Ana SayfaTürkiye'de teşhis nasıl konuluyor, tedavi nasıl yapılıyor?

Türkiye’de teşhis nasıl konuluyor, tedavi nasıl yapılıyor?

 

Bugüne kadar yapılan toplam test sayısı da 1 milyon 400 bini aştı.

 

Türkiye'de koronavirüs teşhis ve tedavi süreci, Sağlık Bakanlığı'nın belirlediği algoritma ve rehberde yer alan adımlara göre yapılıyor.

 

Bakanlığın web sitesinde Covid-19 Erişkin Tedavi Algoritması'nın en son 12 Nisan'da; Covid-19 Rehberi'nin de en son 14 Nisan'da güncellendiği görülüyor.

 

Yetkililer, Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran en önemli unsurların başında test sayısının fazlalığı ve test sonuçlarının çıkmasını beklemeden klinik bulgular üzerinden tedavi sürecinin hemen başlatılması olduğunu söylüyor.

 

 

Teşhis nasıl konuluyor?

 

Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı rehbere göre, Covid-19 tanı ve tedavi süreci semptom gösteren kişilerin hastaneye başvurmasıyla başlıyor.

 

Ayakta tedavi için hastaneye başvuranlara ilk etapta bir dizi soru sorulması öngörülüyor.

 

Hastaya ateşi, öksürüğü ve nefes almakta zorlanma ya da solunum sıkıntısı olup olmadığı soruluyor. Bu sorulardan herhangi birisinin ya da tamamının yanıtının "Evet" olması halinde, maske takılarak ayrı bir bölüme alınıyor.

 

Soruların yanıtının "Hayır" olması halinde ise başvuran kişiye son 14 gün içerisinde yurt dışına gidip gitmediği, aynı evde yaşadığı kişilerden birinin gidip gitmediği veya Covid-19 tanısı konan biriyle temas kurup kurmadığı sorusu yöneltiliyor

.

Bu aşamada da sorulardan herhangi birisinin yanıtının "Evet" olması durumunda, maske takılarak ayrı bir bölüme yönlendiriliyor. Soruların olumsuz yanıtlanması halinde ise ilgili bölüme sevk ediliyor.

 

Başvuran kişinin anamnezinin yapılması, yani hastaya sorular yönelterek kendisi hakkında bilgi toplanması ve öyküsünün öğrenilmesi sürecinin ardından ise "olası vaka" olarak tanımlanıyor.

 

Rehberde, şikayetler dört gruba ayrılıyor ve bu gruplardan herhangi birinde tanımlanan şikayetlerin tamamının var olması halinde kişi "olası vaka" olarak tanımlanıyor.

 

Öksürük ve solunum sıkıntısı, klinik tablonun başka bir hastalık ile açıklanması ve 14 gün içerisinde kişinin kendisi ya da bir yakınının yurt dışında bulunması.

 

Öksürük ve solunum sıkıntısı ve 14 gün içerisinde bir vaka ile yakın temas edilmesi.

 

Öksürük ve solunum sıkıntısı, hastanede yatış gerekliliği ve klinik tablonun başka bir hastalıkla açıklanamaması.

 

Ani başlangıçlı ateş ile birlikte öksürük veya nefes darlığının olması ve burun akıntısının olmaması.

 

Olası olgu olarak tanımlanan kişiler ise daha sonra fiziki muayeneye alınıyorlar.

 

Genel muayenede nelere bakılıyor?

 

Rehberde, bu aşamada başvuran kişi üzerinde bazı tetkikler yapılması öngörülüyor.

 

Tedavi süreciyle ilgili BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Sema Turan, ilk etapta genel muayene yapılarak, hastanın durumunun değerlendirildiğini söyledi.

 

Turan, "Hasta Covid-19 tanılı ya da Covid-19 şüpheli olarak acile geldiğinde önce bir genel muayene yapılıp hastanın durumu değerlendirilir. Klinik semptomlarına eşlik eden bir tomografi ya da laboratuvar bulgusunun olması önemli" dedi.

 

Rehbere göre, başvuru sırasında şikayeti olan hastayla ilgili ilk etapta altı göstergeye bakılıyor:

 

Hastanın patolojik düzeyde zihin bulanıklığı (konfüzyon) olup olmadığı,

Nabzın dakikada 125'in üzerinde olmasıyla kalp çarpıntısı tespit edilip edilmediği

Solunum sıkıntısı bulunup bulunmadığı,

Hızlı solunum, yani "takipne" göstergesinin dakikada 22'nin üzerine çıkıp çıkmadığı,

Hipotansiyon olup olmadığı,

Kandaki oksijen doygunluğunun yüzde 93'ün altına inip inmediği.

 

Bu göstergelerden herhangi birinin tespit edilmesi halinde hastanın "belirlenen servise yatışı" gerçekleştiriliyor.

 

Rehberde, yoğun bakım ünitesine yatış kriterlerinin mevcut olması halinde, hastanın bu bölüme yatırılması gerektiği belirtiliyor.

 

Söz konusu altı göstergenin mevcut olmaması halinde ise ek kriter olarak hastanın kardiyovasküler hastalık, kanser ve kronik akciğer hastalığı gibi önceden var olan bir rahatsızlığının olup olmadığına bakılıyor.

 

Ayrıca hastanın 50 yaşından büyük olup olmadığı da göz önüne alınan bir diğer kriter.

 

Önceden var olan kronik bir hastalığının bulunması ya da 50 yaşından büyük olması halinde ise yine "belirlenen servise yatışı" gerçekleştiriliyor.

 

Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, servise yatırılmasına karar verilen kişilerin tan kam sayımı, demir, kan pıhtısı gibi değerlere bakıldığı ek tetkikleri yapılıyor ve PA Akciğer Grafisi veya bilgisayarlı tomografisi çekiliyor.

 

Bu koşulların bulunmadığı kişilerden de benzer şekilde ek kan tahlilleri ile PA Akciğer Grafisi veya bilgisayarlı tomografi isteniyor.

 

Tetkik sonuçlarına göre neler yapılıyor?

 

Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, yapılan test ve tetkiklerin sonuçlarına göre, şikayet sahibi kişiler üç kategori altında değerlendiriliyor:

Komplike olmamış hastalar: Ateş ve solunum sıkıntısı olmayan ve tetkiklerde aralık değeri aşmayanlar, altta yatan kronik hastalığı bulunmayanlar, 50 yaş altındakiler, kan testlerinde kötü ölçüt bulunmayan ve film ya da tomografisi normal gelenler. Bu kişilere PCR testi yapılarak, "ampirik tedavisine" başlanması ve eve ya da ilgili izolasyon alanına gönderilmesi öngörülüyor.

 

Zatürre bulgusu olan hastalar: Ateş ve solunum sıkıntısı gibi şikayetleri olan, kan testlerinin belli değer aralıklarında bulunan ve görüntülemede zatürre bulgusuna rastlanılan hastalar. Bu kişilere de PCR testi yapılarak, "ampirik tedavisine" başlanması ve eve ya da ilgili izolasyon alanına gönderilmesi öngörülüyor.

 

Ağır Zatürre bulgusu olan hastalar: Şikayetlerin yanı sıra tetkikleri belli aralıklarda olan ve akciğer grafisi ile tomografisinde yaygın zatürre saptanan kişiler. Bu hastalardan da PCR testi için numune alınıp, yoğun bakıma yatırılıp yatırılmamasına karar verilmesi ve izolasyona alınması öngörülüyor.

 

Yoğun Bakım İhtiyacı Olanlar: Solunum sıkıntısı yaşadığı, oksijen ihtiyacı artış gösteren, hipotansiyonu olan ve akut rahatsızlığı bulunan kişiler. Bu kriterlere sahip hastaların da yoğun bakım sorumlusunun onay vermesiyle birlikte yoğun bakıma yatırılması öngörülüyor.

 

Ampirik tedavi nedir?

 

Ampirik tedavi, kabaca bir hastalığın nedeni, etkisi ve seyri hakkında kesin bilgilere sahip olunmadan hastaya hastalığını tedavisinde etkili olduğu düşünülen ilaçların verilmesi olarak tanımlanıyor.

 

Türkiye'de de Covid-19 salgını döneminde hastaneye başvuran kişilere şikayetleri, medikal geçmişleri, kan değerleri, tetkik sonuçları ve görüntülemede elde edilen bulgulara göre, PCR test sonucu beklenmeden ampirik tedavi başlatılıyor.

 

Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, ilk etapta hidroksiklorokin sülfat tedavisine başlanması gerektiği belirtiliyor.

 

Hidroksiklorokin, sıtmaya karşı kullanılan en eski ve en yaygın ilaçlardan biri olan klorokine çok benziyor. İltihaplı romatizma ve deri veremi (lupus) gibi otoimmun hastalıkların tedavisinde de kullanılan bu ilaç, antiviral özelliğinden dolayı son yıllarda daha fazla ilgi çekmeye başladı.

 

Sağlık Bakanlığı'nın rehberinde, ağır zatürre veya hidroksiklorokin tedavisine rağmen klinik bulguları kötüleşen hastalarda Favipiravir ilacıyla tedavinin başlatılması gerektiği vurgulanıyor.

 

Favipiravir de Japonya'da geliştirilen ve antiviral özellikleri olan bir ilaç. Başta Çin olmak üzere, bazı ülkelerde koronavirüs tedavisinde kullanılıyor.

 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Nisan ortasında yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Covid-19'un tedavisi konusunda dünyadaki diğer ülkelere göre farklı bir yaklaşım içerisinde olduğunu söyledi.

 

Fahrettin Koca, Türkiye'nin diğer ülkelerden farklı olarak hidroksiklorokin ilacını hem pozitif hem de şüpheli olan vakalara uyguladığını ve böyle bir yaklaşım içerisinde olan başka bir ülke bulunmadığını belirtti.

 

Koca, "Bunu da bizde görülmediği dönemden önce bunun tedarikini sağlayan ve bu dönemde vatandaşına ücretsiz veren ve bu kadar da yaygın kullanan ikinci bir ülke yok. Şu an dünya bu ilacın peşinde ama biz 1 milyon kutuya yakın ilacı baştan stokladık" dedi.

 

Bakan Koca, aynı şekilde Çin'den getirtilen Favipiravir ilacının da benzer bir yaklaşımla ve yoğun şekilde kullanıldığını ve bu ilaçların ücretsiz olarak sunulduğunu da sözlerine ekledi.

 

Solunum sıkıntısı yaşayan hastalar için neler yapılıyor?

 

Doç. Dr. Sema Turan, ilaç tedavisiyle birlikte nazal oksijen tedavisine başlandığı ve oksijen doygunluğu değerlerinin yüzde 93'ün üzerine çıkması halinde ise bu tedaviye devam edildiğini aktardı.

 

Hastaya dört saat yüz üstü, dört saat de sırt üstü yatmasının önerildiğini belirten Turan, "Sonrasında hasta normal nazal oksijenle rötarlı strasyonu tutturamaz, solunum sıkıntısı artarsa yüksek akımlı oksijen tedavisine geçiyoruz. Burada biraz ısınmış ve nemlenmiş havayı burundan yumuşak bir silikon kanül vasıtasıyla hastaya uygulamaya başlıyoruz. Hastalar çoğunlukla bu süreçte, bu tedaviden, yüksek akımlı oksijen tedavisinden fayda görüyor" dedi.

 

Solunum sıkıntılarının devam etmesi halinde hastanın noninvazif ventilasyona bağlanıyor ancak durumun daha da kötüleşmesi halinde ise entübe edilerek, invazif ventilasyona geçiriliyor.

 

Kaç çeşit yüz maskesi var ve maskeler koronavirüsten korunmada ne kadar etkili?

 

Tedavi sırasında hastanın ateşi ile diğer klinik bulguları takip ediliyor ve düzenli test ile tetkikler yapılıyor.

 

Turan, Türkiye'nin tanı ve tedaviye erken başladığını belirterek, "Hastaları klinik semptomlarının varlığına göre tedaviye aldık. PCR negatif olsa da klinik semptomları olup tomografisi pozitif olan vakaları tedaviye aldık. Şartlar uygunsa hastanede tedavi ettik. İkinci olarak Çin ve Japonya'dan gelen antiviral ilacımız Favipiravir'i erken dönemde hastalara vermeye başladık. İyi bir antiviral olduğunu ve erken dönemde verilirse faydalı olduğu sonucunu aldık" diye konuştu.

 

PCR test sonuçlarına göre tedavi nasıl şekilleniyor?

 

Sağlık Bakanlığı rehberi ve Koca'nın açıklamaları, Türkiye'de Covid-19'a karşı ilaç tedavisinin klinik bulgular saptanması halinde test sonucu beklenmeden başladığını gösteriyor.

 

Yapılan ilk değerlendirmelerin ardından şüpheli vaka olarak hastaya yatırılmasına karar verilen hastaların test sonucunun pozitif çıkması halinde, tedaviye aynı şekilde devam ediliyor.

 

Test sonucunun negatif çıkması durumunda ise 24 saat sonra tekrar PCR testi yapılıyor ve bunun sonucuna göre tedavi belirleniyor. Rehberde, ikinci testin pozitif çıkması durumunda başlatılan ilaç tedavisi sürdürülmesi, negatif çıkması halinde ise alternatif tanıların değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

 

Yapılan ilk değerlendirmenin ardından evde izole altına alınan ancak Covid-19 tedavisine başlanan hastalarda da bu kez hastalık bulgularının seyri tekrar değerlendiriliyor.

 

Hem test sonucu negatif olan hem de bulguları düzelen hastalar için alternatif tanılar değerlendirilmeye başlanıyor. Test sonucu negatif çıkıp, durumu kötüleşen hastalara ise ikinci bir test yapılıyor.

 

Test sonucu pozitif çıkan ancak bulguları düzelen hastaların tedavisi tamamlanıyor ve 14 gün boyunca evde izole edilmeleri söyleniyor.

 

Pozitif çıkan ve bulguları düzelmeyen hastaların ise hastaneye yatırılıp yatırılmamasına karar verilmesi adına tekrar bir dizi tetkik ve değerlendirme için hastaneye çağrılması öngörülüyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda bu kişilerin hastaneye yatırılıp yatırılmamasına karar veriliyor.

 

Doç. Dr. Turan, hazırlanan rehberin diğer ülkelerden gelen bilgi ve verilerin Türkiye'ye özgü bilgi ve verilerle harmanlanarak hazırlandığını aktardı.

 

Rehberde çok sık revizyonlar yapıldığını vurgulayan Turan, "Her ilacın her hastadaki etkilerini ve olası yan etkilerini değerlendirip onun üzerinden bir takım planlamalar yaptık. İlacın kendisi, doz ayarlaması bunların hepsi sağlık kuruluşlarına gönderilen güncellemede yer aldı. Rehberdeki bu revizyonlar hekim arkadaşlarımız tarafından ülke genelinde çok sıkı takip edildi ve bu durum tedavide istenen yanıtı ülke genelinde almamızı olumlu etkiledi" diye konuştu.

​Kaynak: BBC Türkçe

- Advertisment -