Ressam Komet, 10 Mart’ta yani ‘karantina günleri’ başlamadan önce Paris’ten İstanbul’a geldi. 65 yaş üstü olduğu için 60 gündür atölyesine de Paris’e de gidemiyor.
Komet günler nasıl geçiyor?
Evde, desen, suluboya yapıyorum… Kitap okuyorum… Eski filmlere bakıyorum…Zaman geçiveriyor.
En son hangi filmi izledin?
Robert Bresson’un filmlerine tekrar başladım. “Au Hasard, Balthasar”ı seyrettim. Bende çok film var ancak teknoloji değiştiği için bendeki filmleri ancak Paris’ten getirdiğim oynatıcıyla seyredebiliyorum. Bazı eski filmler gerçekten eskimiş. Sıkıcı oluyor. Mesela Hitchcock”un “Rope” yani “Urgan” filmi. Sıkıldım. İnsan TV’lerdeki dinamizme alışıyor. TV’de yavaş film gitmiyor. Sinema salonunda gidebilir.
Korona döneminde bunu yansıtan resimler, sanat eserleri yapmak gerekiyor diyenler var. Öyle akımlar başlamış gibi…
İsteyen yapar isteyen yapmaz. Bir de çeşitli sanat tavırları var. Görsel sanatlarda da eskisi gibi 20. yüzyılın başındaki gibi tek bir akım çıkmıyor. Her türlü şey yapılabiliyor. Güncel sanat, kavramsal sanat, pentür her şey. Çokluk iyidir.
Bazı sanatçılar da bahçesindeki ağaçtan esinlenerek yeni bir şeyler deniyormuş..
O da olur. Sınırı yok. Özgürlük meselesi. Sanat özgürlük mefhumuyla anılan bir şey. Sanatçının kendisini özgürleştirmesi lazım ki o özgürlük de izleyicilere yansıyabilsin.
Senin tablolarına korona günleri yansıyor mu?
Şu anda atölyeme gidemediğim için resim yapamıyorum. Şiirlerime yansıyordur. Böyle bir mecburiyet yok. Kendiliğinden olursa olsun.
Teknolojiyle aran nasıl? Mesela iPad’le resim yapanlar var… Sen kendini dijitalleşmeye açtın mı?
Ben her türlüsünü yapıyorum. Sonuçta söylemek istediğin önemli. Sanat dediğimiz elle tutulur bir şey değil ki. Her şey yapılabilir.
Ne okuyorsun?
Yatak odamda ayrı kitap var oturma odasında ayrı… O anda canım ne istiyorsa onu okuyorum. Bazen Goethe, bazen Evliya Çelebi. Çocukken tarihe meraklıydım. Resimli Tarih Mecmuası vardı. İki cildini buldum onlara bakıyorum. Çok çeşitli kitaplar okuyorum. Şiir yazıyorum. Nurdan Gürbilek’in “İkinci Hayat”ını okuyorum. Pınar Öğünç’ün son hikaye kitabını okudum.
Türkiye’de sanat düşüşte mi?
Kesinlikle değil. Çoğunluğunu genç kadınların oluşturduğu yeni bir sanatçılar kuşağı yetişiyor. Her yerde olduğu gibi iyisi kötüsü var. Mesela karantina günlerinde Cihangir’de hemen bir dayanışma gurubu örgütlediler. Herkes birbirine yardım ediyor. Müthiş bir enerjileri var. Ben iyi görüyorum.
Şiir devam ediyor mu?
Yeni şiir kitabım çıktı bu sene: “Hakikat vs…”
En çok neyi özledin?
Zeynep’i özledim. (yitirdiği eşi Zeynep Bayramoğlu) Seyahat etmeyi… Atölyemi… Yetiştirme duygusu olmadan özgürce resim yapmayı özledim.
Bu süreçte yalnız mı yaşıyorsun?
Yalnızım. Çevremdeki gençlerin, mahallelinin desteğini alıyorum.