Van, İran İslam Cumhuriyeti ile 294 km’lik uzun bir sınır hattına sahip. İranlıların, sınıra karayoluyla bir saat mesafedeki kente olan ilgisi her geçen gün artıyor. Şu sıralar günde 3 bin civarında turistin geldiği kentte otellerin doluluk oranı yüzde 80’lere ulaşmış durumda.
İranlı turistler gündüz kentin turistik yerlerini gezerken, akşam saatlerinde zamanlarını alışveriş yaparak ve eğlence mekânlarında geçiriyor. Ağırlıklı olarak tekstil, kozmetik ürünleri, takı, ayakkabı satın alan turistler, ayrıca burun estetiği ve saç ekimi için de kenti tercih ediyor.
Gece saatlerinde kentteki yaşama hareketlilik kazandıran ‘İrani discolar’a yerli halk alınmıyor. İranlılar ailece uğradıkları bu mekânlarda genelde Farsça müzik eşliğinde eğlenerek dans ediyor.
Neredeyse her dükkânın camında Farsça yazıların olduğu kentteki esnafın çoğu asgari düzeyde Farsça öğrenmiş ya da müşteri hacmini arttırmak için İranlı personel istihdam etmiş durumda.
Cafe, bar, lokanta, bakım merkezleri ve giyim mağazalarının yanı sıra kentte revaçta olan bir başka sektör de tur düzenleyen firmalar. Bu firmalar turistleri sık sık Van Gölü, Akdamar Adası gibi tarihi ve coğrafi öneme sahip yerlere veya çevre il ve ilçelere gezmeye götürüyor.
Vanlılar İranlı turistleri can suyu olarak görüyor. TÜİK verilerine göre son 10 yılda göç vermeye başlayan kentte ilk kez şu sıralar yüzler gülüyor. Kente giren sıcak parayla ülkedeki mali krizin etkileri kısmen de olsa aşılmış vaziyette.
Bu potansiyel Vanlıların İranlılara bakışını önemli ölçüde dönüştürmüş. Muhafazakâr kimliği ile bilinen ve İranlı turistlerin ‘ahlaksızlık’ ile itham edilerek kampanyaların yapıldığı kentte artık bir kabul söz konusu. Bireysel bazı çıkışların dışında kentte İranlılara dönük olumsuz bir tepki yok.
Günlük 2-3 bin arasında turist giriş yapıyor
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Doğu Anadolu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Cevdet Özgökçe, yeni Van’ı şöyle anlatıyor:
“İran pazarı, ekonomik sorunlar yaşayan Van’a bir can suyu oldu. Günlük 2000-3000 arasında İran’dan misafirimiz geliyor. Otellerimizin doluluk oranı şu an yüzde 80 dolaylarında. Gelen her turist bin dolar civarında para harcıyor. Bu durum ilimize ve ülkemize büyük katma değerler sağlıyor.
“İç pazarda sıcak para yok. Şu kentin piyasası dönüyorsa bu turistlerin sayesinde dönüyor. İranlılar temelde buraya üç sektör için geliyorlar: Yemek, eğlence ve alışveriş. Tekstil anlamında Türkiye’nin en ucuz şehriyiz. Yemeğimizi de seviyorlar, damak tadımız onlara uygun. Ten rengimiz bile bir. Çünkü yüzyıllardır komşu olan iki ayrı milletiz.”
Kapıköy sınır kapısının daha işlevsel kullanılması talep ediliyor
Özgökçe, Van-İran sınırındaki Saray ilçesinde bulunan Kapıköy sınır kapısının günün belli saatlerde çalışmasının sorun yarattığını anlatıyor:
“Bizim gümrük kapımız 09.00-15.00 saatleri arasında günde altı saat hizmet veriyor. Türkiye’de en son yapılan modern sınır kapılarından. Türkiye’deki 39 kara hudut kapısından 37 tanesi 24 saat hizmet veriyor. Kapıköy sınır kapısının 24 saat çalışması için hiçbir engel yok. Açılması lazım çünkü turistler kısıtlı bir kapıdan içeri girmek istemezler.”
Özgökçe, sözü daha önce Tahran-Van arasında gerçekleşecek uçak seferleri için yaptıkları çalışmaya getiriyor ancak burada başarılı olamadıklarını söylüyor:
“Geçtiğimiz yıl İran-Van arasında çalışacak bir uçak kiraladık. Van Ferit Melen Havaalanı ile anlaştık. İlk uçağımız hava muhalefetine takılmasına rağmen bize anlaşmamızın çok üstünde bir fatura kestiler. İkinci uçağımız geldi, yine anlaşmanın üzerinde bir fatura kesildi. Bu süreç böylece tıkandı. Devam edebilseydi Erbil-Van ve Erivan-Van seferleri de başlayacaktı. Maalesef gerçekleşmedi.”
Discolar İranlıların favorisi
İranlılar eğlenmek için Van’ı bir vaha olarak görüyor. Bu yüzden en çok eğlence mekânlarına ilgi gösteriyorlar.
Akşam saatlerinde sokaklara karışan İranlılar, sabah geç saatlere kadar deyim yerindeyse kenti canlı tutuyor. Alkol tüketimi de oldukça fazla. Bu yüzden tercih ettikleri mekânların başında discolar geliyor.
Gruplar halinde eğlence mekanlarına giden İranlılar, Vanlılar ile aynı ortamda bulunmayı çok da tercih etmiyor. Tam da bu tercih nedeniyle sadece İranlıların girebildiği eğlence mekânları açılmış ve sayıları her geçen gün artıyor.
Türkiye’nin ve Van’ın ilk İran discosu olan Festa Disco’ya uğruyoruz. Saat 19.00 suları olmasına rağmen mekânda kimsenin olmaması ilk görüşte şaşırtsa da ziyaretlerin 21.00 civarında başladığı ve sabah saatlerine kadar sürdüğü bilgisini alıyoruz Disco’nun sahibi Deniz Aşan’dan. “İranlılar Van’ın rengini değiştirdi’’ diyor Aşan:
“Pandemiden sonraki süreçte İranlıların gelmesi kentin ekonomisini düzeltti. Acil kan gibi oldu. İranlılar hem ticaret için geliyorlar hem de alkol, disco gibi orada yasaklı olan şeyleri burada yaşamak istiyorlar. Van’a gelen İranlılar genelde alt kesimlerden oluyor, zenginler daha çok metropollere gidiyor.”
Van’ın ve Türkiye’nin ilk İran tarzı disco işletmesi olan Festa Bar’ın sahibi Deniz Aşan.
“Burada sosyal patlama yaşıyorlar”
Aşan, İran’daki yasaklardan bahsediyor ve sözü turistlerin burada özgürce eğlendiklerine getiriyor:
“Buraya geldiklerinde sosyal patlama yaşıyorlar. Orada da yapıyorlar ama daha saklı oluyor. Burada korkmadan, özgürce eğlenebiliyorlar. İran discosu olarak Türkiye’de ilk biz vardık. Şu an Van’da sayıları her geçen gün artıyor. Çoğunu İranlılar kuruyor.”
“Neden kent halkıyla bir araya gelmekten çekiniyorlar?” diye sorduğumuzda, “Müzik kültürü, dans kültürü ve dil farklılıkları gibi nedenler sıralanabilir buna” cevabını alıyoruz.
Van’ın muhafazakâr bir kent olduğunu ancak son yıllarda dönüştüğünü kaydeden Aşan’a göre Vanlılar İranlılara ekonomi merkezli bakıyor ve bu nedenle İranlıların kentteki yaşamı pek de sorun yaratmıyor.
Giyim mağazalarına hücum…
İranlıların rağbet ettiği bir başka alan giyim mağazaları… Tüm zamlara rağmen Van’da tekstil ürünleri İran’a göre hâlâ çok ucuz.
Turistler, buradan aldıkları ürünleri kendi şehirlerinde çok yüksek meblağlar ile satabiliyor. Bu yüzden gelen turistlerin tamamı kişisel ihtiyaçlarını karşılamak ve ticaretini yapmak gibi amaçlarla yüklü miktarlarda alış veriş yaparak dönüyor ülkelerine.
Bazı büyük giyim firmalarının Van şubelerinin yaptığı satışlar ülke ortalamasının çok üstünde. Ancak yerel esnaf bu durumdan şikâyetçi. Bu firmalarla rekabet şansı olmayan esnaflar çözümü fiyatları düşürmekte ve İranlıların daha çok ilgi duyacağı ürünlere yönelmekte arıyor.
Giyimci esnafı Erol Yatçı.
Van’da İranlıların en çok ilgi gösterdiği yerel bir giyim mağazasına giriyoruz. Müşterilerinin kahir ekseriyet İranlılar olan mağazada genelde kapalı sayılabilecek tarzda ürünler satılıyor. Mağaza yöneticisi Erol Yatçı’ya göre turistlerin giyim sektörüne faydası çok fazla. İranlıarın ticari amaçla da giyim ürünleri aldığının altını çizen Yatçı şöyle devam ediyor:
“İranlıların olmadığı günlerde işimiz vasat. Oldukça memnunuz. Satın aldıkları ürünler buradakilere sattıklarımızla aynı. Özel bir talepleri yok. Alışverişin iki boyutu var. Bazen kişisel ihtiyaçları için alıyorlar bazen de buradan götürüp ülkelerinde satıyorlar. İstanbul’a gitmiyorlar çünkü nakliye ve uçak fiyatları uçmuş. Bu yüzden buradan alması onun için daha avantajlı. Burası oraya göre daha ucuz. Bizde 100 TL’ye aldığı ürünü kendi mağazasında 300 TL’ye kadar satabiliyor.”
Kafeler ve lokantalar dolup taşıyor
Alışveriş mekânlarının yanı sıra kent merkezindeki neredeyse her lokanta ve cafede İranlı müşterilere rastlamak mümkün. Eşiyle beraber kente tatil yapmaya gelen Hoosein Asghari ile konuşuyoruz. Bir kafede nargile içen çifte Van’ı nasıl buluyorsunuz diye sorduğumuzda şu cevabı alıyoruz:
“Van’ı çok beğeniyoruz. Kültürler birbirine yakın. Yemeklerini ve coğrafyasını çok beğeniyoruz. İstanbul veya Antalya’ya gitmeye gerek yok, burada tatil yapmak daha uygun bize. Van halkı da bize saygı duyuyor, hiç sorun yaşamıyoruz.”
Van’a tatile gelen İranlı Ashgari çifti.
Esnaf yöntemleri: Çift dilli tabelalar, İranlı personel
Van’da birçok dükkânın camında, girişinde veya dükkân reyonlarında Farsça yazılara rastlamak mümkün. Bu çift dilli uygulamaya geçen esnafların neredeyse çoğu temel düzeyde de olsa Farsça öğrenmiş durumda. Hatta bazı büyük esnaflar daha kolay iletişim sağlamak ve iş hacmini arttırmak için İranlı personel de istihdam ediyor.
Öte yandan bu devasa potansiyel bazı İranlılar için de bir fırsat yaratmış. Birçok İranlı kendi vatandaşlarına hizmet vermek üzere iş yeri açmış durumda. Bunların arasında Azeri kökenli İranlıların çoğunlukta olması dikkat çekiyor. Esnaflık yapan İranlıların yöneldiği alanlar ise genelde telefonculuk, cafe, lokanta ve pansiyon işletmeciliği.
Kentteki esnafların çoğu Farsça tabela veya yazılar kullanmaya başladı.
İranlıların işlettiği mekânlar çoğalıyor
Kentin en işlek sokaklarından olan Şemsiyeli sokakta İranlı Farshad Habibi’nin açtığı cafeye uğruyoruz. Anne tarafı Van’ın Özalp ilçesinden bir Kürt, baba tarafı ise Urmiyeli Kürt olan Habibi, 2 sene önce açtığı cafeye ‘Tahran‘ ismini vermiş. Müşteri kitlesinin tamamını İranlılar oluşturuyor. Çifte vatandaş olan Habibi, konuşmasına şikâyetle başlıyor:
“Van’da İranlıları dolandıran bir kesim var. Otelciler, taksiciler veya lokantalar. Normal vatandaştan aldıklarından daha çok alıyor İranlılardan. Bu durum turistleri itiyor, rahatsız ediyor. Bir daha ne Van’a ne de Türkiye’ye geliyor. Gürcistan tarafına gidiyorlar.”
Şu sıralar bir İran Riyali, 0,42 Türk Lirası’na denk geliyor. Habibi, bu tabloya dikkat çekiyor ve İran para biriminin TL karşısında hâlâ çok değersiz olduğunu dile getiriyor.
“Şu an İran parası liraya göre hâlâ çok değersiz. İki katı kadar. Eskiden daha fazlaydı. İranlılar eğlenceyi seviyor. Orada bazı şeyler serbest değil, Van da yakın, hemen atlayıp geliyorlar. Genelde İranlılar ile Vanlılar arasında çok az kontak oluyor. Dil farkı bunun en büyük sebebi. Türkçe veya Kürtçe bilmiyor İranlılar. Yine İran discoları var, ailece gidiyorlar bu yüzden bekâr veya yerli halktan istemiyorlar.”
Habibi, Van’da İranlılara karı olumsuz bir refleksin olmadığını ancak bazen bireysel taciz olaylarının yaşandığını ekliyor.
Kentte İranlıların açtığı iş yerlerinin sayısı her geçen gün artıyor.