Ana SayfaÖZEL HABERÖZEL HABER | Tutuklanan Kenan Tekdağ’ın ifadesi: “Görevi bırakacaktım ancak kanalların marka...

ÖZEL HABER | Tutuklanan Kenan Tekdağ’ın ifadesi: “Görevi bırakacaktım ancak kanalların marka değeri için devam ettim”

Can Holding soruşturmasında tutuklanan, Can Yayın Holding yöneticisi Kenan Tekdağ’ın, savcılık ifadesine Serbestiyet ulaştı: “Birkaç defa görevi bırakmak için talepte bulundum ancak çok rica edildiği için ve kanalların marka değerlerini korumak adına göreve devam etmek mecburiyetinde kaldım. Can grubu ile benim de aslen Ağrı Doğubayazıtlı olmam ve aynı aşiretten olmamız nedeniyle sadece babalarını tanırdım.” Tekdağ’ın avukatlığını MHP’den Beşiktaş belediye başkan adayı olan Serkan Toper yaptı.

Can Holding soruşturmasının ikinci dalgasında gözaltına alınan 26 isim arasında olan Habertürk-Show TV yöneticisi Kenan Tekdağ, önceki akşam (20 Ekim) aralarında Bilgi Üniversitesi eski Rektörü, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası Büyük Üstadı Remzi Sanver’in de olduğu 10 isimle birlikte tutuklanmıştı.

Tekdağ’ın yöneticisi olduğu, Habertürk ve Show TV’nin dahil olduğu Ciner Medya grubu Aralık 2024’te Can Holding tarafından Turgay Ciner’e ait Ciner Grubu’ndan satın alınmıştı. Tekdağ, satışın ardından, öncesinde de olduğu gibi medya grubunun başındaki görevini sürdürmüştü.

“Tekdağ, Can ailesiyle çıkar birliği içinde hareket ediyor”

Hakimliğin Tekdağ hakkındaki tutuklama kararında, Sabah gazetesinin aktardığına göre; soruşturmada şüpheli olan Can Holding sahipleri Kemal Can, Murat Can ve Mehmet Şakir Can’ın, kamuoyunda aleyhlerindeki bilgiler nedeniyle “PR çalışması yapma amacıyla” Habertürk ve Show TV’yi bünyesinde bulunduran Ciner Medya’yı satın almaya yöneldiklerine yer verildi.

Can Holding’in medyaya girerek hem kamuoyunda etkinliğini artırmayı hem de ekonomik gücünü meşrulaştırmayı amaçladığına dikkat çekilen kararda, Can Grubu ile Tekdağ’ın Ciner Medya Grubu’nun satın alınması sürecinde çıkar birliği içerisinde hareket ettiği tespitinde bulunuldu.

Hakimlik kararındaki tespitlere göre; Tekdağ, Ciner Medya Grubu’nun satışı sürecinde para trafiğini yönlendiren, ilişkileri organize eden ve Can Ailesi’nin görünürlüğünü minimize eden bir aracı konumunda hareket etti.

Tekdağ: “Satış işlemlerinde Ciner grubu vekili olarak görev aldım”

Serbestiyet, Tekdağ’ın, 2024 yerel seçimlerinde MHP’den Beşiktaş belediye başkan adayı olan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yakınlığıyla bilinen bilinen Serkan Toper ile televizyonlardaki tartışma programlarındaki yorumlarıyla kamuoyunda tanınan Pınar Hacıbektaşoğlu’nun aralarında olduğu avukatları eşliğinde verdiği savcılık ifadesine ulaştı.

Tekdağ’ın ifadesinden öne çıkan bölümler şöyle:

“Soruşturmaya konu olayda isimleri geçen Can ve Ciner (Park Holding) grubu ile alakalı şahsımın bulunduğu konumu açıklamak istiyorum. Ben yaklaşık 30 yıldır Turgay Ciner’in vekaletli avukatıyım. Park Holding bünyesinde genel pozisyonum yalnızca vekalete dayalı avukatlık hizmeti olmakla ne Park Holding’te ne de Park Holding bünyesinde yer alan alt grup şirketlerde hissedar, yönetici, temsilci, yetkili değilim. Mevcut soruşturma kapsamında tespiti yapılan Park Holding’e bağlı Ciner Medya Grubu’nun satış işlemlerinde Ciner grubu vekili olarak görev aldım. İlişkim sadece vekalet ilişkisidir.

“Ayrıyeten Can Holding ile herhangi bir bağım, şirketlerinde herhangi bir ortaklık, yöneticilik ya da hissedarlığım yoktur. Can grubu ile vekalet ilişkim de bulunmamaktadır.

“Marka değerini kaybetmemesi adına satıştan sonra da 3 ay devam ettim”

“Burada yalnızca Ciner Yayın Holding, satıştan önce yönetim kurulu başkanıydım. Medya şirketlerinin adi şirketler gibi olmaması daha ziyade müşteriler, yapımcılar, çalışanlar vs. gibi sosyal çevresi olan bir şirket olması nedeniyle marka değerini kaybetmemesi adına satıştan sonra da bir süre yönetim kurulu başkanlığı görevimi 3 ay süre ile devam ettirdim.

“Can ailesiyle aynı aşiretten olmamız nedeniyle babalarını tanırdım”

“Can grubu ile benim de aslen Ağrı Doğubayazıtlı olmam ve aynı aşiretten olmamız nedeniyle sadece babalarını tanırdım. Şu an ki oğulları olan ve yöneticilik yapan Kemal Can ve kardeşlerini 2018 yılına kadar tanımıyordum. Yalnızca taziye, bayram vb. sosyal etkinliklerde bir araya geldik. Turgay Ciner ise Can grup ailesini hiç tanımamıştır. Daha önce aralarında ticari bir ilişki de olmamıştır.

“Kemal Can’ın müracaatı ile Turgay Ciner ile görüştüm”

“Park Holding’e bağlı medya kuruluşlarının Can ailesine satışı aşamasında Kemal Can’ın bana müracaatı ile Turgay Ciner ile satış hususunda ben görüştüm. Bu görüşmede Park Holding’in de Turgay Ciner’in de vekili olarak görev aldım.

“Satış gerçekleştikten sonra medya sektöründeki tecrüben nedeniyle yönetim kurulu başkanı olarak kısa bir süre görevime devam ettim. Hatta birkaç defa görevi bırakmak için talepte bulundum ancak çok rica edildiği için ve kanalların marka değerlerini korumak adına göreve devam etmek mecburiyetinde kaldım.

“Daha önce bu konularla ile alakalı ilk ifademi verdikten sonra ev hapsi tedbiri ile serbest bırakıldım. Ben serbest bırakıldıktan sonra rahatsızlığım nedeniyle çoğu ziyaretçiyi kabul etmedim. Sadece hukukçular ve avukatlar olmak üzere çok yakın kişiler ziyaretime geldi. Yanıma gelme nedenleri geçmiş olsun ve dayanışma amacıylaydı.”

“Yeğenimin Bilgi Üniversitesi’ndeki görevinde bir dahlim yok”

Tekdağ, soruşturma dosyasına giren Ciner Medya’nın satışından sonra bir döviz bürosundan yüklü miktarda döviz aldığı iddiasını reddetti ve Can ailesi tarafından 2019 yılında satın alınan Bilgi Üniversitesi ile yeğeni B.B.’nin ilişkisi hakkında şunları söyledi:

“Yeğenim B.B. kendisi avukattır. Ağrı Doğubayazıtlı olmamız nedeniyle Can ailesiyle benden daha önce tanışmış, benden daha fazla samimiyeti olan biridir. Hatta kendileri birbirleriyle yaşıttır. Bu tanışıklıktan mütevellit yeğenimin Bilgi Üniversitesi yönetimine resmiyette değil fiili olarak yardımcı olduğunu biliyorum. Ancak yeğenimin bu görevi geçmesinde benim herhangi bir dahlim ya da etkim yoktur.”

“Remzi Sanver’le Fatih Altaylı’nın programlarına katılmasıyla tanıştım”

Tekdağ, kendisiyle birlikte soruşturmada 2’inci dalga operasyonda gözaltına alınan ve tutuklanan Bilgi Üniversitesi eski Rektörü Remzi Sanver’le ilgili olarak da şu bilgileri verdi:

“Dosyada ismi geçen Resmi Sanver kendisi kıymetli bir bilim insanıdır. Kuruluşundan beri Bilgi Üniversitesi’nde yöneticidir. Kendisini yayınlarından ve akademik başarılarından ötürü biliyorum. Bilgi Üniversitesi’nin satışından önce Habertürk’te yayınlanan Fatih Altaylı’ya ait programlara katılması nedeniyle kendisiyle tanıştım. O zamanlarda samimi bir ilişkimiz yoktu. Tamamen sosyal olarak tanıştık. Satıştan sonra da görüşmelerimiz daha da samimi ve sosyal bir arkadaşlığımız oldu. Kendisiyle ticari vs. bir bağlantımız yoktur. Herhangi bir iş görüşmemiz dahi söz konusu değildir. Görüşmelerimizin temel nedeni bilim ve entelektüel konular üzerinedir. Bu konuları yine Habertürk’te katıldığı programlarla hayata geçirmiştir. Kendisiyle planlı herhangi bir uçak seyahatim olmamıştır. 28/12/2022 tarihinde Ankara’dan İstanbul’a gelen uçakta birlikte olmamız tamamen tesadüfidir. Ben çok Ankara-İstanbul arası seyahat ederim. Seyahatlerim genelde iş icabıdır.

“Kemal Can ile Van ziyaretimizde Aydın Ayaydın da vardı”

Tekdağ, soruşturma kapsamında örgüt yöneticiliği suçlamasıyla tutuklanan Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can’la 18 Mart 2023’te İstanbul’dan Van’a yaptıkları yolculukta, 2024 yerel seçimlerinde AK Parti’nin Muğla büyükşehir belediye başkan adayı olan Aydın Ayaydın’ın da yanlarında olduğunu ve ziyaretin de dönemin AK Parti Ağrı Milletvekili Ekrem Çelebi’nin annesinin vefatı nedeniyle taziye ziyareti olduğunu söyledi.

Aydın Ayaydın, aynı zamanda AK Parti İstanbul Milletvekili ve AK Parti MKYK üyesi olan Derya Ayaydın’ın babası.

Tekdağ’ın ifadesinin ilgili bölümü şöyle:

“18/03/2023 tarihinde Kemal Can ile birlikte İstanbul’dan Van iline uçak ile gittiğimiz doğrudur. Hatta bu ziyarette Prof. Dr. Aydın Ayayadın da vardı. Ziyaretin amacı AK Parti Ağrı milletvekili olan Ekrem Çelebi’nin annesinin vefatı nedeniyle ve kendileriyle yakın olmamız sebebiyle ziyareti gerçekleştirdik ve geri döndük.

“Bunun dışında 2020-2021 yıllarında Kemal Can ile planlı herhangi bir uçak seyahatimiz olmadı. Şayet beraber aynı uçakta seyahatimiz varsa ya aynı programa davetli olduğumuzda ya da tesadüfi olarak denk gelmemizden ötürüdür. Yukarıda da beyan ettiğim üzeri işim icabı çok fazla yolculuk yapmaktayım. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”

- Advertisment -