Ana SayfaTecrit boşluk ve Ramazan

Tecrit boşluk ve Ramazan

 

Korona günlerinde zihnimiz de verili alanlardan tecrit olmaya başladı. Bildiğimiz yaşam biçimiyle, sonsuz dünyevi arzularla yüzleşme mukadder oldu.

 

Sadelik ve tevazunun kıymetine dair ne çok muhasebe yapılıyor bu günlerde. Ramazan belki de bütün bu sorgulamalara derinlik katacak. Bu acı dolu günlerden elimizde insanlığın ortaklaşabileceği değerlere dair bir meş’aleyle çıkacağız. Picasso’nun Guernica tablosunun bir ucundan yükselen umut ışığı gibi. İrademizle değil ama ilahi tecelliyle zorunlu olarak içine girdiğimiz bir boşluk şimdi evlerimiz. Boşluk hakkı olarak Kuba mescidinden söz etmek istedim yaklaşan Ramazanın şevkiyle. 

 

Peygamberimiz kıyım ve acı dolu Mekke’den barışı inşa ettiği Medine’ye hicret ettiğinde şehre ilk giriş yaptığı Kuba köyünde aynı adda bir ilk mescit inşa etmişti. Seçilen yerin etrafına  aklaşık otuziki metrekare ebadında duvardan ibaret bir yapı. Peki Peygamberimiz tarafından bütün yeryüzünün müminin  mescidi olduğu söylendiğine halde, duvarla sınırlanmamış  geniş bir alanda namaz kılmak mümkünken neden çevrelenmiştir. Bunun aynısını Cibuti kırsalında da görmüştüm. Taşlar dizilerek dikdörtgen bir alan inşa edilmişti güneşin bağrına. İçine ayakkabıları çıkarıp girmeniz gereken temiz bir boşluk yaratılmıştı. Bu boşluk sizi dünyanın incitici örseleyici, asıl misyonunuzdan, kulluk görevlerinizden uzaklaştırıcı baskınlığından, yorucu dünya ahvalinden uzaklaştırma yeriydi. Kızgın güneşin altında, fakat ayrılmış bir boşluğun içinde ruhun dinlenmesi serinlemesi. Afrika’da da Kuba mescidinin ruhu anılmıştı belli belirsiz.  

 

Bu boşluk duygusunu İslam’ın Aynası Camiler kitabında Roger Garaudy kendi içimizdeki boş temiz alanla buluşma ona ulaşma arzusu ve ihtiyacı olarak açıklar. Camiler bazen görkemlidir evet, ama çoğu zaman da çeşitli İslam beldelerinde dışarıdan neredeyse hiç fark edilmezler. Bir köşeyi döndüğünüzde, bir dükkânı geçtiğinizde çarşının loş bir yerinde karşınıza bronzdan bir kapı tokmağı, taştan bir ana kapı çıkıverir. Kapıyı açar açmaz bir sükûn adasına huzur mahfiline kutlu boşluğa adımınızı atmış olursunuz. Bu yücelikle dolu boşluk sizi çekip alır dışarının çalkantısından, sokağın karmaşasından. Sessizliğe açılmış kendinizle Yaratıcınızla karşılaşmış ve yaşamın özüne taalluk eden merkeze, pürüzsüz bir özgürlüğe kavuşmuş olursunuz. Bu günlerde ev bu işlevi görse ne güzel olur. 

 

Şimdiki zamanda dışarıda fasıla vermeden taciz atışı yapan, insanı ele geçmeyen, kaçan, uzaklaşan bir şey var hayıflanmasıyla esir alan kömürsü bir akış var. Kendimizi  sigaya çekme gücümüzü yitirdik, süngüleri tamamen düşmüş olarak teslim alındık. Başka hiçbir yöne bakmamıza izin vermeyen amansız çevrim.  

 

Garaudy’ye göre çarşıdaki en basit alışverişten sevginin veya fedakârlığın en yüce atılımlarına kadar her şey, kendisine karşı hiçbir hilenin ve aldatmacanın yapılamayacağı Allah’ın gözü önünde gerçekleşiyor. Bütün davranışlarına hâkim olabilmek azmiyle dolmak, yeni bir güçle hayatın doluluğuna tekrar dalmak için insanın atlayacağı uğrayacağı eşiktir Mescit. 

 

Kuba mescidinin yerinin bölgenin ileri gelen kabilelerinden önemli bir kadın olan, Külsüm bin Hidm (r.anha) tarafından bağışlandığı rivayet edilir. Peygamberimiz Kuba’da on geceden biraz fazla kalmış ve ilk iş mescidi inşa etmiştir. İnşaatta ilk taşı koyarak ruhun mutmain olacağı, kendine geleceği değerli boşluğun bir an evvel var edilmesini murat etti belli ki. Bu boşluk olmadan bir gün bile yaşamak tehlikeliydi belki.

 

Medine için tekrar yola çıktıklarında namaz vakti girmişti. Sonradan Cuma Mescidi olarak anılacak olan Ranuna vadisinin ortasındaki yerde kendisini karşılayan insanlarla birlikte ilk Cuma namazını kıldılar ve bir hutbe irad ettiler. İlk hutbe olarak anılan sözlerine şöyle başlamıştı: 

“Ey insanlar! Sağlığınızda ahiret için hazırlık yapınız. Biliniz ki kıyamet gününde herkes yaptığından hesaba çekilecektir.”

 

Sonra ayağa kalkıp tekrar konuştu:

“Çünkü Allah’ın kelamı, Allah’ın yarattığı her şeyin takvalı olanını ayırıp seçer, amellerin hayırlısını ve kullarının seçkini olan peygamberlerin kıssalarını anlatır. Helali ve haramı bildirir. Siz sadece Allah’a ibadet ediniz ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayınız. O’ndan hakkıyla sakınınız. Sözleriniz, Allah’a yönelmiş güzel sözler olsun ve aranızda Allah’ın kelamı ile muhabbetleşiniz.”

 

İlk günlere dönmek, İslamın özünü, adaleti esas alan ilkelerini hatırlayabilmek için Ramazan inşallah güzel verimli bir boşluk bahşeder hepimize.

 

 

 

 

 

- Advertisment -