Türkiye’deki üretim maliyetlerinin artması ve hükumetin döviz kuru politikalarıyla birlikte tekstil ve hazır giyim sanayicileri yönünü Mısır’a çevirdi.
Serbest ticaret bölgesi olması ve işçilik maliyetinin de ucuz olmasından dolayı Türkiye’den tekstil sanayicilerinin üretimlerini Mısır’a taşımasını sektörden isimlere sorduk.
“Yüksek kur ve Mısır’daki maliyetlerin düşüklüğü…”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclis Başkanı Şeref Fayat, Serbestiyet’e şunları söyledi:
“Mısır’a ilk gidiş 2005-2007 senelerinde Kürşad Tüzmen’in Ticaret Bakanı olduğu dönemde gerçekleşti. İlk yatırım da 2007’de yapıldı. Sebebi de serbest ticaret bölgesi olmasından dolayı çok az miktarda İsrail malı kullanılarak Amerika’ya ihracat yapmaktı. Çünkü Türkiye’nin Amerika’ya yaptığı ihracatlarda, tekstil ürünlerinden yüzde 20 ile 30 civarında vergi alınırken; Mısır’da üretildiğinde, çok az bir aksesuarı İsrail’den alarak sıfır gümrük vergisi ile Amerika’ya mal ihracatı yapılıyordu. Türkiye ile Amerika arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmadığı için ilk yapılan yatırımlar Amerika’ya ihracat yapabilmek içindi. İğneden ipliğe her şeyin Türkiye’de üretilebildiği o dönemde Mısır’a büyük anlamda yeni bir yatırım olmadı.
“2020 yılının sonunda kurda çok ciddi bir dalgalanma gerçekleşti. Ardından kur korumalı mevduatla döviz üzerinde çok ciddi bir baskı başladı. 2022’nin son çeyreğine kadar hala rekabetçi olabilmek adına üretim yapabildik. 2022’nin son çeyreğinden itibaren kur artmamaya ve içeride Türk lirası maliyetlerimiz artmaya devam etti. 2024’ün başına kadar olan süreçte asgari ücretin maliyeti ortalama 450-500 dolardan 1000 dolara çıktı. Mısır’da ise 250 dolarlarda kaldığı için hem kurun yüksekliğinden hem de işçilikteki 4’te 1’e yakın farktan, Mısır’daki maaliyetler Türkiye’nin çok daha altına indiği için; en azından aynı markalarla çalışmaya devam etmek isteyen hazır giyim üreticileri Mısır’a yatırım yapmaya başladı.
“İlk kez dış yatırım, iç yatırımın üç katı oldu”
“Bundan 1,5-2 yıl öncesine kadar bir Mısır pounduyla bir Türk lirası, dolara karşı 19 birime denk gelirken; bugüne baktığımızda dolar karşısında pound 45 birimken Türk lirası 33 birim. Yani yüzde 51 kur farkı var. Ayrıca Mısır’la Türkiye arasındaki her maldaki maliyet farkı önceki dönemlerde en fazla yüzde 15 iken şu anda neredeyse yüzde 40’lara çıktı. Bu da haliyle Mısır’ı cazip kılıyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa hazır giyim sektörünün son bir yıl içindeki Türkiye dışı yatırımı, Türkiye içi yatırımının üç katı oldu.
“300 bin kişilik istihdam kaybı yaşandı”
“Son bir yıl içerisinde hazır giyim ve tekstil sektöründeki istihdam 1 milyon 300 binden 980 bine düştü. 300 bin kişilik bir istihdam kaybı yaşandı. Artık bıçak kemiğe dayandı. Kurun salınmasından başka bir alternatif kalmadı. Bir an önce kur korumalı mevduat maliyetinden kurtulup kuru yavaş yavaş, en azından enflasyon yüzde 4 artıyorsa ayda 3 arttırıp; 3 artıyorsa 2 buçuk arttırıp yakınsaması lazım. Aksi taktirde bu kadar pahalı olan bir Türkiye’de sadece hazır giyim değil birçok sektör problem yaşayacaktır.
Şeref Fayat.
“Mısır üzerinden İsrail’den aldıkları hammaddeyi Mısır’da işliyorlar”
Mısır’da üretim tesisi yatırımı yapan, Türkiye’den ilk firmalardan olan Eroğlu Holding’e bağlı olan Colin’s’in Mısır’daki fabrikasında yöneticilik yapan Ahmet Sevili, Mısır deneyiminde edindiği izlenimleri şöyle anlattı:
“Mısır’a ilk gidenler olarak Çalık Holding, Eroğlu Holding, LCW, Şahinler Grup gibi büyük şirketleri sayabiliriz. Mısır’da özel sektörde bir asgari ücret olmadığı için işçilik oldukça ucuz. Şu an işçilik maliyeti benim hesabıma göre 200-250 doları geçmiyor. En düşük işçi maaşı 100 dolar. İşçiliğin yanında enerji de oldukça ucuz.
“Son dönemde Mısır’ın tercih edilmesinin çok önemli bir sebebi daha var. Bazı sektörler Türkiye’nin İsrail’le olan ticaretini durdurmasından dolayı İsrail’le Mısır üzerinden ticaret yapıp aldıkları hammaddeyi Mısır’da işliyorlar. Naylon mesela, İsrail’de ucuza naylon veren bir fabrika var. Türkiye’yle de ticaret durunca çoğu firma naylon ipliğini İsrail’den alıp Mısır’da üretmek istiyor. İsrail dışında Çin’den de ürün alıp Mısır’da üretim yapıyorlar. Ayrıca dokuma sanayisinden pijama ve iç giyim üreticileri de Çin’e yöneldi. Çünkü Türkiye’de yüzde 40-45 oranında vergi alınırken ticaret anlaşmalarından dolayı Çin’den ürün alındığında yüzde 15 kadar vergi alınıyor.”
Jade Tekstil adıyla faaliyet gösteren Yeşim Grup’un Mısırdaki üretim tesisi.
“Siyasi gerilimler sanayicileri etkilemiyor”
Erdoğan ve Sisi Hükumetleri arasındaki siyasi gerilimlerin bölgedeki Türkiyeli sanayicileri nasıl etkilediğini sorduğumuzda Sevili, şöyle konuştu:
“Bu büyük firmalar zamanında orada kurulmuş ve işlerini yürütmeye devam ediyor. İki ülke arasındaki politik krizlerden hiçbir zaman etkilenmediler. Çünkü Mısır serbest bölgede bulunan yabancı yatırımcıyı daima koruyor. Yatırımcı sonuçta ülkeye dolar sokuyor. Ayrıca üretim tesislerinde işçiler tarafından ayaklanmalar çıksa da enflasyona göre makul bir zam yapılınca problem ortadan kalkıyor.”
“Türkiye bankalarından kredi kullanıp ülkesini terk edenleri kınıyorum”
Örme Sanayicileri Derneği (ÖRSAD) Başkanı Fikri Kurt konuyla ilgili şunları söyledi:
“Kürşad Tüzmen’in Ticaret Bakanı, Oğuz Satıcı’nın Tekstil İhracatçıları Meclisi Başkanlığı yaptığı dönemde Türk sanayicilerini teşvik amacıyla Mısır’da arsalar parselleyip satmaya kalkıştılar. Hatta oradaki yatırımlarla ilgili eski cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül’ü de açılışa getirdiler. Bunun insafsızca bir hareket olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye’de para kazanıp, Türkiye’nin milli bankalarından kredi kullanıp, tecrübesini ve birikimini Türkiye dışına aktaranları; ülkesini terk edip giden sanayicileri, temsil ettiğim sektör adına kınıyorum.
“Mısır’a gidişin işsizliğin artmasında payı var”
“Haziran ayında işsizlik oranı yüzde 0.7 arttı, genel işsizlik oranı 9.2’ye çıktı. Genç nüfusta işsizlik ise yüzde 17’ye çıktı. İşsizliğin artmasında markalaşmış firmaların gidip de Mısırda üretim yapmalarının büyük payı var. Bu şekilde devam ettiği sürece işsizlik artacak.
“Bunun da yegâne sebebi Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin küçük ve orta ölçekli kobilerin sesini dinlememeleridir. Zenginlerin, zengin lobilerinin sesini dinleyerek alınacak tedbirlerin ülke ekonomisine katkısı olmaz. Bu yanlışların bedelini tüm ülke olarak ödüyoruz.
“Ekonomi bakanı Mehmet Şimşek denetim ve kontrolleri sıkılaştırdı. Birileri cebini doldururken fakir fukaranın vergisini almaktan ziyade, şimdi büyük firmaların üzerine gidip onlardan vergi almaları gerekir. Bugün Mısır’a giden şirketleri incelesinler bakalım Türkiye’deki şirketlerinden Türkiye Cumhuriyeti’ne kaç lira vergi vermişler.”
Fikri Kurt.
“2 bine yakın tekstil şirketi kapanmış ve küçülmüş durumda”
Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Başkanı Hayati Ertuğrul da konuyla ilgili şunları söyledi:
“Firmalarımız aşağı yukarı 2020 yılından bu yana yüksek enflasyondan bunaldı. Son bir yılda tekstil sektörünün maliyetleri yüzde 120 arttı. Kura baktığımızda kur artışı yüzde 30 civarlarında. Bu duruma gelmiş olmak Türkiye’de üretim yapmayı zorlaştırıyor. Hakikaten müşteriler bizlerden istediği fiyatı alamıyor. Bizler de istedikleri fiyatı veremiyoruz bu nedenle müşterileri kaçırma noktasına geliyoruz. Şu anda bazı firmalar kapatma sürecinde, bazı firmalar küçülüyor ve bazı firmalar Türkiye’ye yakın ve işçi istihdamını koruyabilecekleri bir ülke olduğu için Mısır’a gidiyorlar. Mısır’da şu an da bir işçinin dolar olarak maliyeti en son devalüasyonla birlikte 220-230 dolar civarında. Türkiye’de ise 850 doların üzerinde. Neredeyse arada 4 kat bir fark var.
“Mısır’daki tekstil ve konfeksiyon ihracatının üçte birini Türkiye’den giden firmalar yapıyor. Sektör, en kötü zamanlarda bile ülke ihracatının ikincisi olmuştur bazen üçüncü olmuştur. Hatta pandeminin ertesinde otomotiv sanayisini bile geçmiş, ihracatta birinci olmuştur. Ama şu anda ihracatta bir düşüş var. Bizim sektörün iç tüketiminde bile yüzde 15’lere varan bir düşüş söz konusu. 2023 verilerine göre ihracatımızda yüzde 9,2 düşüş var. Pandemiden bu yana aşağı yukarı 2 bine yakın tekstil şirketi kapanmış ve küçülmüş durumda.”
Hayati Ertuğrul.