habere göre, yeni seçim kanunu çerçevesinde il ve ilçe seçim kurullarına görev alıp almayacağı kurayla belirlenecek olan birinci sınıfa ayrılmış bazı hakimler, kuraya alınmamak için YSK’ya sağlık raporu sunmaya başladı.
6 Temmuz’a kadar tamamlanması gereken il ve ilçe seçim kurulları atamaları öncesi ortaya çıkan bu durumun nedenlerini ve bundan sonra konuyla ilgili neler olabileceğini Saadet Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Bülent Kaya ve Altılı Masa Seçim Güvenliği Komisyonu üyesi, Gelecek Partili Ayhan Sefer Üstün ile konuştuk.
Kaya, yeni seçim kanununun meclis genel kuruluna gelen halinde, il ve ilçe seçim kurullarına görev alıp almamayı belirleyen kuraya sadece isteyen hakimlerin katılabileceği şeklinde düzenlendiği, ancak genel kurula geldikten sonra birinci sınıfa ayrılmış tüm hakimlerin kuraya girmesi gerektiği şeklinde değiştirildiğini belirtti.
YSK’nın kararı, sağlık raporlarının geçerliliğini engelliyor
Rapor alan hakimlerle ilgili olarak YSK’nın hakimlik vazifesini yapabilecek her hâkimin bu vazifeyi de yapmak zorunda olduğuna ilişkin kararı olduğunu hatırlatan Kaya şunları söyledi:
“YSK, ‘bir hâkim ya da savcı sağlık sebeplerini gösterip kuraya dahil olmak istemiyorsa bu kişinin hakimlik, savcılık yapıp yapamadığına bakılmalı’ diyor. ‘Eğer bu görevleri yapıyorsa seçim kurullarında da görev yapabilir’ diyor.”
Kaya, YSK’nın normal zamanda görevine devam edemediği bir sağlık problemi olan hakimler dışındakilerin sunduğu sağlık raporlarının kabul edilmeyeceğini söyledi.
YSK’nın normal görevine devam edebilen hakimlerin seçim kurullarını belirleyecek kuraya da katılmasını zorunlu kılan kararını sağlık ve doğru bulduğunu belirten Kaya şunları söyledi:
“YSK’nın bu kararı, durumu kendi isteği doğrultusunda kötü niyetli olarak kullanmak isteyebilecek baskıcı bir iktidara karşı da hâkim ve savcıların elini güçlendirmiş olur. Bazı hakimler vicdanı ile cüzdanı değil vicdanı ile iktidarın baskısı arasında kalıyor. En azından hakimler topu YSK’nın kararına atarak, ‘Sağlık raporu alsam bile kuraya girmeme hakkım yok’ diyebilir.”
“Hakimler iktidardan yana tedirginlik yaşadığı için seçim kurullarına girmek istemiyor”
Bu tip mazeret bildiren hakimlerin olabileceğini daha önceden tahmin ettiklerini belirten Ayhan Sefer Üstün, “Hakimler iktidardan yana bir tedirginlik yaşadıkları için seçim kurullarıyla ilgili kuralara girmek istemedikleri kanaatindeyim” dedi.
Üstün, 2019’da tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri sürecini hatırlatarak şunları söyledi:
“2019’da yerel seçim sürecinde sandık başkanları, seçim kurulu üyeleri sıkıntı yaşadı. Evlere baskınlar yapıldı. İnsanlara bir suç örgütü üyesi gibi muamele edildi.
İnsanlar ‘ben bulaşmayayım’ diye düşünebilirler. İktidarın tavırları buna sebebiyet veriyor. 3 ay boyunca çalışacaklar, mevzuata da vicdanına da hâkim olması gerekiyor.”
“Tekrarlanan İstanbul seçimi sürecinde yaşananlar nedeniyle hakimler endişeli”
Kaya da hakimlerin iktidarın tutumlarından kaynaklı bir kaygı yaşıyor olabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Tekrarlanan İstanbul seçimlerinde seçim hakimlerinin yaşadıkları sıkıntıları gördükleri için hakimlerde belli ki bir tedirginlik, endişe var. Bu kaygı iktidardan da olabilir kişinin kendi bireysel iş yüküyle ilgili kaygılardan da olabilir.”
2019 sürecinde CHP’nin sandık güvenliğinin önemini gördüğü ve başarılı bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Üstün, altılı masa olarak bundan sonraki seçimlerde eşgüdüm halinde sandık güvenliğini sağlayacaklarını söyledi.
Üstün şunları söyledi:
“Bir oyun dahi zayi olmaması için çabalayacağız. İster iktidara gitsin ister muhalefete oy atılsın hiç fark etmez. Adil bir seçim yapılması için uğraşıyoruz. Kimin için atılmışsa atılsın tüm oylara biz sahip çıkmak istiyoruz.”