İZLEMEK İÇİN
Sırrı Süreyya Önder, memleketi Adıyaman’dan 1915 sonrasında gittiği Fransa’da Nazi işgalcilere karşı savaşırken esir düşüp kurşuna dizilen hemşehrisi Misak Manuşyan’ın eşine son mektubunu 2010’da İstanbul Fransız Kültür Merkezi’ndeki anma programında okumuştu:
“Birkaç saat içinde artık bu dünyada olmayacağım.
Bugün öğleden sonra 15.00’te kurşuna dizileceğiz. Başıma gelen bir kaza gibi bu.
İnanamıyorum ama yine de seni bir daha göremeyeceğimi biliyorum. Sana ne yazabilirim? Kafamda her şey karmakarışık aynı zamanda da çok açık. Gönüllü asker olarak kurtuluş ordusuna girmiştim.
Zafere ve hedefe iki adım kala ölüyorum. Bizden sonra yaşayacaklara ve yarının özgürlüğünün ve barışının güzelliğini tadacaklara ne mutlu.
Fransız halkının ve tüm özgürlük savaşçılarının hatıramıza gereğince saygı göstereceklerine eminim.
Ölüme bunca yaklaşmışken ne Alman halkına ne de başka bir kimseye kin duymadığımı ilan ediyorum. Herkes layık olduğu cezayı ve mükafatı bulacak. Alman halkı ve diğer bütün halklar çok sürmeyecek olan savaşın ardından barış içinde ve kardeşçe yaşayacaklar. Ne mutlu onlara.
Seni mutlu edemediğim için derin bir pişmanlık duyuyorum. Bir çocuğumuz olsun çok isterdim. Senin de hep istediğin gibi. Onun için senden ricam savaştan sonra muhakkak evlenmen; beni mutlu etmek ve son arzumu yerine getirmek için bir çocuk yapman. Seni mutlu edebilecek biriyle evlen. Neyim var neyin yok hepsi sana, ablana ve yeğenlerime bırakıyorum. Savaştan sonra karım olarak savaş dulu aylığını bağlanabilirsin. Zira Fransız Kurtuluş Ordusu’nun nizami bir askeri olarak görüyorum.
Hatıramı yaşatacak olan dostların yardımıyla okunmaya değer şiirlerimi ve yazılarımı bastır. Anılarımı mümkünse Ermenistan’daki akrabalarıma ulaştırırsın.
Birazdan 23 yoldaşımla birlikte vicdanı rahat bir insanın dinginliği ve cesaretiyle öleceğim. Zira kişisel olarak kimseye kötülük etmedim. Ettimse bile kin ve nefret duymadan ettim.
Bugün hava güneşli. Güneşe ve onca sevdiğim güzelim tabiata bakarak hayata ve sizlere, sen çok sevgili karıma ve çok sevgili dostlarıma veda edeceğim.
Bana kötülük eden veya kötülük etmek istemiş olan herkesi affediyorum. Kendi postunu kurtarmak için bize ihanet eden ve bizleri satanlar hariç. Seni ve ablanı, beni uzaktan veya yakından tanımış tüm dostları sıkıca kucaklıyor ve göğsüme bastırıyorum.
Elveda, dostun, yoldaşın, kocan Manuşyan…”
“Seksen yıl önceden Sırrı’ya tercüman olmuş duygusuna kapıldım”
Jale Mildanoğlu ile eşi Zakarya Mildanoğlu 2010’da kaydettikleri video kaydını Serbestiyet’le paylaştı.
O akşamı ve bugün Sırrı Süreyya Önder’in sesinden yeniden o mektubu dinleyince hissettiklerini şöyle anlatıyorlar:
“İKİ ADIYAMANLI, MANUŞYAN ve SIRRI
Sırrı Süreyya Önder hemşehrisi, yoldaşı Misak Manuşyan ile buluşmak için yola çıktı.
Manuşyan 1906, Sırrı ise 1962 doğumlu, ikisi de Adıyamanlı. İkisi de barış savunucusu. Sırrı kendi tanıtımı ile Türkmen kökenli, Manuşyan ise Ermeni, vicdan taşıyan iki insan. İkisi de hayatta kalmak için pek çok benzer işler yapmışlar, ikisi de edebiyatçı, sanatçı. İkisi de ırkçılığa, sömürüye, savaşa karşı durmuşlar. Özgürlük mücadelelerine kol kanat germişler.
Vicdanları ikisinin de ciddi bedeller ödemelerine neden olmuş. Ağır işkencelerden geçmişler. Sırrı yıllarca hapishanelerde kaldı. Manuşyan ise Hitler faşizmine karşı Fransız yeraltı direniş örgütünün liderliğini yaptı. Polonyalı, Macar, İtalyan, İspanyol ve Romanyalı 23 yoldaşı ile yakalandı ve 1944’te aynı gün kurşuna dizildiler.
2009 yılında Aras Yayıncılık, Misak Manuşyan’ın eşi Meline Manuşyan tarafından hazırlanan: ‘Bir Özgürlük Tutsağı Manuşyan’ biyografisini Türkçeye çevirerek yayınladı, 2010 yılında ise İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nde, Manuşyan ve dostlarını anma etkinliği gerçekleştirdi.
Etkinlik açılışında Sırrı Süreyya Önder Misak Manuşyan’ın 37 yıllık yaşamıyla birlikte, kurşuna dizilmeden önce karısına yazdığı ‘Canım Meline’m, sevgili küçük yetimim…’ diye başlayan mektubunu okudu.
Amatör olarak kamera kaydı yapmıştım. Tekrar izledim ve dinledim. Manuşyan sanki seksen yıl önceden Sırrı’ya tercüman olmuş duygusuna kapıldım.”