Dün (7 Nisan) ABD Senatosu’nda tarihi bir oylama yapıldı. ABD’nin ilk siyah kadın başkan yardımcısı Kamala Harris’in başkanlık ettiği oturumda Senato, ABD tarihinin ilk siyah kadın Yüksek Mahkeme yargıcını seçti. 50 Demokrat ve 3 Cumhuriyetçi (Mitt Romney, Susan Collins ve Lisa Murkowski) senatörün oyuyla Yüksek Mahkeme yargıcı seçilen Ketanji Brown Jackson, önümüzdeki yaz aylarında yemin ederek göreve başlayacak. Yargıç Jackson, geçtiğimiz ay emekli olacağını açıklayan 83 yaşındaki Yüksek Mahkeme yargıcı Stephen Breyer’in yerine seçildi.
Demokrat başkanlarca aday gösterilen üç liberal yargıçtan biri olan Breyer, Senato ve başkanlık Demokratların hakimiyetinde olduğu ve yaşı ilerlediği için emekli olma kararı aldı. 2022 ara seçimlerini bekleseydi ve bu seçimlerde Senato Cumhuriyetçilerin hakimiyetine geçseydi, herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle emekliye ayrılmak zorunda kalması veya hayatını kaybetmesi durumunda yerine Cumhuriyetçilerin desteklediği muhafazakar bir yargıç atanabilirdi. Breyer emeklilik kararıyla bu olasılığı ortadan kaldırmış oldu.
Joe Biden seçim döneminde söz verdiği üzere Breyer’den boşalan koltuğa aday siyah kadın bir hukukçuyu göstermişti. Ketanji Brown Jackson, halihazırda Washington DC Bölgesi Temyiz Mahkemesi’nde görev yapan bir yargıç. Jackson aynı zamanda Yüksek Mahkeme’ye atanan altıncı kadın. Mevcut Yüksek Mahkeme’de Cumhuriyetçilerin atadığı 6 muhafazakar, Demokratların atadığı 3 liberal yargıç bulunduğu ve Jackson emekliye ayrılan liberal bir yargıcın yerine aday gösterildiği için liberal yargıçlar azınlıkta olmaya devam edecek.
Jackson, Senato onay oylamasından önce Senato Hukuk Komisyonu tarafından detaylı bir şekilde sorgulandı. Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörler Jackson’a kişiliği ve hukuki konulardaki duruşu hakkında çok detaylı sorular yönlendirdi, Jackson’ın yargıç seçilmesi durumunda nasıl davranabileceğini tarttı. Senato sorgusu ABD’de canlı bir şekilde yayınlandı ve binlerce kişi televizyondan veya YouTube üzerinden bu süreci takip etti.
Jackson milyonlarca ABD’linin gözü önünde ne kadar dindar olduğundan kadın kelimesinin tanımının ne olduğuna birçok soruya yanıt verdi ve bütün hayatı, yazdıkları, çizdikleri gözler önüne serildi.
Devlet okullarından Harvard’a
52 yaşındaki Jackson, Washington DC’de doğdu ve çocukluğunu Florida, Miami’de geçirdi. İlkokul ve liseyi kamu okullarında okudu. Lisede Harvard’a gitmek istediğini belirttiğinde akademik danışmanının “Hedefi çok yükseltme, pişman olursun” sözlerine rağmen motivasyonunu kaybetmedi ve Harvard’ı kazandı. Lisans eğitimini hükümet çalışmaları üzerine gerçekleştirdi ve üstün dereceyle mezun oldu. Lisans eğitiminin ardından Harvard Hukuk Fakültesi’ni kazandı ve ülkedeki en prestijli hukuk fakültesi dergilerinden biri olan Harvard Law Review’in editörlüğünü üstlendi. Harvard’daki eğitimi boyunca siyah hakları konusunda birçok makale yazdı ve eyleme katıldı. Amacı Harvard’daki siyah görünürlüğü arttırmaktı. Eğitimi boyunca yoğun bir şekilde tiyatro ve münazara ile uğraştı, birçok münazara turnuvasında önemli başarılar elde etti.
Jackson her ne kadar Harvard’daki eğitiminden sonra para kazanmak amacıyla ara dönemlerde çeşitli özel hukuk bürolarında çalışsa da genel olarak kamu hukukuna yöneldi. 1999-2000 tarihlerinde Yüksek Mahkeme yargıcı Stephen Breyer’in hukuk asistanı olarak görev aldı. Bu süre boyunca günce 16 saat çalışan Jackson, yıllar sonra asistanlığını yaptığı Breyer’den boşalacak olan yargıçlık koltuğuna aday gösterilecekti.
Guantánamo tutuklularının avukatı
Jackson, 2005-2007 yılları arasında federal kamu avukatı olarak çalıştı ve avukatlık ücretini karşılayamayan kişilerin savunmasını üstlendi. Savunmasını üstlendiği davaları seçme şansı olmayan Jackson, bu yıllarda Guantanamo’da terörist oldukları gerekçesiyle tutuklu bulunan ama yargılamaları hukuka uygun şekilde gerçekleşmeyen Müslümanların avukatlığını üstlendi, dönemin Bush yönetimine karşı açılmış davalara katıldı. Yazdığı dilekçelerde ABD’nin uygulamalarının savaş suçu teşkil ettiğini ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.
Jackson seçilirse, daha önce kamu avukatlığı yapmış ilk Yüksek Mahkeme yargıcı olacak. Böylece toplumun öfkeyle yaklaştığı ve avukatların savunmak istemediği kişilerin savunmasını üstlenmenin getirdiği kamu avukatlığı tecrübesi de ilk kez mahkemede temsil edilecek.
Yargıç Jackson
Jackson hayatı boyunca yargıçlığa ilgi duydu. Özellikle ceza yargısı onun için kişisel bir meseleydi. Florida’da yaşayan amcası uyuşturucu bulundurma suçundan ömür boyu hapis cezası almıştı. Cezanın bu kadar ağır olmasının sebebi art arda üç kere işlenmesiydi. Amcası Jackson’dan 2005 yılında yardım istedi ve kalın dava dosyasını kendisine gönderdi. Jackson’dan tanıdığı güvenilir bir hukuk bürosundan davasını üstlenmesini rica etti. Jackson’ın amcası, hukuk bürosunun argümanlarının kendisine iletilmesi sonucunda ikna olan Başkan Obama’nın affıyla özgürlüğüne kavuştu.
Jackson, amcasını özgürlüğüne kavuşturan Obama tarafından 2010 yılında ABD Ceza Komisyonu üyeliğine, 2013 yılında ise Washington DC Bölge Mahkemesi yargıçlığına aday gösterildi. 2021 yılında ise bu defa Biden onu Washington DC Bölge Temyiz Mahkemesi’ne aday gösterdi. Jackson’ın adaylıkları bazı Cumhuriyetçi senatörlerin de desteğiyle Senato’da onaylandı. Jackson yargıçlığı boyunca, Beyaz Saray belgelerinin 6 Ocak araştırma komisyonuna verilmemesi örneğinde olduğu gibi Trump’ın birçok uygulamasını hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti.
“Dindarlığınıza 10 üzerinden kaç verirsiniz”
Yüksek Mahkeme yargıçlarının senato sorgusu ABD için oldukça hararetli geçen gergin bir süreç. Jackson’ın senato sorgusu da hem gergin hem de çok tuhaf geçti.
Demokratlar Jackson’ın ilk siyah kadın yargıç olma özelliğine ve kamu avukatlığı tecrübesine vurgu yaparken Cumhuriyetçiler çok farklı konu başlıklarına değindi. Cumhuriyetçi Senatör Graham, Jackson’ın hangi dine mensup olduğunu sorup “Protestan” cevabını aldıktan sonra “Peki bir Katolik’i tarafsız bir şekilde yargılayabilir misiniz?” ve “Dindarlığınıza 10 üzerinden kaç verirsiniz?” sorularını yöneltti. Bazı senatörler Guantanamo tutuklularının avukatlığını üstlenmesini eleştirdi ve teröristleri savunup savunmadığı, Bush’un savaş suçlusu olduğunu geçmişte belirtip belirtmediği hakkında sorular sordu. Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz, Jackson’ın danışmanlık kurulunda olduğu bir okulda okutulan ırkçılık hakkındaki çocuk kitaplarını gösterip “Kritik Irk Teorisi” hakkında ne düşündüğünü ve çocuklara erken yaşta bu tür kitaplar okutulmasını uygun bulup bulmadığını sordu. Jackson’ın cevabı “Müfredattaki kitaplar hakkında bir söz hakkım yok, yargıçlığımla alakalı bir soru değil” oldu.
Sorgu sürecinin en ilgi çeken konusu ise çocuk pornosuydu. Cumhuriyetçi senatörler sık sık Jackson’ın Ceza Komisyonu’nda çocuk pornosu izleme, bulundurma, yayma suçluları hakkındaki sözlerini ve aynı zamanda çocuk pornosu sanıklarına yargıçken verdiği cezaları gündeme getirdi. Cumhuriyetçi senatör Hawley, Jackson’ı pedofillerin lehine karar vermekle itham etti. Jackson’a sorgu sırasında eşi ve çocukları da eşlik ediyordu. Jackson ise kanundaki ceza aralığından düşük bir mahkumiyete hükmetmesinin sebebinin yine kanundaki hükümlünün yaşı, davanın özel şartları gibi parametrelerin dikkate alınması hükmü olduğunu belirtti ve her davanın özel şartları olduğunu vurguladı. Sorgu sırasında hükümlülere çok uzun yıllar boyunca gözetim cezası verdiğini, bu süre boyunca bilgisayarlarını sınırlı bir şekilde kullanabildiklerini hatırlattı. Jackson, cinsel görüntüleri internette yayılan bir çocuğun hayatı boyunca toplum içine çıkmaktan utandığına bizzat şahit olduğunu ve bu tür davalara bakarken bir anne olarak çok zorlandığını açıkladı.
Bazı Cumhuriyetiler aynı zamanda Jackson’ın liyakate uygun bir aday olmadığını, siyah bir kadın olduğu için aday gösterildiğini de belirtti.
İlk’lerin temsili
ABD tarihinde ilk kez siyah bir kadın ve terörist olduğu gerekçesiyle tutuklanan kişilerin savunmasını üstlenen bir kamu avukatı Yüksek Mahkeme yargıcı oluyor. Jackson’ın muhafazakar çoğunluk nedeniyle büyük değişimlere yol açabilecek kararlara öncülük etmesi pek olası değil, fakat siyah bir kadın hukukçu olarak özellikle karşı oylarıyla yeni hukuk doktrinlerinin doğmasına sebep olabilir, daha önce mahkemenin dikkatinden kaçan hususları gündeme getirebilir. Örneğin, ABD’de siyah bir kadının ayrımcılığa uğradığını kanıtlamak için anayasadaki eşitlik hakkının ihlal edildiğini ileri sürmesi, bunun için de ya kadın ya da siyah olduğu için başka kimliklerle eşit muamele görmediğini ispat etmesi gerekiyor. Yüksek Mahkeme içtihadına göre bir siyah kadın, sadece siyah kadınlara yönelik bir uygulamayı ayrımcılık olarak mahkemenin önüne getiremiyor. Ketanji Brown Jackson, diğer yargıçları ikna ederek ayrımcılık yasağının kapsamını siyah kadınların siyah kadın kimliği üzerinden genişletebilir. Daha önce uluslararası hukuk çalışmış biri olarak ABD hukukunda uluslararası hukuk kurallarının etkisini, özellikle savaş hukukunun önemini arttırmak için çabalayabilir.
Böylece Ketanji Brown Jackson ile beraber Yüksek Mahkeme’ye ilk kez, hem kadın hem siyah oldukları için dışlanan kadınların; avukat parasını üstlenemeyen veya kimsenin savunmak istemediği, toplumun halk düşmanı olarak gördüğü kişilerin tecrübeleri de taşınmış olacak.