ÖZEL HABER | “Kendini boğdu” denilen erin annesi Cazibe Horuz: “Yanağında morluk, kaşlarının ortasında yara izi vardı”

Terhisine 10 gün kala hayatını kaybeden ve ailesine intihar ettiği söylenen er İbrahim Halil Horuz’un annesi: “Babası ve amcaları, devreleriyle konuştu ama bir şey öğrenemedi. Oğlumun şahsi telefonunu istememize rağmen bize vermediler. Boğazında hiç iz yoktu. Ama yanağında morluk, kaşlarının ortasında yara izi vardı. Bir gün önce konuştuğumuzda çok neşeliydi. Küçük kardeşlerine hediyeler almış, bana da ‘Anne gelmeme az kaldı, kendini çok yorma’ demişti. Evini çok özlemişti. İntihar ettiğine inanmıyorum.”

Tezkeresine 10 gün kala hayatını kaybeden er İbrahim Halil Horuz (21) ile 2 ay önce alnından vurulmuş halde ölü bulunan er Celil Ağaç’ın (21) ailelerinin, çocuklarının ölüm nedenlerinin intihar olduğuna inanmadıklarını belirten sözleri Serbestiyet’in haberleriyle gündeme gelmişti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Savunma Bakanlığı’nın 2026 bütçesi görüşülürken CHP milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul konuyu gündeme getirerek, “kışlalarda yaşanan şüpheli intihar olaylarının yeterince soruşturulmadığını” söyledi.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, şunları söyledi:

“Bir yerde, mesela en son cumartesi günü Sivas’ta bir evladımız kendini asarak hayatını kaybetti. Bu intihar vakası tespit edildiği andan itibaren derhâl ailesine haber veriyoruz. Ailesi ‘Gelmek istemiyorum’ dese bile, tüm masraflarını karşılayarak aileyi birliğe getiriyoruz. Orada bir salonu kendilerine tahsis ediyoruz. Çocuğun, şehidimizin en samimi bütün arkadaşlarının, -erbaş ve erler tamamı- isteyenlerin hepsi, hiçbir subay, astsubay ya da rütbeli olmadan içeri giriyor. Onlar aileyle birlikte oturup konuşuyor, dertleşiyor. En sonunda kapıyı açıyorlar ve aile ‘Evet, buna razıyım’ ya da ‘Hayır, razı değilim, mahkeme devam etsin’ diyor. Aile söylemese bile zaten mahkeme süreci devam ediyor ancak aile mutlaka olayın tamamını en yakın arkadaşlarından dinlemiş oluyor. Bu, kâğıt üzerinde kalan bir prosedür değil; uygulamada taviz vermediğimiz bir ilkedir ve her intihar vakasında mutlaka uygulanmaktadır.”

“Babası ve amcaları gitti ama bir şey öğrenemedi”

İbrahim Halil Horuz’un annesi Cazibe Horuz, oğlunun Sivas’ta görev yaptığı birliğe davet edildiklerini belirterek Serbestiyet’e şunları söyledi:

“Babası ve amcaları Sivas’a gitti. Hem komutanlarıyla hem de devreleri erlerle konuşmuşlar ama bir şey öğrenememişler. Oğlumun şahsi telefonunu istememize rağmen bize vermediler.”

İbrahim Halil Horuz.

“Yanağında morluk, kaşlarının ortasında yara izi vardı”

“Pamukları ben kendi ellerimle çıkardım. Boğazında hiç iz yoktu. Ama yanağında morluk vardı, kaşlarının ortasında yara izi vardı. Oğlumun başına ne geldiğini bana söylesinler. Öğrenene kadar bu işin peşini bırakmayacağım.

“Ben oğlumun intihar ettiğine inanmıyorum. Eğer öyleyse de bunu bana kanıtlasınlar. Benim oğlumun başına ne geldi? Bu sorunun cevabını istiyorum.”

“Bir gün önce çok neşeliydi, kardeşlerine hediyeler almıştı”

Cazibe Horuz, hayatını kaybetmesinden bir gün önce oğluyla telefondaki konuşmasını anlattı:

“Oğlumun hiçbir sıkıntısı yoktu. Ölmeden bir gün önce konuştuk. Küçük kardeşlerine hediyeler, elbiseler almış. Bana da ‘Anne gelmeme az kaldı, kendini çok yorma’ dedi. Çok neşeliydi, evini çok özlemişti. Oğlum Kur’an okuyan, dindar bir çocuktu. İntihar etmenin ne demek olduğunu çok iyi bilirdi. Hiçbir psikolojik sıkıntısı yoktu.”

Önceki İçerikBarrack: Türkiye ve Yunanistan arasında arabuluculuk teklif ediyoruz. 1919’dan beri ulus devletler bizi engelliyor